Sultan 2. Abdülhamit’in fotoğraf koleksiyonu gün yüzüne çıktı
Arter fotoğraf ödülü Prix Pictet'in 10. yılında finale kalan sanatçıların fotoğraflarından oluşan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Devrim Erbil 60 yıllık kariyerini onurlandıran 'Inspirations'la izleyicilerle buluşuyor. Buyurun sergi turuna...
Biraz kendinizi sorgulatacak, biraz da “neler neler mümkün” diye sizi düşündürecek bu hafta ajandımıza aldığımız sergiler. Galeri ve müzeleri ziyaret ettikten sonra İstanbul’un güzel havasının tadını çıkarıp bol bol düşünecek vakit de bulabilirsiniz.
Bu hafta dumanı üstünde sergiler de var, ziyaret için elinizi çabuk tutmanız gerekenler de… Bu hafta hangi sergiye gitsek, şehirde neler var diyenlere bir yol haritası, buyursunlar.
📍Arter (Yenişehir, Irmak Cad. No:13, 34435 Beyoğlu/İstanbul)
Arter’de dumanı üstünde tüten yeni bir sergi açıldı. Dünyanın önde gelen fotoğraf ve sürdürülebilirlik ödülü Prix Pictet’in 10. yılında finale kalan 12 sanatçının fotoğrafları Prix Pictet Human başlıklı bir sergiyle Arter ev sahipliğinde İstanbul’da izleyicilerle buluşuyor.
Prix Pictet, bir fotoğraf ve sürdürülebilirlik ödülü (Sürdürülebilirlik kavramı nasıl da dört bir yanımızı sardı diye düşüneneler, yalnız değilsiniz) 2008 yılında verilmeye başlanıyor. Hani şu ilk Iphone’ların piyasa sürüldüğü, Instagram’ın hayatımıza girdiği o yıllar… Herkesin fotoğraf çekip paylaşabildiği yeni medya çağında fotoğraf sanatının değişimi elbette tartışmaya açık ancak Prix Pictet fotoğrafların hikaye atma gücüne inanan bir organizasyon olarak tanımlıyor kendini.
Bir grup gazeteci olarak serginin önizlemesine davetliydik.
Prix Pictet iletişim başkanı Isabelle von Ribbentrop’un da aralarında bulunduğu ekip bizi karşıladı, Prix Pictet’i tanıttı ve sergideki sanatçı ve fotoğrafların hikayelerini anlattı. Isabelle, 2008’deki kuruluşundan bu yana dünyanın en önemli sanat ödüllerinden biri haline gelen Prix Pictet fotoğraf ödülünün en önemli mimarlarından biri. Az önce bahsettiğim sosyal medya konusuna o da değiniyor, “Fotoğrafların gücüne inanıyoruz. Yazıyla anlatamadığınız hikayeleri fotoğraflarla herkese ulaştırabiliriz. Instagram bizden ilham aldı” diyor gülerek.
Ödül bugüne kadar her biri sürdürülebilirliğin belirli bir yönüne vurgu yapan on farklı tema altında verildi. Bu seneki teması ise ‘Human/ İnsan.’ Bu seneki sergide İran, Ukrayna, İtalya, İngiltere, ABD, Polonya ve Meksika’nın da aralarında bulunduğu ülkelerden 12 sanatçı ve fotoğraf serileri yer alıyor. Sanatçıların çalışma konuları, yerli halkların yaşadığı zorluklardan, çatışmadan, çocukluktan, ekonomik süreçlerin çöküşünden, insan yerleşimlerinin izlerine, sanayinin gelişmesine, çete şiddetine, sınır topraklarına ve göçe uzanıyor.
Kimi pandemi günlerini, kimi Ukrayna’daki savaşı, kimi eriyen buzullar nedeniyle göç eden Kuzeylileri, kimi de farklı kültürlerde insanlara musallat olarak onların hastalanmalarına sebep olabilen –felaket getirdikleri düşünülen– rüzgârların fotoğraflarıyla sürdürülebilirliği gündeme getiriyor.
Büyük ödülün sahibi Hindistanlı fotoğrafçı Gauri Gill de serginin basın açılışında ekiple birlikteydi.Gill, yirmi yılı aşkın süredir Hindistan’ın Racastan eyaletinin uzak çöl bölgesinde yaşamını sürdürmeye çalışan insanların hayatlarını fotoğraflıyor.
Sanatçı serginin bugüne kadarki hiçbir lokasyona gitmemiş. İstanbul’a özel olarak ilk kez serginin bir edisyonunu ziyaret ediyor. Soruları yanıtladı, 1970’te çektiği fotoğrafı anlatırken kişisel geçmişinde de bir yolculuğa çıktı. “O zaman bu fotoğrafı çektiğimde çok gençtim” diyen Gill, fotoğraflarındaki “nesnelerin” yani insanların her biriyle ayrı ve özel bir bağ kurduğunu hatırlıyor. Fotoğrafların hikayesini ise şöyle anlatıyor:
“Nisan 1999’da Racastan’daki köy okullarını fotoğraflamak üzere yola çıktım. Çoğunlukla şehirlerde büyüdüğüm için her bir okulun, hakkında gerçekten hiçbir şey bilmediğim, karmaşık gerçekliklerden oluşan bir mikrokozmos olduğunu çok geçmeden anladım. O günlerden itibaren, Batı Racastan’ın Tar Çölü’nde onlarca yıl aynı insanları ziyaret ederek geniş bir yaşam yelpazesine tanık oldum: Kuraklık yılları ve Barmer’in Keşmir’e dönüştüğü büyük muson yılı; hummaya yakalanmanıza neden olabilecek toz fırtınaları ve evlerin yeniden inşa edilmesine neden olacak kadar şiddetli bir sel. Tarım döngüsünü, göçü, erkeklerin çalışmak için Gujarat’a ve Maharaştra’ya gidişini, Food for Work programlarını, kırsal istihdamı ve diğer hükümet programlarını, göç yolculuklarını, salgın hastalıkları, beyin sıtmasını, tüberkülozu, dolup taşan hastaneleri, personeli yetersiz okulları; yılan ısırığı, kaza, yetersiz çeyiz nedeniyle diri diri yakılma veya yaşlılık sonucu ölümleri; devenin öldüğü̈ yıl olarak anılan bir yılda bir devenin ölümünü, doğumları, evlilikleri, çocuk evliliklerini, tefecileri, açlık grevlerini, ulusal seçimleri ve pançayat (köy meclisi) seçimlerini, festivalleri, nesilden nesle aktarılan kan davalarını, kutlamaları, duaları… ve tüm bunlar arasında bana yol gösteren yürekli dostlarımı izledim.”
Prix Pictet Human sergisi kapsamında ilk kez İstanbul’a gelmiş Gill. İstanbul’da fotoğraf çekip çekmeyeceğini soruyorum. Tamamen turistliğe adayacakmış kendini: “Birkaç günlüğüne geldim. Ve bu büyüleyici şehre ilk gelişim. Tamamen turistlik bir rota çizdim kendime, gezeceğim. Belki ikinci ziyaretimde fotoğraf da çekerim.”
Prix Pictet’nin onuncu edisyonu, Victoria & Albert Museum’daki ilk kez sergilendi. Bir sonraki durağı ise İstanbul oldu. Buradan sonra 2024 ve 2025 yıllarında Dublin, Bangkok, Münih, San Diego ve Stockholm’deki önemli müzelere de uğrayacak.
Prix Pictet ekip olarak bizim aracılığımızla bir de mesaj iletti: Herhangi bir mesajı vermenin en güçlü yönünün fotoğraflar olduğuna inanıyorlar. Bu nedenle daima her ziyarete açık, ücretsiz ve ulaşılabilirler. Fotoğraflar her ne kadar iklim krizi, savaş ve zorunlu göç gibi kavramları anlatsa da izleyicilerin sergiden umutlu ayrılmalarını istediğini söylüyorlar. İstanbulluları da aileleri ve arkadaşlarıyla ziyarete beklediklerini her fırsatta kendilerine ulaşabileceklerini hatırlatıyorlar.
Fotoğraflar sadece anlık görüntüleriyle sizi etkileyecek mi ziyaretiniz sırasında kendiniz karar vereceksiniz. Ancak her birinin hikayeleri, sanatçıları tarafından anlatılıyor. Bu da fotoğraflarla kuracağınız bağı daha da güçlendirecektir.
📌Sergi, 26 Nisan–27 Temmuz 2024 tarihleri arasında Arter ev sahipliğinde İstanbul’da izleyicilerle buluşacak.
Not: Arter, Salı-Pazar günleri 11:00-19:00, Perşembe günleri ise 11:00-20:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 24 yaş altı izleyiciler için her gün; Perşembe günleri ise her yaştan izleyici için ücretsiz. Bilet 100 TL.
📍İstanbul Sinema Müzesi( Kuloğlu, İstiklal Cd. No 131/A, 34433 Beyoğlu/İstanbul)
Devrim Erbil için ressamın şairi denir. Resim dünyasının duayenlerinden Erbil, sanat yaşamının 60. yılını özel bir sergiyle kutlayacak. Sanat izleyicilerine de bir hediye diyebiliriz bu sergi için. Zira sanatçının daha önce gün yüzüne çıkmamış birçok eseri sergilenecek. Renk Erbil küratörlüğünü üstlendiği sergide sanatçının yağlı boya, ipek halı ve NFT gibi farklı tekniklerle ürettiği eserler yer alıyor. Üstelik bu uzun sanat yolculuğuna eşlik etmiş 34 sanatçının eserleri de sergiye eşlik edecek.
İstanbul Sinema Müzesi’ni öğlen saatlerinde ziyaret ederseniz görece daha sakin olduğunu fark edeceksiniz. Öyle ki perşembe günü öğlen saatlerinde müzenin tek ziyaretçisi bendim. Şanslı bir ziyaretçi olarak Erbil’e eşlik eden 34 sanatçıdan biriyle, Emirhan Bıçakçı’yla tanıştım.
Bıçakçı, ortasında Devrim Erbil’in gülümsediği bir portrenin olduğu, kare kare parçalardan oluşan bir eserle sergide. Bıçakçı, 2023 Ocak ayında hocası Devrim Erbil’in daveti üzerine Bodrum’a gitmiş. Kendisi daha önce İş Bankası Müzesi’nde Cumhuriyet’in 100. yılı için açılan ‘Yaşasın Cumhuriyet’ sergisinde Atatürk’ün portrelerinden oluşan bir esere de imza atmıştı. Bu süreçte ona destek olan Erbil’in davetiyle Bodrum’a gittiğinde ise hocasıyla çok daha yakın bir çalışma ortamı yarattıklarını anlattı.
“Biz hayatımızın her anılarından oluşuyor, ismimiz yalnızca çağrılma şeklimiz” diyor Bıçakçı. Sergide yer alan tablosunun her bir karesinde de Erbil’in hayatının öne çıkan anlarını resmetmiş, Erbil’in çeşitli fotoğraflarından hayatının dönüm noktalarından yararlanmış. Sanatçının şair kimliği, askerlik yılları, atölye yılları ve Erbil’in Bodrum’da beslediği kırlangıç kuşu, kuşun hemen ağzında da Erbil’in tavla oyunundaki ustalığına istinaden bir zar yer alıyor. Sabırsızlıkla kırmızı karelerin ne anlama geldiğini soruyorum, “Sürprizi orada, onu en son söyleyeceğim” diye gülüyor. Ben sizi oyalamadan hemen yazayım: Devrim Erbil’in kendisi bir tuval. Kendi kalbini, tuval olarak kullanıyor. Devrim Erbil’in 86 yıllık kalbine ve kırmızına istinaden kalbi temsil ediyor. Eserin hikayesi bir yılda oluşmuş. Tamamlanması ise 2 ayda tamamlanmış.
Erbil’e sürpriz olmuş. Zira Bıçakçı birlikte kaldıkları süre boyunca kendisi için çok önemli olan, ünlü birini resmedeceğini söylemiş ancak bunun Erbil olduğunu açıklamamış. Devrim Erbil eseri ilk defa sergiye hazırlık sürecinde gördüğünde hem çok şaşırmış hem de çok mutlu olmuş. Bıçakçı da hocasının kariyerini onurlandıran bu serginin bir parçası olmaktan çok memnun. İstanbul Sinema Müzesi’ne yolunuz düştüğünde özellikle bu esere yaklaştığınızda etrafınıza iyi bakmanızı öneririm, Emirhan Bıçakçı’yla karşılaşırsanız zaten o kendini tanıtıp eserinin hikayesini anlatacaktır. Benden de selam!
📌Inspirations sergisi İstiklal Caddesi’ndeki İstanbul Sinema Müzesi’nde 20 Nisan – 20 Haziran tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak.
📍DG Art Project (İstiklal, Polat, Piyalepaşa, Baruthane Deresi Sk. No:2 A Blok, 34440 Beyoğlu/İstanbul)
Yalnızlar, hayattan yorulmuşlar, bazı şeyleri kabullenmiş ama yine de hayata devam edenler… Tanıdık geldi mi bu hisler? Yoksa bizzat kendinizden bir şeyler mi buldunuz? O halde sizi bu insanların resimlerine yakından bakmaya götürelim.
Orhan Umut’un Gece Görüşü adlı sergiyle bu insanların resimlerini gösteriyor izleyicilere. Söylediklerimiz içinizi kasvetlendirmesin Orhan’ın resimleri ne olursa olsun yaşama sevinçlerini ve umutlarını koruyanların hikayelerini anlatıyor aslında. Resimlerde bir hayal unsuru olan gündüzü ve aydınlığı konuşmaya devam eden karanlıktakilerle tanışacaksınız. Kim bilir belki onlardan biri olarak ayrılırsınız siz de…
📌Zeynep Öztürk küratörlüğünü üstlendiği sergi 18 Nisan-11 Mayıs tarihleri arasında DG Art Project’te.
📍Galeri Selvin (Arnavutköy Dere Sok. No:3 Arnavutköy, Beşiktaş İstanbul)
Diyarbakır denilince aklınıza gelen ilk şey deniz olmayacaktır elbette. Ama orada büyümüş, Askerî Rüştiyesi’ndeki eğitimi sırasında, kurşunkalem ve suluboya çalışmalarıyla tanınmış biri Tahsin Bey, en önemli deniz ressamlarından biri. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi’ne giden Tahsin Bey, burada Kuleli’deki hayatı sırasında Boğaz’ın güzelliklerini, gemileri, şilepleri görüp çok etkilenmiş. Resimlerine de deniz sevgisini yansıtmış.
Şimdi sanatçı, aile koleksiyonunda kalan son ve çoğu poşad niteliğinde 30 kadar eserinden oluşan ilk kişisel sergisiyle İstanbullu sanatseverlerle buluşuyor.Sergiye paralel olarak, Sanat Tarihçisi Ömer Faruk Şerifoğlu’nun hazırladığı, Ressam Tahsin Bey hakkında bilgi ve belgeye dayalı, önemli eserlerini içeren kaynak bir kitap da eşlik ediyor.
📌 Diyarbakırlı Tahsin Bey sergisi 24 Nisan- 18 Mayıs tarihleri arasında Galeri Selvin Arnavutköy’de.
📍Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı(Harbiye, Darülbedai Caddesi No:4, Taşkışla Cd., 34367 Şişli/İstanbul)
Otomobil cam sileceği, silikon, plastik, paslanmaz çelik, bisiklet freni… Bu malzemelerin kullanıldığı bir sanat sergisi var desek? Sanatçı Server Demirtaş farklı malzemeleri, heykelleriyle buluşturmasıyla meşhur bir isim. Eserlerinde teknoloji başrolde. Devrim Erbil’in öğrencilerinden Demirtaş, soyut resmin önde gelen isimlerinden Adnan Çoker’le bir süre ortak çalışmalar yapmıştı. Ancak esasen resim alanında eğitim almasına rağmen rotasını heykele kırdı. Üstelik sanatta üçüncü boyuta farklı bir bakış açısı getiren öncü çalışmalarıyla…
Sanatçının hem göze hem de kulağa hitap eden kinetik eserleri (sanıyorum eserleri görünce ne demek olduğunu daha iyi anlayacağız) Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek çağdaş sanat fuarı CI Bloom kapsamında sanatseverlerle buluşacak. Brieflyart Galeri’nin temsil ettiği sanatçının yeni eserleriyle tanışmak için fuarın LK-14 numaralı standına uğrayabilirsiniz.
📌Bu sene üçüncü kez gerçekleşecek çağdaş sanat fuarı CI Bloom Fuar’ı 24 – 28 Nisan tarihleri arasında.
📍Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (Emirgan, Sakıp Sabancı Cd. No:42, 34467 Sarıyer/İstanbul)
Geç Osmanlı İmparatorluğu’nun ve erken Cumhuriyet döneminin öncü kadın sanatçılarından Melek Celâl’e odaklanan sergiyi henüz ziyaret etme fırsatı bulamayanlara iyi haber: Sergi, 23 Haziran Pazar gününe kadar uzatıldı. Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi, 1924’te Galatasaray Sergileri’nde ilk nü eserleri gösteren, 1935’te ise ilk kişisel sergisini açan Cumhuriyet aydını kadın sanatçı Melek Celâl’i tüm yönleriyle sanatseverlere hatırlatıyor. Sergi çok yönlü üretim yapan sanatçının tablo ve eskizleri, Anadolu motiflerinden esinlenerek çizdiği desenleri, şehir planlama, hat sanatı ve Türk işlemeleri ile ilgili kaleme aldığı makaleleri, eleştirileri ve kitapları ile hayatına ışık tutan fotoğraflar, kartpostallar, hatıra yazıları ve mektupların bulunduğu zengin bir arşivden oluşuyor.
📌Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek Celâl sergisi, 23 Haziran 2024’e kadar pazartesi hariç her gün 10.00 – 18.00 arasında SSM Galeri -2’de ziyaret edilebilecek.