CHP, sokak hayvanları için AYM yolunda: Yasaya 180 sayfalık itiraz dilekçesi
CHP Maden Kanunu'nda yapılan değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşıdı. CHP heyeti iptali istenen maddelerden birinin madenlerde daha fazla iş cinayetine sebep olabileceğini söyledi.
CHP 7501 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8 maddesinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın partisi adına yaptığı başvurunun ardından gazetecilere açıklamada bulundu.
Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11 Mayıs 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini anımsatan Günaydın kanunun sekiz maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını belirtti.
İptalini istedikleri maddelerden birinin kum, çakıl, kalker, mermer, tuz, elmas, yakut, safir, beril ve zümrüt gibi madenlerin çıkartılması ve işletilmesi için UMREK kodu zorunluluğunu ortadan kaldıran düzenleme olduğunu ifade eden Günaydın Türkiye’de her yıl yüzlerce kişinin maden kazalarında hayatını kaybettiğini söyledi.
Günaydın “Herkesin vicdanına seslenerek sormak istiyorum; Türkiye bu alandaki iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerini gevşetmeli mi yoksa daha mı sıkı hale getirmeli? MTA’nın da yapacağı faaliyetlerde UMREK kodunun kullanılmasını ortadan kaldıran düzenleme maden alanında yeni iş cinayetlerine davetiye çıkartmaktır, dolayısıyla bunların iptalini istedik” dedi.
Dava konusu diğer maddenin “yenilenebilir enerji santralleri ve yenilenebilir enerji kaynağına dayalı birden çok kaynaklı üretim tesisi kurulabilmesi için imar planı zorunluluğunu ortadan kaldıran” düzenleme olduğunu, bunun ortadan kaldırılmasının Türkiye’nin çevre felaketlerine sürüklenmesi anlamını taşıdığını öne süren Günaydın, bu maddenin de iptalini istediklerini söyledi.
Günaydın iptalini istedikleri diğer maddelere ilişkin şunları söyledi:
“Yüzen LNG tesisleri ile doğal gaz depolama tesislerinde istisnalar hariç kanuni hiçbir ölçüt öngörülmeksizin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna düzenleme yetkisini vermek bu alandaki kayırmacılığı önemli ölçüde artıracaktır. Bunu da iptali için taşıdık.
Ayrıca yine yenilenebilir enerji alanında yarışmalara ilişkin usul ve esasları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı sadece belirliyor, bir ölçüt yok. Türkiye’de bu işlerin, bu ihalelerin nasıl yapıldığını hepimiz biliyoruz. Siz eğer bir ölçüt koymadan o alanı yalnızca ucu acık bir takdir yetkisine dayanarak bakanlığa devredersiniz, bu çevresel ve insani değerlerin aleyhine sonuçlar doğuracaktır, iptalini istedik.”