Seçilbank’ın Çorlu kanadından bir de aşk çıktı!
Aralarında ünlü futbolcuların da olduğu birçok kişiyi hayali bir fon adı altında dolandırdığı iddiasıyla tutuklu yargılanan eski bankacı Seçil Erzan’ın Denizbank’a dava açma hazırlığında olduğu öğrenildi.
‘Seçilbank’ cephesinde yeni bir hareketlilik var.
Ünlü futbolcuların da aralarında olduğu 29 kişiyi “özel fon” adı altında dolandırdığı iddiasıyla yargılanan eski banka müdürü Seçil Erzan iş akdini kanuna aykırı şekilde sonlandırdığı ve tazminatını ödemediği iddiasıyla 23 yıl çalıştığı Denizbank A.Ş.’ye dava açmaya hazırlanıyor.
Yüksek kar getirili ‘özel fon’ vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan çalıştığı bankadan 23 yıllık kıdem ve ihbar tazminatı talep etti.
Hürriyet Gazetesi’nden Özge Eğrikar’ın haberine göre Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu olan Seçil Erzan 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki süre ve usullere riayet etmeden iş akdini sonlandıran ve 23 yıllık tazminat hakkını vermeyen Denizbank’a dava açıyor.
Erzan avukatı Bülent Aybirdi aracılığıyla Çağlayan’daki Arabuluculuk Merkezi’ne başvurarak Denizbank’ta şube müdürü olarak çalıştığı 25 Ekim 2000 ile 10 Nisan 2023 tarihleri arasındaki kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesini talep etti.
Müvekkilinin Denizbank’ın kurduğu tertip ile tutuklatıldığını arabuluculuk başvuru dilekçesinde belirten Bülent Aybirdi dava şartı başvurularında iki tarafın da ortak arabulucuda anlaşmaları halinde bu başvurularının işleme konmasını talep etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Seçil Erzan’ın avukatı Bülent Aybirdi şunları söyledi:
“Müvekkilim 23 yıl Denizbank A.Ş.’de şube müdürü olarak çalıştı. Başarılı bir müdür olduğu Denizbank ve tüm kamuoyunun kabulüdür. Ancak babasını kaybetmesi ve annesinin yatağa mahkûm olması nedeniyle yalnızlaşan müvekkilin dost sandığı akrabaları ve arkadaşları kendileri adına menfaat temin edebilme yoluna girmişlerdir. Bu kişilerin zorbalıklarının ardından müvekkile tefeciler musallat olmuş, işyerine gelerek müvekkile hakaretler savrulmuş, darp edilmiş, çalışma masası üzerine mermi bırakılmış, kolundaki saat yağmalanmış, evinin yatak odasına girilerek değerli eşyaları gasp edilmiş, silah zoruyla birtakım sözler söylenmiş, senetler imzalatılmıştır. Denizbank müvekkilimi yasadışı yollarla alıkoyarak sorguya çekti. Bununla da yetinmemiş İş Kanunu’nda yer alan süre ve usullere riayet etmeden Seçil Erzan’ın iş akdini sonlandırdı. Denizbank müvekkilin hakkı olan tazminatını da vermemeyi tercih etti. Tarafımızca Seçil Erzan’ın tazminat hakkının alınması için yasal yollara başvuruldu. Talebimiz doğrultusunda Arabuluculuk Merkezi tarafından dosyaya avukat Savaş Şahin arabulucu olarak atandı.”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede müşteki Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede Erzan’ın müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenen iddianamede sanık Rüya Sağır’ın da “nitelikli dolandırıcılık” suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.