H.K.G. davası yeniden görüldü: Anne Gümüşel hâlâ yakalanamadı
Zonguldak'ta 11 yıl önce Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait kömür ocağında metan gazı püskürmesi sonucu sekiz madencinin yaşamını yitirmesiyle ilgili dava savcı değişikliği ve yeni savcının süre talebi nedeniyle ertelendi.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Kozlu Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında 7 Ocak 2013’te yerin 630 metre altında ani metan gazı püskürmesi sonucu taşeron olarak çalışan Star İnşaat A.Ş.’nin sekiz işçisi hayatını kaybetmiş, sekiz işçi yaralanmıştı.
Kazanın meydana geldiği dönemde TTK Kozlu Müessese Müdürü olan Kazım Eroğlu, Müdür Yardımcısı Nurettin Yılmaz, Şube Müdürü Ahmet Aktaş, taşeron firma Star İnşaat Genel Müdürü Şafak Sırrı Demirel, ortağı İlal Köksal, görevliler Ersin Koparan, Mustafa Ünlü ile firma mühendisleri Yüksel Keskin, Murat Çınar ve Uğur Öztürk hakkında ‘Bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek’ten Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.
Dava sürerken Dağdelen, İnan, Yılmaz, Açıkel, Şimşek ve Onur hakkında Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) kararıyla yeni iddianame yazıldı. Yöneticilerin yargılaması ana davadan bağımsız olarak devam etti.
Ana davada Demirel, Köksal, Koparan’a ‘iyi hal indirimi’ uygulayarak ‘basit taksirle ölüme neden olma’ suçundan sekiz yıl dört ay hapis cezası verildi.
Eroğlu ile Yılmaz ‘tali kusurlu’ oldukları gerekçesiyle üç yıl dörder ay hapis cezasına çarptırıldı.
Eroğlu ile Yılmaz’ın cezaları para cezasına çevrilirken Aktaş, Ünlü, Çınar, Öztürk ve Keskin beraat etti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi ana davadaki kararı ‘bilinçli taksir uygulanmalı’ diyerek bozdu.
Birleştirilen dosya ile Dağdelen, İnan, Yılmaz, Açıkel, Şimşek ve Onur ile Aktaş, Demirel, Koparan hakkında bu kez ‘bilinçli taksirle öldürme’ suçundan 22.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılama devam etti.
Önceki duruşmada savcı mütalaasında Demirel, Koparan ve Aktaş hakkında ‘bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne veya yaralanmasına neden olmak’ suçundan ayrı ayrı 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.
Mütalaada TTK’nin dönemin üst düzey yöneticileri olan altı sanığın bilinçli taksir suçlamasından beraati istendi.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada duruşma savcısının değiştiği görüldü.
Duruşmaya üç madenci yakını ve taraf avukatları katıldı. Sanıklardan sadece Mehmet Açıkel katıldı. Söz verilen madenci yakınlarından Özlem Açıkgöz “Kararın bir an önce verilmesini istiyorum. 11 yıl sonra içimiz bir nebze serinlesin” dedi.
Birleşen dosya kapsamındaki mütalaanın Yargıtay bozma kararına aykırı olduğunu ifade eden madenci ailelerinin avukatlarından Murat Kemal Gündüz şöyle konuştu:
“Birleşen dosyadaki bilirkişi raporlarında TTK yönetim kurulu üyelerine yönelik kaçınılmazlık tespitleri vardı. Bu raporlar Star A.Ş.’nin galeri açma ve lağım sürmede yetkin olduğu yönündeydi ancak Yargıtay aksine karar verdi. Yargıtay ‘olayda kaçınılmazlık kusuru yoktur’ diyerek işverenin gerekli önlemleri almadığını ifade etmiştir. Yargıtay Star A.Ş.’nin galeri açma lağım sürme alanında uzmanlığı olmadığını söylemiştir. Ersin Koparan buradaki ifadesinde Star A.Ş.’nin TTK’nin hurda ekipmanını tamir ettirip kullandığını söylemişti. TTK yönetim kurulu üyeleri kaza tarihinde görevde olmadıklarını söyleyerek savunma yapıyorlar ancak onlar bu işi ihale ettikleri için suçlanıyorlar. Savunmalarının reddini talep ediyoruz. Tedbir alınmamış, denetlenip ceza verilmemiş, gerekli sondajlar yapılmamıştır. İddianamede görevi kötüye kullanma denmişse de taksirle öldürme ve yaralanmaya neden olma suçundan karar verilmesini ve bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasını talep ederiz.”
Maden ocağında yaşananların denetime tabi tutulduğunu ifade eden Şafak Sırrı Demirel’in avukatı Tülay Bekar şöyle savunma yaptı:
“Başından beri söylüyorduk, bizim müvekkillerimiz suçluysa TTK hayli hayli suçludur. Usulen eksiklikler var. Birleşen dosya sanıklarına soru soramadık, soru sorma hakkımız elimizden alındı. Soru sorma hakkımız kısıtlandığı için usul işlemlerine katılma hakkımız engellenmiş ve savunma hakkımız kısıtlanmıştır. Bu kadar farklı bilirkişi raporu varken hangi bilirkişinin üstte hangisinin altta olduğunu, kimin raporuna riayet edeceğimizi ben 35 yıllık avukat olarak anlayamadım.
Malzeme denetimi, teknik nezaretçi, denetimler gibi sözleşmeler TTK tarafından onaylanmadan, kabul edilmeden, denetim sözleşmesi olan bir işte her şeyi denetlemesi gereken TTK yöneticilerine beraat isteniyorsa müvekkilim de beraat etmelidir.”
Ahmet Aktaş’ın avukatı Zeynep Fulden Çavuşoğlu ise “Müvekkilimin hukuki sorumluluğu yoktur. Müvekkil olaydan önce 15 gün izinliydi. Tanıklar da söylüyor, Ahmet Aktaş yapılması gereken her şeyi yazılı ve sözlü olarak belirtmiştir. Gerekenler de teknik nezaret defterine yazılmıştır. Görevini eksiksiz yerine getirmiştir. Beraatini talep ederiz” ifadelerini kullandı.
Mehmet Şimşek’in avukatı Zeliha Keskin de “Aleyhe beyanları kabul etmiyoruz. Müvekkilimin yaşanan olayda kast veya sorumluluğu bulunmamaktadır. Müvekkilimin beraatini talep ederiz” diye savunma yaptı.
Duruşma savcısı “Dosyaya görevlendirilmemiz nedeniyle ve dosyanın da kapsamlı olduğu hususu dikkate alındığında inceleme olanağı bulamadığımızdan süre talebimiz var” dedi.
Mahkeme heyeti savcının süre talebini kabul ederek duruşmayı 19 Temmuz’a erteledi.