Ölen turistin külleri Marmaris’i karıştırdı
Dokuz günlük Kurban Bayramı dolayısıyla insanlar tatil beldelerine akın etti. Bu bölgelerde yaşanan sorunlar da açığa çıkmış oldu. Plajlarda istenen ücretler fahiş bir seviyeye ulaştı. Ancak kaçak yapılar da bir bir yıkılmaya başlandı.
Dokuz güne bağlanan Kurban Bayramı tatili tam okulların kapanmasının ertesine denk gelince Türkiye’de yaz tatili sezonu da resmen açılmış oldu. Ancak bazı sorunlar da peşinden geldi. Bunların ilki plajlarda istenen fahiş ücretler, diğeri de kaçak yapılar.
Başta Ege kıyıları olmak üzere denize ücretsiz girilebilecek alan neredeyse kalmadı. Özel işletmelerde günlük şezlong kiralamanın bedeli 500 TL’den başlıyor 2 bin TL’ye çıkıyor.
Datça’da Palamutbükü, Ovabükü, Hayıtbükü, Kargı ve ilçe merkezindeki plajlar işletmelerce kapatılmış durumda. Halk dar bir alandan denize girmeye çalışıyor.
Örneğin Datça merkezdeki mavi bayraklı Hastane Altı Plajı halkın en rahat denize girebildiği alan. Burada kıyıyı işgal eden işletme sayısı bir elin parmağını geçmiyor ancak Datça’nın geri kalanı için aynı şeyi söylemek mümkün değil.
Datça Kumluk’taki işletmeler gündüz masalarını geri çekerek plajı açıyor ancak yine de sahili tamamen boşaltmıyorlar. Taşlık ise tamamen işletmeler tarafından işgal edilmiş durumda.
Kaçak yapılar yıkılıyor
Bununla birlikte kaçak yapılarla ilgili sorunlar da devam ediyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri denetimlerini bu yaz da sürdürdü.
İlk tahliye ve yıkım haberi turizmin önemli merkezlerinden Balıkesir / Ayvalık’tan geldi.
Küçükköy Mahallesi’nde halktan gelen şikayetlerin ardından bir işletmenin mevzuata aykırı şekilde tonoz sistemi, çit, parmaklık ve tel örgü yaptırdığı tespit edildi.
Alandaki izinsiz yapı bayramın ilk günü yıkıldı. Ayvalık Belediyesi’nin açıklamasında “Türkiye’nin doğal güzelliklerinden olan kıyı ve denizlere vatandaşların erişimini engelleyen tüm unsurların yıkımı Kurban Bayramı sonrasında da devam edecek” ifadesi yer aldı.
Öte yandan bakanlığın ‘Türkiye Deniz Projesi’ne dair çalışmaları sürüyor. Böylece denizlere yönelik tüm çalışmalar tek çatı altında toplanacak. Sahillerde deniz bahçeleri kurulurken, Türk karasularında dolaşan 120 bin tekne ve yat da denetim altına alınacak.
Projenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı bir lansmanla kamuoyuna anlatılması planlanıyor.
Sabah gazetesinde yer alan habere göre şu ana dek netleşen detaylar şöyle:
Plajlardan vatandaşların daha fazla yararlanması sağlanacak. Bunun için gerekli denetimler yapılacak. Sahilden 50 metre içeride deniz bahçeleri kurulması planlanıyor. Bakanlık tüm sahillerde buna uygun devlete ait arsaları tarıyor. Uygun yerlerde hızla bahçelerin açılmasına başlanacak. Vatandaşlar buralarda oturup nefes alacak. Bu bahçelere ‘Türkiye Deniz Bahçeleri’ ismi verilecek.
Deniz bahçelerinin içinde ya da başka şekillerde sahillerde “deniz kütüphaneleri” kurulacak. Vatandaşlar buralardan kitap alıp okuduktan sonra bırakabilecek. Çocuklar için de buralarda özel bölümler yer alacak.
Deniz canlılarının korunmasına dönük de bir dizi proje hayata geçirilecek. Farkındalık yaratmak için caretta carettalar gibi deniz canlıları kullanılıp “en yaşlı caretta” tarzı ödüller verilerek. Projenin yüzü haline gelecek carettalar “İyi ki Türkiye Deniz” diyecek.
Daha önce kamuoyu ile paylaşılan mapa şamandıra uygulaması da yine proje kapsamında hayata geçirilecek. Türkiye’deki tüm koylara mapa şamandıralar kurulacak. Tekne ve yatlar girdikleri koylarda buralara bağlanmak zorunda kalacak. Şamandıralar dolduğunda koya yeni bir yat ya da teknenin girmesine izin verilmeyecek. Tekneler kaldıkları sürelere göre ödeme yapacak. Böylece deniz hayatına zarar veremeyecek olan tekne ve yatların atıklarını denize bırakmaları da önlenmiş olacak.
Türkiye’nin su sporlarında daha başarılı olması için adım atılacak. Çocuklara ve gençlere sörf, yelken, yüzme, dalış gibi su sporları eğitimi veren merkezler oluşturulacak.