Tahliyesine aylar kalmıştı: Sürgün cezaevinde şüpheli ölüme dava açılmadı
Karabulut ailesi, kızları Münevver'i vahşice öldüren Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar ettiğine inanmıyor. Bu yüzden birileri günlerdir Garipoğlu'nun öldüğüne kamuoyunu iknaya çalışıyor. Önce otopsi görüntüleri yayınlandı, şimdi de son voltası.
Lise öğrencisi Münevver Karabulut’u 15 yıl önce vahşice öldürerek infiale yol açan Cem Garipoğlu’nun daha sonra cezaevinde intiharına ilişkin tartışma ve hukuki süreç devam ediyor. Karabulut’un ailesi Garipoğlu’nun mezarının açılarak öldüğünün ispatlanmasını istiyor. Geçenlerde Garipoğlu’nun 2014 yılındaki otopsi görüntüleri yayınlandı. Kamuoyunun gündemine oturan fotoğraflardan sonra şimdi de Garipoğlu’nun intihardan kısa süre önce hapishanede zamanını nasıl geçirdiğini ve neler yaptığını gösteren kamera görüntüleri ortaya çıktı.
10 Ekim 2014 tarihinde intihar ederek öldüğü söylenen Garipoğlu’nun gerçekten ölüp ölmediğiyle ilgili soruşturma dosyasına da giren bilgilere göre Garipoğlu Silivri 5 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna 24 Ekim 2011 tarihinde götürüldü. Bir süre güvenlik nedeniyle F Blok F9 üst blok koğuşuna yerleştirildi. 1 Aralık 2011’de talebi üzerine F Blok F3 Alt koğuşuna yerleştirildi.
Sabah’ın haberine göre Garipoğlu Silivri’de 10 Ocak 2013’e kadar koğuşu aynı hapishanede cezasını çeken kişilerle paylaştı, ancak o tarihten itibaren güvenlik gerekçesi ve kendi talebiyle tek başına F Blok F3 Alt koğuşuna alındı; intihar ettiği iddia edilen 10 Ekim 2014 tarihine kadar. Garipoğlu’nun koğuşunda üç yaşam odası, bir hobi odası, bir mutfak ve avlu vardı.
Garipoğlu’nun intihar ettiği iddia edilen 10 Ekim ve 9 Ekim 2014 tarihlerindeki tüm koğuş giriş çıkış ve iç kamera kayıtları adli emanete alındı. Kameralar özel yaşam alanı bölmelerle mutfağı görmüyordu, sadece bölmelere giriş çıkış, koğuş dışı ile içinin koridor kısmı ve mutfakla bağlantısı bulunan avluyu gösteriyordu.
İntihardan bir gün önce, 9 Ekim saat 08.11’de sabah sayımına çıkan Garipoğlu Kurban Bayramı nedeniyle anne ve babası ile açık görüş yapmak için saat 10.50’den 11.42’ye kadar gardiyanlar tarafından koğuşundan alınarak geri götürüldü.
Garipoğlu 11.42’de koğuşa getirildiğinde öğle yemeğini de aldı ve yemekten sonra bir süre koğuşta, bir süre de avlu da dolaştı. 14.30 sıralarında tekrar koğuşuna geçti ve mazgaldan verilen yemeği aldı. Akşam saatlerine kadar koğuş içinde bölmeler arasında yaşantısına devam etti. 20.07’de akşam sayımına çıktı.
Gardiyanlar koğuşa gelerek gece sat 01.50 sıralarında koğuşun içini mazgaldan kontrol etti. Garipoğlu o sırada mutfakta bulaşık yıkıyordu. Kapıya gelen gardiyanlara başını uzatarak cevap verdi. Alınan ifadelerle kamera görüntüleri bu olay örgüsüyle örtüştü.
Kamera görüntülerine göre 9 Ekim’i 10 Ekim’e bağlayan gece uzun süre koridorda volta atan Garioğlu saat 03.09’da üçüncü bölmenin kapısını tamamen kapattı. Dört dakika sonra ise koridordaki tabureyi aldı ve üçüncü bölmeye geçip kapısını tekrar kapattı. Bir daha da dışarı çıkmadı. Bu esnada kamera kayıtlarına göre avlu, iç ve dış koridor görüntülerinde koğuşa giren çıkan kimse yoktu.
İnfaz koruma memurları 10 Ekim sabah sayımı için koğuşa geldi ve seslendi. Ancak Garipoğlu ses vermedi. İçeri giren gardiyanlar Garipoğlu’nu üç numaralı odada başında poşet, boynunda kırmızı renkli düğümlenmiş naylon çamaşır ipi, üstü çıplak, altında eşofmanla yerde yatar şekilde buldu. Görevliler hemen revir ve 112 sağlık ekiplerini haberdar etti. Yapılan sağlık kontrolünde Garipoğlu’nun öldüğü anlaşıldı.
Koğuş içinde yapılan incelemelere göre bir numaralı oda Garipoğlu tarafından önünde çekilebilir durumda masa ile kapalı tutulur şekilde bırakılmıştı. Bu odada yapılan aramada intihar notu ya da şüpheli bir duruma rastlanmadı. İki numaralı odada ise Garipoğlu’nun yatağı, özel eşyaları bulunuyordu. Detaylı aramalarda burada ders kitapları ve şahsi eşyalar bulundu.
Üç numaralı odada yani Garipoğlu’nun intihar ettiği iddia edilen odada yapılan aramada boş resim tuvali, boyalar, yatağı olmayan boş bir ranza ve üstünde bazı eşyalar yer alıyordu. Şüpheli görülen tüm eşyalara elkondu ve muhafaza altına alındı. 4 numaralı odada ise temizlik malzemeleri yer alıyordu.
Tüm koğuş detaylı olarak kamera kaydına alınarak arandı. Koğuşta bulunan çöplere kadar arandı ve intihar notuna ulaşılamadı. Olay yeri inceleme uzmanları olay yerinin krokisini çıkardı. Her bölmedeki acil çağrı butonları çalışır durumdaydı. Yapılan arama tutanağa geçirildi. Koğuş içinde boğuşma, kavga, mücadele bulgusuna da rastlanmadı.
Koğuştan ve Garipoğlu’ndan alınan deliller İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü ve Adli Tıp Kurumu’nca incelendi. Koğuştaki ve Garipoğlu’ndan alınan delillerle 2009 yılında cinayetin işlendiği sırada Garipoğlu’ndan alınan özelliklere ait genotipin uyumlu olduğu sonucuna varıldı. Başka DNA’ya rastlanmadı. Anne ve baba Garipoğlu’ndan da alınan DNA örnekleri temiz çıktı.
Sabah’ın haberindeki bilgilere göre Cem Garipoğlu cezaevine ilk girdiği tarih olan 1 Ocak 2009’dan 10 Ekim 2014’e kadar toplam 33 kez psikolog görüşmesi ile bireysel görüşme yaptı. Sağlık sorunlarına ilişkin üroloji, psikiyatri servislerine sevki sağlanarak tedavisi gerçekleştirildi. Rutin kontrollerine zamanında gönderildi.
Garipoğlu sosyal hizmet uzmanları ve kurum psikologlarınca düzenli olarak bireysel görüşmeye alınarak gözlem altında tutuldu. Bireysel psikolog görüşmelerine ilişkin tutulan kayıtlarda olumsuz duruma da rastlanmadı.
Garipoğlu’nun son görüştüğü kurum psikoloğu verdiği ifadede Garipoğlu’nun dışa yansıttığı ve vefatına neden olabilecek bir olumsuzluğun olmadığını aktardı.
Garipoğlu’nun ölmeden önce devamlı antidepresan veya psikiyatri servislerince yazılmış bir ilacı da yoktu. 26 Aralık 2013’te yazdığı dilekçeyle kullandığı antidepresan ilacın iptalini talep ettiği de kayıtlarda yer aldı.
Garipoğlu’nun hapishanedeykenki eğitim durumu da soruşturma dosyasında yer aldı. Açık Öğretim Lisesini tamamlayan Garipoğlu Açık Öğretim Fakültesi İşletme Bölümü’ne devam ediyordu. Son olarak 1 Ekim 2013’tarihinde hapishanenin eğitim birimince yürütülen faaliyetlere katıldığı da kayıtlara geçti.
4 Ekim 2013- 30 Aralık 2014 arasında düzenlenen F Bloktaki iş atölyesindeki resim kursu faaliyetlerine de katıldı. 10 Mart 2014’te ise eğitim birimi tarafından düzenlenen münazara ve sinema gösterimine de giden Garipoğlu aynı tarihte düzenlenen konferans ve 18 Nisan’daki sinema gösterimine de katıldı.
Soruşturma dosyasına giren en çarpıcı verilerden biri Garipoğlu’nun hapishanede görevli din adamları ile de intihar etmeden son bir ay içinde görüşmeler yapması oldu. Kurum vaizlerinden alınan ifadeler kapsamında bu görüşmelerde de tıpkı psikologlarınki gibi olumsuz bir durum yaşanmadığı not edildi.
Garipoğlu haftalık telefon görüşme haklarınıysa anne ve babası ile kullandı. En son intihardan beş gün önce 6 Ekim 2014’te annesi ile telefonla görüştü. Son iki aylık telefon görüşme kayıtları da incelendi ancak olumsuz duruma rastlanılmadı.
Haftalık kapalı, aylık açık rutin görüşlerini yapıyordu. Ailesi ve önceki koğuş arkadaşları tarafından kuruma olumsuz bir durum bildirilmedi. Özel görüşme ya da sıkıntısı olduğuna dair kuruma yazılı veya sözlü bir talebi de bulunmadı.
Anne ve babasıyla son yüz yüze görüşme intihar ettiği iddia edilen günden bir gün önce 9 Ekim 2014 tarihli Kurban Bayramı sebebiyle yaptığı açık görüştü. Anne ve babası ile bir saat görüştü. Görüş esnasında kayıtlara göre olumsuz bir durum bulunmuyordu. Üç kişilik ziyaretçi listesinin üçüncü ismi kuzeniydi. Onunla ise 25 Nisan 2014’te görüşmüştü.
Garipoğlu intihar ederken başına geçirdiği poşeti 19 Eylül 2014’te annesi tarafından kendisine verilen eşyalarla koğuşa getirdi. İçi elbise dolu poşetin verildiği anlar kamera kayıtlarında görülüyor. Boynunda bulunan naylon çamaşır ipini ise 20 Şubat 2014’te aldı. Bu tarihte iki adet çamaşır ipi talep ederek satın aldığı kantinin fiş kayıtlarından saptandı.
Garipoğlu’nun ölüp ölmediğiyle ilgili iddialar üzerine Karabulut ailesi Cem Garipoğlu’nun mezarının açılmasını (fethikabir) istedi. Ancak talep hem savcılık hem de Adalet Bakanlığı tarafından reddedildi.
Cem Garipoğlu’nun babası Nida Garipoğlu da geçen aylarda mezarın açılmasını ve tartışmaların son bulması yönünde savcılıktan talepte bulundu. Soruşturmayı yürüten Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan Cem Garipoğlu’nun otopsi işlemi sırasında yapılan işlemlere ait fotoğrafları ve video kayıtlarının hazırlanıp savcılığa gönderilmesini istedi ve dosyaya bilirkişi atadı.
Bilirkişi de otopsi görüntülerini izleyerek dökümünü yaptı ve savcılığa sundu. Şimdi savcılığın Garipoğlu’nun mezarının açılıp açılmamasıyla ilgili kararı bekleniyor.