Side Sualtı Müzesi’nde Poseidon da var Mevleviler de
ABD'de yaşayan bir dışkı meraklısı sahip olduğu dünyanın en geniş fosilleşmiş hayvan dışkısı koleksiyonunu bir müzeyle taçlandırdı.
Koprolit yani fosilleşmiş hayvan dışkısı av-avcı ilişkileri ve soyu tükenmiş canlıların beslenme şekilleri hakkında kritik bilgiler verdiği için paleontoloji alanında önemli bir yere sahip. ABD’de yaşayan George Frandsen’ın hayatında da öyle…
Frandsen dünyanın en geniş koprolit koleksiyonunun sahibi. Unvanı Guinness’ten onaylı. 2015’te bu unvanı kazandığında 1277 koprolitin sahibiydi. Bugünse kapılarını yeni açtığı fosilleşmiş dışkı müzesinin kurucusu olarak koleksiyonunda 8000 koprolit var.
Frandsen adının başına gelen bu garip unvanları çocukluğunda başlayan dinozor ve fosil merakına borçlu. İlk kez 18 yaşındayken Utah’ta fosil ve kaya satan bir dükkanda koprolit görüyor ve hakkında her şeyi öğrenmek istiyor: “Bu ilginç tarih öncesi ‘zaman kapsüllerinin’ antik canlıların beslenme şekilleri, davranışları, çevreleri hakkında doğrudan bilgiler sunduğunu fark ettim. Fark ettiğimde de daha fazla koprolitim olsun istedim.”
Aralarında kendi buldukları olsa da çoğunu ya satın almış ya da takas yoluyla edinmiş. Dünyada bu işle uğraşan insanlarla kurduğu ağ sayesinde bugün dünyanın en büyük fosilleşmiş etobur dışkısının da sahibi o.
Çok düşkün olduğu fosilleşmiş hayvan dışkısına ana akım kaynaklarda ya da müzelerde hak ettiği değer verilmiyor diye düşündüğünden sonunda gezici sergi açmaya karar veriyor. Müzelere ödünç verdiği koleksiyonuna ziyaretçilerin ilgisi yoğun olunca koprolitlerin sergilenebileceği ve bilimsel önemlerinin araştırılabileceği özel bir alana ihtiyaç olduğunu fark ediyor.
Sonunda 14 yıldır çalıştığı sağlık hizmeti şirketindeki yöneticilik görevini bırakıyor, Florida’daki evini satıp 3 bin kilometre uzaktaki Arizona’ya taşınıyor ve hayalini gerçekleştiriyor: Poozeum adını verdiği müzeyi açıyor. Müzenin adı İngilizcede kaka anlamına gelen poo sözcüğü ile müze anlamına gelen museum kelimesinin birleşmesinden oluşuyor.
Poozeum’ı ‘dünyanın önde gelen dinozor kakası müzesi ve hediyelik eşya dükkanı’ olarak nitelendiriyor. 18 Mayıs’ta kapılarını açan müzeyi özellikle çocukların çok sevdiğini anlatan Frandsen dünyanın her yerinden turistlere farklı, unutulmaz ve keyifli bir deneyim sunmak istediğini söylüyor.
Dışkı müzesi lafını duyan çoğu kişinin ilk tepkisi iğrenme ya da gülme olsa da koleksiyonu gördükten sonra koprolitlerin ilginç doğası karşısında çok şaşırdıklarını anlatıyorlar.