10’ca bilim arasından: Yapay zeka, dünya şampiyonlarını bu sefer dron yarışında yendi
Leonardo da Vinci'nin 'La Giaconda' nam-ı diğer Mona Lisa tablosundan yüzyıllar önce Anadolu'da güzelliğe adanmış bir şaheser vardı. Adı Gaia ya da daha çok bilinen şekliyle 'Çingene Kızı'. Bayram rotamızda bugün bu eserin izinde Zeugma'dayız.
Gaziantep’in Nizip ilçesi yakın zamana kadar dünyanın en güzel mozaiklerinden birine evsahipliği yapıyordu. Bugünkü Belkıs köyü yakınlarında yapılan kazılarda Helenistik Çağ’ın önemli kentlerinden birinin kalıntılarına ulaşılmıştı. Bugün, Birecik Barajı nedeniyle büyük oranda sular altında kalan bu antik kent pek çoğunuzun tahmin ettiği üzere Zeugma.
Büyük İskender’in komutanlarından Seleukos tarafından Fırat nehri kıyısına kurulan kent, zaman içerisinde büyük gelişim gösterir. Büyük İskender’in ölümü üzerine hakimiyet kurduğu topraklarda milâttan önce 3. yüzyılda kendi krallığını ilân eden Seleukos’un başkenti Antakya’dan sonraki en önemli yerleşimlerinden biri burasıydı. Helenistik dönemin estetiğini en güzel biçimde yapıların inşa edildiği Zeugma özellikle bir yönüyle ön plana çıkıyordu. Antakya’da da güzel örneklerine rastlayacağımız mozaikler, Fırat nehri kıyısındaki bu antik kentin en karakteristik yönü oldu.
2001 yılında Birecik Barajı’nın altıncı ve son bölümünün de devreye girmesiyle birlikte önemli bir bölümü sular altında kalan Zeugma antik kentinden çıkarılan mozaikler, Gaziantep merkeiznde kurulan müzede sergilenmeye başlandı. Modern mimarisiyle dikkat çeken müze, dokuz günlük bayram tatilinde gördüğü yoğun ilgiyle ziyaretçi rekorunu da kırdı. 6 Şubat 2023’te meydana gelen deprem sonrası bir süre kapalı kalan müze, başta Gaia yani nam-ı diğer ‘Çingene Kızı’ mozaği olmak üzere, antik kentten çıkarılan çok sayıda tarihi esere evsahipliği yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzeye geçmeden önce Nizip ilçesi yakınlarındaki antik kente dair biraz daha bilgi verelim.
Fırat nehri kıysındaki yamaçlarda yükselen villalar Seleukos’un kudretli iktidarında geçen yılların ardından giderek arttı. Roma İmparatorluğu’nun bölgede hakimiyet kurduğu milâttan sonra 1. yüzyılda Zeugma giderek daha fazla öneme sahip oldu. Bir sınır kenti konumundaki şehir, ticaret sayesinde gelişti. Romalı üst düzey yöneticilerin de yaşadığı bölgede inşa edilen villalara bugün büyük bölümü Gaziantep’in merkezindeki müzede sergilenen mozaikler yapılmıştı. Yunan mitolojisinden hikâyelerin anlatıldığı bu mozaikler, renk kullanımı ve gerçekçiliğiyle aradan geçen neredeyse 2000 yılda hayranlık uyandırmaya devam ediyor.
Eski Yunancada yolların kesiştiği yer anlamına gelen Zeugma, adını yansıtır biçimde farklı coğrafya ve kültürleri bir araya getirdi. Bu özelliği, ona Roma İmparatorluğu’nun topraklarının en geniş sınırlara ulaştığı dönemde de büyük zenginlik kattı. Milâttan sonra 1. yüzyılda nüfusu 80 bini geçen şehir, bölgenin en kalabalık kentlerinden de biri konumundaydı. Roma hakimiyetinin perçinlendiği dönemde yönetimi Kommagene Krallığı’na sınır güvenliği sağlanması şartıyla bırakılan antik kentte yeni tapınaklar da inşa edilmişti. Bunlardan biri şanslıyız ki şehrin sular altında kalmayan kısmında. Hem Helenistik dönemin etkisini taşıyan ve Yunan mitolojisinden etkiler taşıyan hem de yerel inanışları barındıran tapınağın kalıntıları şimdi koruma altında.
Zeugma, Romalılar için “Barış Yolu” olarak da adlandırılan bir yerdi. İmparator Vipsanianus ve Part Kralı 5. Phraates, diplomatik görüşmelerini bu önemli sınır kentinde yapmıştı. Antik kent bunun gibi önemli buluşmalara tarihi boyunca evsahipliği yapmayı sürdürdü. Ancak tarihteki en güçlü Roma imparatorlarından Septimus Severus’un yaptığı fetihler sonrası ülkenin sınırlarını Fırat’tan Dicle nehrine taşıması, kentin önemini azaltmaya başladı. Artık benzeri bir işlevi bugün Mardin sınırları içerisinde kalan Dara antik kenti üstlenecekti. Zira orası da Roma İmparatorluğu’nun en doğudaki kenti olarak tarihe geçecekti.
Milâttan sonra 250 yılında Sasani Kralı Şapur, Roma İmparatorluğu ile giriştiği savaşta Zeugma antik kentini yakıp yıktı. Yüzyıllar boyunca kalıntıları toprağın altında gömülü kalan antik kent, 1783 yılında İngiliz bir seyyah tarafından bulunmuştu Kentteki ilk kazılar ise 1917 yılında bölge işgal altındayken Fransızlar tarafından yapıldı. Bu dönemde antik kente ait tarihi eserlerden bazıları yurtdışına kaçırılmıştı.
9 Eylül 2011’de Gaziantep merkezinde açılan Zeugma Mozaik Müzesi, antik kentteki buluntulara ev sahipliği yapıyor. Dev yer mozaiklerinin sergilendiği müzenin en ilgi çekici parçası kuşkusuz ‘Çingene Kızı’. Türkiye’nin yurtdışı tanıtımlarında da sıklıkla kullanılan bu mozaik, müzede ayrı bir odada tek başına sergileniyor.