Küresel borsalar haftaya moralli başlarken Borsa İstanbul toparlanmaya çabalıyor
Türkiye’de son yapılan güncelleme ile ilaçta referans fiyatı 17,55 TL’ye çıkarıldı. Ancak artan kur nedeniyle yenilikçi özelliklere sahip ilaçlara erişim sorunu yaşanıyor. İlaç üreticileri fiyatın yılda iki kez yerine daha sık güncellemesini istedi.
Türkiye’de ilaç fiyatlarında kamu tarafından 2004 yıllardan bu yana euro kuruna göre referans fiyat politikası izleniyor. Uygulanan sisteme göre ilaç fiyatları Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği Avrupa’daki beş ülke (Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan) ve ilaçların ithal edildiği ülke ile “seri serbest bırakma”nın yapıldığı ülke arasından en düşüğü seçilerek belirlenmekte. Ancak artan kurdan dolayı Türkiye’de bazı ilaçları bulmak zorlaşırken, son iki yıldan bu yana ilaç fiyatlarında yılda iki kere güncellenme yoluna gidildi. Son olarak referans fiyatı 17,55 TL’ye çıkarıldı. Fakat ilaç üreticileri artan kur nedeniyle Türkiye’deki ilaç fiyatlarının Avrupa’nın en ucuz ülkesi olan Yunanistan’dan dahi çok ucuz olduğunu belirtiliyor. Bu durum yenilikçi özelliklere sahip ilaçların Türkiye’de satılabilmesini zorlaştırırken, ilaç fiyatlarında yılda iki olan güncellemenin daha sık yapılmasıyla bu sorunun çözülebileceğine işaret ediliyor.
Astra ve Zeneca firmalarının birleşmesinin 25. yıl dönümü nedeniyle yapılan basın toplantısında konuşan AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Serkan Barış Türkiye’de ilaçta uygulanan referans uygulamasına değindi. Kur 35 TL olduğunda kullandıkları kurun 17.55 TL olduğunu bunula da normal ilaç fiyatının zaten yarısını almış olduklarını belirten Barış “Ayrıca bir ıskontolar eklendiğinde yurtdışı fiyatıyla kıyasladığınızda çok daha düşük bir fiyatlamayla Türkiye’de ilaç bulunduruyoruz. Buda bizi yenilikçi özelliklere sahip ilaçları bulundurmamız konusunda zorluyor” dedi. Bu durumun yarattığı Türkiye’den yurtdışına ilaç kaçırılması iddiaları hakkında da konuşan Barış “İlaçlarımız Türkiye’deki hasta sayısına göre üretiliyor. Ancak Türkiye’de fiyatlar ucuz olunca bazı ilaçların yurtdışına çıkmasına neden oluyor bu da sorun olabilir” dedi.
Konuyla ilgili çözüm yollarına de değinen Barış “Birebir kur uygulanması Türkiye ekonomisinde fiyatların bir anda ikiye katlanması anlamına geliyor. Ancak şu anda alınan karara göre de fiyat artışı yılda iki kez yapılıyor. Fakat biz bunun daha sık yapılmasını istiyoruz” diye konuştu. Barış bütçeden yenilikçi ilaçlara daha fazla pay ayrılmasını ve bunun belli bir seviyeye ulaşana kadar devam etmesini de alınacak başka bir önlem olarak belirtti.
Toplantıda AstraZeneca Türkiye’nin 25 yıllık dönemde Türkiye’deki ekonomik ve sosyal etkilerini içeren bir rapor da paylaşıldı. “AstraZeneca’nın Türkiye’ye Etkileri” raporunda yer alan verilere göre şirketin dolaylı ve tetiklenen etkiler ile birlikte Türkiye’ye 25 yıllık toplam gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) etkisinin reel değeri 195 milyar TL oldu. AstraZeneca’nın 500’ü aşkın çalışanı ile Türkiye ilaç sektörü istihdamının yüzde 1’ine karşılık gelen bir istihdam sağladığı belirtildi. Rapora göre AstraZeneca 2022 ve 2023 yıllarında en fazla klinik araştırma başlatan şirket olurken yaklaşık 100 kişilik klinik araştırma ekibiyle 90 aktif klinik araştırma çalışması sürdürüyor. AstraZeneca 2020 yılından bu yana klinik araştırma yatırımlarında artış gerçekleştirdi ve toplam yatırım tutarını 1,1 milyar TL’ye çıkardı. AstraZeneca’nın Türkiye’de sürdürdüğü klinik araştırmaların yüzde 65’isi ise onkoloji alanında.
Öte yandan AstraZeneca Türkiye’deki yerelleşme çalışmaları ile de dikkat çekiyor. Raporda yer alan bilgilere göre AstraZeneca Türkiye’nin toplam yıllık satış hacmi 2,6 milyar TL olan ve yıllık kutu satış hacminin yüzde 85’ine denk gelen ürünleri için de yerelleştirme kararı bulunuyor. AstraZeneca Türkiye’nin iki büyük yerel ilaç üreticisi ile anlaşmalar yaparak üretimi yerelleştirecek önemli adımlar attı ve 2020 yılından bu yana sekiz ilacın üretiminin Türkiye’ye taşınmasını sağladı.
AstraZeneca olarak daha sağlıklı bir toplum ve sürdürülebilir bir sağlık sisteminin paydaşların iş birliği ile mümkün olabileceğine inandıklarını aktaran AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem ise “Üniversiteler ve hekim dernekleri başta olmak üzere ülkemiz sağlık ekosisteminde yenilikçi çözümleri destekleyen pek çok çalışmaya destek sağlıyoruz. Yenilikçi çözümler alanında yapay zekânın hastalık tanısı ve takip süreçlerine entegrasyonunu hedefleyen ve bu sayede hastalık yönetimini iyileştirmeye katkı sağlayan projelere de destek sağlıyoruz. Bu kapsamda kalp yetersizliğinin tanısı ve takip süreçlerinde ülkemizin AstraZeneca Türkiye’nin de bağlı bulunduğu AstraZeneca Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde dijital çözümler ile örnek olmasını hedefliyoruz” dedi.
Konuşmasında AstraZeneca olarak sadece ilaç geliştirme ve sağlığın hizmetine sunmakla sınırlı kalmayıp aynı zamanda toplumsal sorunlara çözümler üretmek için de çalıştıklarını vurgulayan AstraZeneca Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Erdal Kiraz da şunları söyledi: “Birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması, halk sağlığına ilişkin bilinçlendirme ve tarama gibi faaliyetlerin yaygınlaştırılmasına destek vermek amacıyla da çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda son olarak şubat ayında Sağlık Bakanlığı’na mobil sağlık merkezi bağışladık. Röntgen odası, laboratuvar, solunum fonksiyon test cihazları, acil durum sedyesi ve doktorların birinci basamak sağlık hizmeti vermesini sağlayan diğer temel gerekli cihazlara sahip olan mobil sağlık merkezi bakanlığın ihtiyaç ve öncelikleri doğrultusunda tüm Türkiye’de sağlığa erişimin kolaylaştırılmasına destek olacak.”