Yabancı yatırımcı için tek engel Erdoğan faktörü değil
Yeni bir Rahip Brunson Krizi’ne ekonominin tahammülü yok. 2018’deki kur krizi enflasyon o zaman çok düşük olduğu için makro dengeleri çok etkilememişti. Olası bir kur krizi enflasyonu daha da kötü bir noktaya fırlatır ve Türkiye'yi Arjantin'e çevirir
Rahip Brunson Krizi’ni hatırlıyor musunuz? İzmir’de FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan ve hakkında 35 yıl hapis cezası istenen rahip Andrew Brunson 2017 yılından itibaren Türk-Amerikan ilişkilerinin ana gündem maddesi haline gelmişti.
ABD Başkan Yardımcısı Pence 2018 yazında Brunson serbest bırakılmazsa Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulanacağını söylemiş ve Washington kısa süre sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün Amerika ile tüm ticari ve finansal ilişkilerinin dondurulmasına karar vermişti.
İki ülke arasında büyük bir krizin patlamak üzere olduğunu düşünen yabancı yatırımcılar Türkiye’deki pozisyonlarını hızla kapatmaya, yani TL’yi satmaya başlamışlardı, bu da kur krizini tetiklemişti. 2018’e 3.79 TL’den başlayan dolar kuru Brunson’ın tahliye talebinin duruşmada reddedildiği 18 Temmuz’da 4.79’a çıkmış, ABD Hazinesi’nin iki bakan hakkındaki yaptırımları duyurduğu 1 Ağustos günü 5 TL eşiğini geçmişti.
Rahip Brunson Krizi siyasi kararların ekonomik sonuçlarına dair ders kitaplarına girebilecek bir vakaydı. Bu krizle başlayan sıcak para çıkışı faiz indirimleriyle hızlanmış, tahvil ve swap (para takası) tarafındaki kısa vadeli yabancı sermaye sıfırlanmıştı.
Kriz sonrasında da Batı ülkeleriyle Türkiye arasında siyasi krizler yaşandı. Bölgedeki doğalgaz yatakları üstündeki sahiplik iddialarından kaynaklanan 2020-2021 Doğu Akdeniz Krizi bunlardan biriydi mesela. Ama bu krizlerin hiçbiri Rahip Brunson Krizi’nde olduğu gibi Türkiye’den sıcak para çıkışını tetiklemedi. Çünkü çıkacak sıcak para kalmamıştı!
Ta ki geçen yılki mayıs seçimlerine kadar. Mayıs seçimleri sonrasında ekonominin dümenine geçen Mehmet Şimşek yönetiminde Türkiye 2018 öncesi ekonomi politikalarına geri dönerken sıcak para da Türkiye’ye dönmeye başladı. Ama asıl giriş 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yaşandı. Merkez Bankası’nın geçen martta yaptığı son faiz artırımı ve daha da önemlisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerden sonra Şimşek’e desteğini tekrarlaması, ekonomi politikalarında hiçbir değişiklik olmayacağının ortaya çıkması sıcak para girişini akına dönüştürdü.
Yerel seçimlerden bu yana Merkez Bankası’nın piyasadan 60 milyar dolara yakın döviz aldığı hesaplanıyor. Bunun kabaca yarısı sıcak para olsa 30 milyar dolar eder. Üstelik bu daha başlangıç, önümüzdeki dönemde Türkiye’ye sıcak para akışının sürmesi, ekonomi yönetiminin vadettiği gibi yabancı yatırım kuruluşlarıyla Türk bankaları arasındaki swap limitlerinin gevşetilmesiyle katlanması bekleniyor. Bu da Türkiye’yi Batı ülkeleriyle yaşanabilecek yeni bir siyasi krizin ekonomik sonuçlarına açık hale getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan acaba bunun farkında mı?
İç siyasette yumuşama mesajları vermesi farkında olduğunu düşündürüyor. Ama Kavala ve Gezi davalarında bildiğimiz sertliğin aynen devamı, Yargıtay Başsavcılığı’na yapılan atama gibi gelişmeler de yumuşama söyleminin hayatta hiçbir karşılığı olmadığı izlenimini veriyor. Üstelik Cumhurbaşkanı ile siyasi iktidarın bir gününün diğer gününe uymadığını, Batı’yla aramızda bir yıl bahar rüzgarları eserken diğer yıl fırtınalar patladığını da biliyoruz.
Her durumda piyasanın sopası Türkiye’ye geri dönmüş durumda. Üstelik bu kez durum farklı. Batı ülkelerinden herhangi biriyle yaşanabilecek yeni bir Rahip Brunson Krizi’ne ekonominin tahammülü yok. 2018’deki kur krizi enflasyon o dönemde çok düşük olduğu için makro dengeleri çok fazla etkilememişti. Bu kez yaşanabilecek bir kur krizi enflasyonu daha da kötü bir noktaya fırlatır ve Türkiye’yi Arjantin’e çevirir.
Tabii ekonomi ve sıcak paranın Ankara’nın yumuşak karnı haline geldiğini Türkiye’nin düşmanları da görüyordur. Ankara’nın elinin kolunun bağlandığını düşünmeleri önümüzdeki dönemde Türkiye’yi köşeye sıkıştırıcı adımlar atma konusunda onları cesaretlendirecektir. Bu da piyasanın sopasının dönüşünün kötü sonucu.