Öldüren İsrail, cezayı çeken Filistin: Yardım kuruluşları Gazze’den birer birer çekiliyor
Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan İsrail Başbakanı Netanyahu, Savunma Bakanı Gallant ile Hamas liderleri Sinvar, Deif ve Haniye'nin tutuklama kararı talep etti. Karara İsrail'den de Hamas'dan da benzer tepki geldi: Bizi aynı kefeye koymayın
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun haftalardır korktuğu şey sonunda başına geldi. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Khan dün CNN International’dan Christiane Amanpour’a verdiği özel söyleşide 7 Ekim saldırılarının ardından Gazze ve İsrail’de yaşananlar sebebiyle hem Hamas’ın Gazze’deki lideri Yahya Sinvar hem de Netanyahu hakkında insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlemekten tutuklama kararı çıkarılmasını istediğini açıkladı. Sinvar ve Netanyahu’dan ayrı olarak İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Hamas’ın üst düzey yetkilileri Muhammed Deif ve Siyasi Büro Lideri İsmail Haniye hakkında da tutuklama kararı istendi. Bu karara hem İsrail tarafından hem de Hamas’tan birbirine benzer tepkiler geldi: ‘Bizi aynı kefeye koymayın…’
7 Ekim 2023’te Hamas’ın ‘Aksa Tufanı’ adını verdiği saldırılar sırasında 1200’den fazla İsrailli sivil ve asker hayatını kaybetti, yüzlerce İsrailli Hamas tarafından esir alınıp Gazze’ye kaçırıldı. Ardından İsrail’in saldırıları başladı ve o günden bu yana devam eden savaşta Gazze’de ölenlerin sayısı 35 bini aştı. Bu sayı ilerleyen günlerde daha da artabilir; çünkü enkaz altında kalıp da çıkarılamayan pek çok kişi olduğu tahmin ediliyor. Ölenlerin önemli bölümü kadın ve çocuk. Çoğu hastane elektriksiz kaldığı için çalışmalarına son vermek zorunda kaldı, kısıtlı kapasitesiyle çalışmaya devam edenlerden bazıları da İsrail’in baskınlarına uğradı.
Savaşın ilk aylarında Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Khan İsrail’de saldırıya uğrayan yerleri gezmişse de Gazze’ye girememişti. Ancak her iki taraf için de soruşturmalarının sürdüğünü açıklamıştı. Son haftalarda Netanyahu hükümetinin en büyük endişesinin UCM’den kendisi hakkında çıkarılma ihtimali olan tutuklama kararı olduğu yazılıp çiziliyordu. Hatta Netanyahu UCM’yi yolundan döndürmesi için araya Biden yönetimini bile sokmaya çalışmıştı.
UCM’nin aldığı tutuklama talebi ABD’nin yakın müttefiklerinden birinin ilk kez hedef alınması anlamına geliyor. Daha öncesinde UCM’nin tutuklama kararı çıkardığı liderler Sudan’ın devrik diktatörü Ömer El Beşir ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’di. El Beşir Darfur’daki soykırımlar, Putin ise Ukrayna savaşında Rusya’ya getirilen çocuklar nedeniyle UCM’nin kara listesine girmişti. Şimdi Netanyahu da bu iki liderle aynı kefeye kondu.
UCM yargıçlarından oluşan bir heyet Khan’ın tutuklama talebi için yaptığı başvuruyu değerlendirecek. Netanyahu ve Gallant’a “yok oluşa neden olma, insani yardım malzemelerinin geçişini engelleyerek Gazze’de açlığa neden olma, çatışmalarda kasıtlı olarak sivilleri hedef alma” suçlamalarının yöneltildiği açıklandı. Sinvar, Haniye ve Deif’e yöneltilen suçlamalar ise “yok etme, cinayet, rehin alma, tecavüz ve cinsel saldırı.”
Netanyahu UCM daha kararını açıklamadan bir ay önce kameralar karşısına geçerek böyle bir kararın “tarihi bir rezalet olacağını” ve İsrail’in “hukuki ihlalleri titizlikle soruşturan bağımsız bir hukuk sistemine sahip olduğunu” söylemişti. Khan Netanyahu’nun bu sözleriyle ilgili olarak “Hiç kimse hukukun üstünde değildir. İsrail UCM ile aynı fikirde değilse mahkemenin yargıçları önünde itirazlarını dile getirmekte özgür. Ben de onlara bunu yapmalarını tavsiye ediyorum” dedi.
Mahkemeden karar çıksa bile Netanyahu ve etrafının hemen tutuklanacağını söyleyemeyiz. Merkezi Lahey olan UCM savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suç işleyenleri yargılama yetkisine sahip dünyanın tek uluslararası mahkemesi. Mahkemenin polis gücü yok, çoğu Avrupa’dan 124 üyenin tutuklama kararı çıkarsa uygulanmasına güveniyor ama ABD ve İsrail anlaşmaya dahil değil.
Yani mahkemenin aldığı karar olsa olsa kişilerin rahat şekilde seyahat etmesinin önünde engel teşkil ediyor. Hatırlayalım geçen yıl UCM Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için de tutuklama kararı çıkardı, ama Rusya UCM’nin kurucu tüzüğü Roma Statüsü’ne imza atan ülkelerden değil. Dolayısıyla kendi topraklarında tutuklanamıyor; tutuklanabilmesi için UCM’nin yetkisini tanıyan bir ülkeye gitmesi lazım; onu da henüz yapmış değil.
Filistinli liderler 2015 yılında UCM’nin kuruluş tüzüğü Roma Statüsü’nü kabul ettiği için UCM Gazze, Doğu Kudüs ve Batı Şeria üzerinde yargı yetkisine sahip olduğunu savunuyor.
Karara tepkiler de gecikmedi. İşte onlardan bazıları:
Başsavcının talebini Hamas’la ‘aynı kefeye konma’ kısmından değerlendiren İsrail Başbakanı Netanyahu “Lahey’deki savcının demokratik İsrail ile Hamas’ın katilleri arasında yaptığı karşılaştırmayı tiksintiyle reddediyorum” dedi. İsrail’in Gazze’deki saldırılarının sona ermesi talebi ve Filistin’e destek amacıyla birçok ülkede üniversitelerde yapılan gösterilere atıfta bulunan Netanyahu, söz konusu başvurunun “üniversite kampüslerinden UCM’ye taşınan yeni bir antisemitizm örneği olduğunu” savundu.
Başsavcının yakalama kararı başvurusunun “saçma ve yanlış” olduğunu savunan İsrailli politikacı, bunun “tüm İsrail devletine ve ordusuna yöneltildiğini” iddia etti ve ekledi: “Kardeşlerimizi katleden, yakan, kesen, başlarını kesen, tecavüz eden ve kaçıran Hamas ile adil bir savaş yürüten IDF askerlerini hangi cüretle karşılaştırıyorsunuz?”
Gazze’deki saldırıların devam edeceğini söyleyen Netanyahu “UCM’nin, İsrail’in Hamas’ı devirmesini engellemeyeceğine söz veriyorum” diye konuştu.
ABD Başkanı Biden, yazılı bir açıklama yaparak UCM Başsavcısı Khan’ın kararına tepki gösterdi ve kararı kabul etmediklerini söyledi. Biden yaptığı açıklamada “Açık olmama izin verin, bu savcı ne ima ederse etsin, İsrail ile Hamas arasında hiçbir denklik yoktur. Bu mümkün değildir” dedi.
“UCM Başsavcısı’nın İsrailli liderlere karşı yaptığı yakalama kararı başvurusu utanç verici” diyen Biden “İsrail’in güvenliğine yönelik tehditlere karşı daima onun yanında duracağız” dipnotunu düşmeyi de ihmal etmedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da UCM Başsavcısı Khan’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’a ilişkin yakalama kararı başvurusunu temelden reddettiklerini açıkladı.
Blinken da Başkan Biden gibi yazılı bir açıklama yaparak “ABD, UCM Başsavcısı’nın bugün üst düzey İsrailli yetkililer ve Hamas teröristleri için yaptığı yakalama kararı açıklamasını temelden reddediyor. Başsavcı’nın, İsrail ile Hamas’ı denk görmesini kabul etmiyoruz” dedi.
UCM’nin bu süreçte İsrail üzerinde bir yargılama yetkisinin olmadığını savunan Blinken Khan’ın başka ülkelere gösterdiği “öz savunma hakkını” İsrail’e tanımadığını savundu.
7 Ekim’de İsrail topraklarına saldıran, sonrasında İsrail saldırılarında birçok yöneticisini kaybeden Filistinli cihatçı grup Hamas da bir yazılı açıklama yayımlayarak karara tepki gösterdi.
Örgütün açıklamasında “Hamas, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının bir dizi Filistinli direniş lideri hakkında tutuklama emri çıkartarak kurbanı cellatla eşitleme girişimlerini şiddetle kınamaktadır” dendi.
Açıklamada ayrıca “Hamas BM sözleşmelerini ve kararlarını ihlal ettikleri gerekçesiyle Filistin direnişinin liderleri hakkında çıkarılan tüm tutuklama kararlarının iptal edilmesini talep etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Karara tepki gösteren İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog “Bu acımasız teröristlerle, vatandaşlarını savunma ve koruma görevini tamamen uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalarak yerine getirmeye çalışan, demokratik yollarla seçilmiş İsrail hükümeti arasında paralellik kurmaya yönelik her türlü girişim çirkindir ve hiç kimse tarafından kabul edilemez” dedi.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Herzog, UCM’nin talebinin “ölçüyü aştığını” ve “uluslararası yargı sisteminin çöküş tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu” savundu. Herzog ayrıca Netanyahu ve Gallant hakkındaki yakalama kararı başvurusunun “tek taraflı siyasi bir adım” olduğunu ileri sürdü.
İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz da “Dünyanın önde gelen ülkelerinin dışişleri bakanlarıyla görüşerek onları savcının kararına karşı çıkmaya ve yakalama emri çıkarılsa dahi bunu İsrailli liderlere karşı uygulamayacaklarını beyan etmeye çağırmak niyetindeyim” diye konuştu.
İsrail Savaş Kabinesi üyesi Benny Gant ise karara ilişkin tepki mesajında “Kendisini aşağılık terörden korumaya kararlı demokratik bir ülkenin liderleri ile kana susamış bir terör örgütünün (Hamas) liderleri arasında paralellik kurmak, adaletin derin bir şekilde çarpıtılması ve bariz bir ahlaki iflastır” ifadelerini kullandı.