Dar alanda kısa paslaşmalar: MHP ve DEM diyalog konusunda hemfikir ama şartları var
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu yeni anayasa konusunda AK Parti'ye "Doğru bir iş yapmak istiyorsanız biz hazırız. Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi diye adlandırılan Tayyipizm'den Türkiye’yi el birliği ile kurtaralım" diye seslendi.
‘Yeni anayasa’ tartışmaları Türkiye’de 20 senedir her seçim öncesi ve sonrası siyaset gündeminin sıcak başlıkları arasında yer alıyor. 31 Mart 2024’te yerel yönetimler için kurulan sandığın ardından AK Parti bir kez daha konuyu gündeme getirdi. Muhalefet ise ‘önce mevcut metne sadık kalınsın’ tepkisini gösteriyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında bunları ‘gereksiz’ olarak niteledi.
“60’lara, 71’lere, 80’lere dönmenin de anlamı yok. 1982 Anayasa’sında değişmemiş sadece 58 madde var. O maddelerde askeri vesayetle falan ilgili değil” diyen Dervişoğlu şöyle devam etti:
Ayrıca yapılan Anayasa değişikliklerinin çoğunu da 22 yıldır iş başında bulunan iktidar, yani sizler gerçekleştirdiniz. 2010’daki anayasa değişikliğiyle devlet yönetimine ve yargıya FETÖ’yü ortak ettiniz. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün yaşanmasına vesile oldunuz. Sonra 2017’de olağanüstü hal koşullarında zata mahsus bir anayasa değişikliği yaparak Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’nin anayasal çerçevesini belirlediniz. 2018’den beri bu milletin başına tek adamlığı siz bela ettiniz.
Neden şikayet edersiniz ki? Bizleri hayatımızın baharında mahpushanelere gönderen askeri darbeler sizleri saraylara taşıdı işte. Yürürlükte olan 1982 Anayasasında vesayet yok değil. Elbette var. Var ama askeri yönetimlerin vesayetinden ziyade yaptığınız anayasa değişikliklerinden kaynaklı olarak Recep Tayyip Erdoğan vesayeti var. Gelin, doğru bir iş yapmak istiyorsanız biz hazırız. Bu anayasadan bütün vesayetlerin izlerini silelim. İşe de Tayyip Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemi diye adlandırılan Tayyipizm’den Türkiye’yi el birliği ile kurtaralım.”
AK Parti sokak köpeklerinin hayati tehlike oluşturduğunu ileri sürerek Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nda değişikliğe gidilmesi için çalışma başlattı. Önümüzdeki günlerde Meclis’e gelmesi beklenen yasa teklifinde köpeklerin toplatılıp 30 gün içinde sahiplendirilmesi, bu süre zarfında yuvasını açan olmazsa enjeksiyonla ‘uyutulması’ yani öldürülmesi öngörülüyor.
Kamuoyunda büyük tartışmalara yol açan teklif iktidar partisini de böldü. İslam’ın köpekleri öldürmeye engel olduğu görüşünü seslendirenlerin çoğunlukta olduğu ifade ediliyor.
AK Parti kurmayları Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 2017 yılında aldığı bir karara da atıfta bulunuyor. Söz konusu kararda bazı sure ve hadisler hatırlatılarak “Ölümcül bir hastalığa yakalanmış, tedavi ederek iyileşme imkânı olmayan hayvanların uyutulmasında sakınca olmadığı” belirtiliyor.
Dervişoğlu’nun gündeminde sokak hayvanları da vardı.
“İYİ Parti olarak bugüne kadar sayısız yasa teklifi, araştırma önergesi ve yazılı soru önergesi verdik. Derneklerle, barınaklarla görüştük. Dertlerini dinledik. Çözümler geliştirdik. ‘Hayvan hakları yasası çıkmalı’ dedik. ‘Kontrol ve kısırlaştırma gerekiyor’ dedik. Bu hususlarda büyük gayret gösteren öncelikle milletvekillerimize ve emek veren tüm partili arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ediyorum” diyen İYİ Parti lideri şöyle devam etti:
“Bizler, hayvanlara eşya muamelesi yapmayan En’am Suresi 38. Ayette ifadesini bulan ‘Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir’ ilahi emrini iman hakikati kabul etmiş bir milletiz. Yüzyıllardır hayvanlara merhamet gösteren, şefkatli bir millet olarak, hayvanlarla çocuklar arasında yaşamsal bir tercih yapmamışız. Elbette bunları kıyaslanacak şeyler olarak da görmemişiz.
Bizler Avrupalılar gibi sıfır sokak hayvanı politikası üretecek bir tarihten de gelmiyoruz. Veba salgınını, kedilerle birlikte atlatmış Yörük çadırını, dostu bildiği köpeğiyle birlikte taşımış, Asya’dan Avrupa’ya kısrak başı gibi uzanan bir toprağın çocuklarıyız. Gel gelelim birtakım ülkeler gibi, hayvan ve insanların birbirine karıştığı, bir şehir anarşisini de tercih edecek değiliz. Ancak bu anarşiden beslenen vicdan vampirleri kendi riyakarlıklarını örtmek için sabrımızı ve vicdanlarımızı sınıyorlar.
Diyor ki Tarım ve Orman Bakanı, ‘Bilimsel verilere göre, başıboş köpeklerin çoğalmalarının kontrol altına alınabilmesi, bir sene içinde toplam sayının yüz 70’inin kısırlaştırılması ile mümkündür. Ancak son 5 yılda ortalama 260 bin, bir yılda en fazla 350 bin köpek kısırlaştırılabilmiştir.’ Yani paranız mı yok? İmkânınız mı yok sayın bakan? Yoksa işinizi yapmaya niyetiniz mi yok? Elbette bu sorular belediyeler için de geçerli. Sorumluların birbirine topu atmasına gerek yok.
Meselenin çözümü bellidir. Zor da değildir. Öncelikle iyi niyet gereklidir. Sonra merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasında sivil toplum ve gönüllüler arasında, koordinasyon ve iş bilirliği gereklidir. Sonra yapılacak şeyin formülü bellidir. Topla, kısırlaştır, aşıla, koru. Bu süreçte barınakların kapasitesi ve imkanları da arttırılmalıdır. Evcil Hayvan ticareti tamamen yasaklanmalıdır. Hayvanlar takip edilmeli, onları sokağa terk edenlere yaptırım uygulanmalıdır. Yani hayvan hakları yasası çıkartılmalıdır.”