Merkez Bankası yeter, Bitcoin rallisini konuşalım
Rusya Devlet Başkanı Putin Çinli mevkidaşı Şi'nin davetiyle bu hafta Beijing'de olacak. Bu Putin'in beşinci dönemine başladığından beri ilk yurtdışı ziyareti. Oysa önce Türkiye'ye gelmesi gündemdeydi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yılın ilk ziyaretini şubatta Türkiye’ye yapması bekleniyordu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen yılki Rusya ziyaretinin ardından Rus liderin bu ziyaretinde yeni bir enerji işbirliğinden, Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’ndan, Suriye’den bahsedilecekti. Ancak görüşme iki ülkedeki seçimler gerekçe gösterilerek başka zamana ertelendi. Seçimler yapıldı, Rusya’da Putin beşinci kez iktidara gelirken Türkiye’de seçimi CHP birinci parti olarak tamamladı. Ancak Putin’in yurtdışı programında en azından şimdilik Çin var.
Önce ABD’li bakanlar, sonra Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve son olarak ABD’li milyarder Elon Musk’ı ağırlayan, üstüne Avrupa’da Fransa, Sırbistan ve Macaristan turu yapan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in bu kez misafiri Putin. Çin Dışişleri Bakanlığı Putin’in ziyaretinin iki gün süreceğini duyurdu.
Çin’in savaşın başından bu yana Rusya’ya hem ekonomik hem de askeri alanda verdiği destek özellikle son görüşmede sert tepkiyle karşılandı. Örneğin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Hazine Bakanı Janet Yellen Rusya’yle işbirlikleri devam ettiği müddetçe Çin’in yaptırımlara hazır olması gerektiğini vurguladı. Ama Çin ve Rusya’nın ABD’ye karşı birleşmesinde kendilerinin deyimiyle haklı nedenleri var.
Çin, ABD’yi yakalamaya yaklaşan teknolojik atılımlarıyla ve ticari alanda devletin de katkılarıyla yurtdışına sattığı ürünlerin ucuzluğuyla Washington’un yaptırımına uğruyor. Üstelik ABD Avrupa’yı da bu konuda sıkıştırarak “Çin’den arınma” politikasının gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Öte yanda Ukrayna savaşı nedeniyle Batı’yla ilişiğini kesmiş bir Rusya var. Moskova Ukrayna’daki savaşı daha da genişletme gibi bir kaygısı olmadığını, ancak ABD’nin Avrupa’yı kışkırtıp savaşın uzamasına neden olduğunu savunuyor.
Uzmanlar Çin’in bir yandan Rusya’yı önemli bir stratejik ortak olarak gördüğünü, ancak ekonomik nedenlerden ötürü Avrupa ve ABD ile de ilişkiyi sürdürmeyi istediğini belirtiyor. Bu da Çin için dengelemesi zor bir durum yaratıyor. Zira Avrupa ve ABD buldukları her fırsatta Çin’in Rusya ile ilişkisini kesmesini istiyor.
Putin’in beşinci dönemine başladıktan hemen sonra Çin’e gitmesi kimilerince Şi’nin ne kadar risk alabileceğini test etmesi olarak yorumlanıyor. Şi geçen hafta Fransa’da mevkidaşı Emmanuel Macron ile görüşürken Rusya’dan taktik nükleer silahların tatbikatının başlayacağına dair açıklama geldi.
Öte yandan Şi, Batı’da Rusya yanlısı tavır takınabilen istisnai ülkeler olan Sırbistan ve Macaristan ile yeni bir yola girdiği, Macron ile ilişkileri görüştüğü, ama ne ticaret ne de Ukrayna konusunda taviz verdiği bir ziyaret yaptı. Fransa’da kendisine savaşla ilgili bir soru yöneltildiğinde Şi “Çin bu krizin kaynağı da, tarafı da değil” diyerek tepki gösterdi. Bu da Çin’in mevcut politikasında en azından şimdilik bir değişim olmayacağının göstergesi.
Şi’nin en çok görüştüğü liderlerden biri Putin. 40’ı aşkın yüz yüze görüşme gerçekleştiren liderler birbirlerinden sıkça “eski dostum” diye bahsediyor, doğum günlerinde de birbirlerini kutluyorlar. Batı’nın Çin’den beklentisi Rusya üstündeki etkisini kullanarak barışa zemin hazırlaması. Barıştan kasıt Rusya’nın şimdiye kadar savaşta kazandığı toprakları Ukrayna’yı iade etmesi. Şi böyle bir talebe kulağını tıkasa da taraflar arası arabuluculuk rolünü üstlenmeyi istediğini belirtiyor.
Öte yandan savaş Rusya’yı Çin’e daha bağımlı hale getirdi. Savaş raporları Rusya’nın en büyük savunma tedarikçisinin Çin olduğunu gösteriyor. Yani Batı’nın yerini Çin aldı. Carnegie Endowment for International Peace’e göre geçen yıl Rusya’ya gönderilen askeri parçaların yaklaşık yüzde 89’u Çin’den geldi.
Savaştan önce Çin’e bu kadar bağımlı hale gelmek Rus yetkilileri rahatsız edebilirdi. Ancak savaş döneminde Çin’in Rusya’nın can simidi olduğunu söylemek gerekiyor. Putin’in son aylarda Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile ilişkilerini sıkılaştırma hamlelerini de Çin’e bağımlılığı bir nebze olsun azaltma şeklinde yorumlamak gerekebilir.
Rus Tsargrad TV önceki haftalarda yaptığı haberde Türkiye’nin yeni başkanlık döneminde Putin’in ziyaret edeceği ilk ülke olmak istediğini ve bu yönde çalışmaları olduğunu söylemişti. Putin seçimini Çin yönünde kullandı, ancak ilerleyen dönemlerde Türkiye’ye mutlaka bir ziyaret olacak gibi. Putin’in Dış Politika Danışmanı Yuri Uşakov “Hazırlıklar yapılıyor ama henüz kesin tarihler üstünde anlaşmaya varılamadı. Bu ziyaret dış politika önceliklerimizden biri” dedi.