George R.R. Martin ‘House of the Dragon’un ikinci sezon yanlışlarını yazacak
BluTV’nin sevilen dizisi ‘Prens’ ikinci sezonuyla da gönülleri fethetti ve üçüncü sezonun hazırlıkları şimdiden başladı. Dizi tarihimiz ise ‘Prens’ sayesinde ikonik bir karakter daha kazandı!
Hem gündemden hem sıcak havalardan bunalanlarınızı kurtarmaya geldik: Karşınızda BluTV’nin medarıiftiharı ‘Prens’! İlk sezonuyla kendi kitlesini hemencecik oluşturan ‘Prens’in namı, ikinci sezonuyla birlikte bir de baktık ki Bongomia’yı aşmış! Bongomia neresi mi, dizimizin geçtiği hayali krallık; ana karakterimiz de Bongomia’nın Prens’i. Eğlenceye ve fitne fesada düşkünlüğü sebebiyle hanedanın tüm ciddiyetini baltalayan Prens, garanti ediyoruz ki soluklanma ihtiyacınıza çare olacak!
Prens aslında, karakteri canlandıran Giray Altınok’un Instagram hesabında yaptığı tiplemelerden biri. Bir gün Kerem Özdoğan’la bu karaktere bir evren yaratmaya karar veriyorlar ve ortaya tarihi komedi diyebileceğimiz orijinal bir dizi çıkıyor. Hâlâ izlemeyenlere “Bu küçük, narin, hassas ve orantılı kulaklarım neler duyuyor?” diye sitem eden Prens hepinizi BluTV’ye bekliyor! İkinci sezonun tüm bölümleri yayında.
Henüz izlemeyenler ve biriktirenler… Gün sizin gününüz. Prens, tüm bölümleriyle sadece BluTV’de. pic.twitter.com/ugaSybAgAT
— BluTV (@BluTV) May 16, 2024
İlk sezonu hatırlayalım: Bongomia kralının suikasta uğramasıyla başlayan hikâye, kralın kardeşi ve büyük oğlu arasında bir taht kovalamacasına dönmüştü. İdari işlerle uzaktan yakından alakası olmayan Prens’imizin de tahta talip olduğu zannedilince hanedan içinde ölümcül olduğu kadar eğlenceli entrikalar başlamıştı. Başlarında bir de Macar Krallığına karşı Bongomia’yı savunma derdi olan basiretsiz hanedan üyelerini her bölüm ya zindanda ya ölümden dönerken ya da düşmanlara rehin olmuşken görmüştük. Derken sezon, Saksonya’dan Bongomia’ya gelen yardımla birlikte Macar Krallığı’nın hezimeti ve Bongomia tahtının Prens’e kalmasıyla bitmişti.
İkinci sezona başlar başlamaz kalleş amca Kalesh (Serdar Orçin) yeğeni Prens’i tahttan uzaklaştırmak için onu İsveç kralının kızıyla stratejik bir evlilik yapmaya ikna etti. Prens de kendinden bile beceriksiz yaverleriyle kuzey diyarına revan oldu. ‘Titanic’teki meşhur tahta parçasından hallice bir sandalla denizlere açılırlarken tabii ki her şey ters gitti ve ekibimiz bir korsan gemisine yakalandı! Planlar Korsan Van Dijk’ın (Çağlar Ertuğrul) dalavereleri yüzünden sarpa sarınca İsveç Krallığı Prens’e, dolayısıyla Bongomia’ya savaş açtı.
Bu savaş ilanının ardından İsveç kralı, ilk sezondan beri müttefikimiz olan müstakbel damadımız Saksonya Dükü Philippe’i (Kürşat Demir) öldürttü ve minnoş kalbimizi resmen söküp kuzey denizlerindeki dev ahtapotlara yedirdi! Bongomia prensesi Hasharia da (Derya Pınar Ak) merhum yavuklusunun intikamını alarak İsveç’i kralsız bıraktı.
Tüm taht varisleri İsveç Krallığından dönüş yolunda olduğu için savunmasız kalan Bongomia, Macarlar tarafından ele geçirildi. Artık Macarlar adına Bongomia’yı asil kraliçemiz Sion (Ceyda Düvenci) yönetecek. İlk bölümünden beri krallar için bolca uğursuzluk getirmiş hikâyemizde bu durum işte üçüncü sezonun konusunu belirliyor: Kralsız kalan krallıklar, kadınlara devroluyor. Böylelikle kâhin Nostradamus’un (Levent Özdilek) söylediği gibi, kadınlar çağı başlıyor. (Ha bir de yeni doğmuş bir bebeğin çağı: Prens ve yengesinin ilk sezondan kalma ‘Aşk-ı Memnu’ gecesinin memnu meyvesi!)
Kadınlar Çağı başlıyor. 👸
Prens, tüm bölümleriyle sadece BluTV’de. pic.twitter.com/ezuXRO2lra
— BluTV (@BluTV) May 19, 2024
Dizi ilk sezonundaki “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” minvalinde yoksulluk temalı siyasi göndermesiyle konuşulmuştu. Yeni sezonda (benzeri olmasa da) Prens’in ağzından sınıf temelli kara mizah duymaya devam ettik. Ama bu kez göndermelerin yerini konuk oyuncuların çaktığı minik selamlar almış: Elçin Sangu, adına gönderme olan Elçi Sangu (Kerem Özdoğan) karakterini barındıran dizimize konuk olarak geldi, hem de bir elçi olarak! ‘Behzat Ç.’nin Hayalet’i bile (İnanç Konukçu) zamanda yolculuk yapmışçasına karşımıza çıktı. Amerikan komedi dizilerinde sıkça rastlanan bu tür selamlar, yeni sezonda izleyicinin dikkatini diri tutan pek keyifli detaylardan oldu.
Ben Sangu değilim! pic.twitter.com/EYEVN7U8Oa
— 👑 Prens (@prensdizi) April 17, 2024
İlk sezondaki kadroya doyamadığımızdan başka karakterlerin geleceği haberine başta mesafeyle yaklaşsak da misal, Korsan Van Dijk’a kanımız ilk görüşte ısındı. Yeni karakterler sayesinde ayrıca yeni mekânlara da doyduk. Sezonun en eğlenceli mekân kullanımına önce tekinsiz gemici hanında, ardından gemicilerin Lomberto Adası’nda ve denizlerde salındığımız tüm sahnelerde rastladık. Korsan dünyası ve Prens’imiz birleşince ortaya işret alemi ve kaos, dolayısıyla izleyiciye eğlence çıkması kaçınılmazdı. Özetle dizi, izleyiciyi hikâyenin geçtiği ortama, o ortamın duygusuna çekip almakta çok başarılı! Tamamının sanal yapımla (virtual production) çekildiğini düşünürsek bu daha da etkileyici.
Ben korsan oldum 🤗👑 pic.twitter.com/ipKfQqAp0G
— 👑 Prens (@prensdizi) May 13, 2024
‘Prens’i bu kadar sevdiren unsur dönem işi, entrika, absürt komedi gibi farklı türleri buluşturabilmesi. Bu açıdan ‘Kahpe Bizans’a çok benzetilse de ‘Prens’ olay örgüsünde merak unsurunu diri tutmasıyla da öne çıkıyor. Bir yerinden illa sevebiliyorsunuz yani diziyi! Prens karakteriyle tanıştığınız ilk sahneden itibarense bu benzetmelere gerek kalmıyor ve diziyi sadece onun için izler hale geliyorsunuz. Prens’imizin replikleri sosyal medyanın kendine has mizahi dilinin bir parçası oldu bile.
Bazı kurgu karakterler vardır ya huysuz, zevk düşkünü ve ortalığı karıştıran; gerçek hayatta tahammül edemeyeceğiniz ama seyir zevki yüksek olan, çok eğlendiren… İşte Prens onlardan biri! Misal, Prens ve Huysuz Virjin birbirini tanısaydı ya çok iyi anlaşırlardı ya da sivri dilleriyle birbirlerini imha ederlerdi, bizler de garanti çok eğlenirdik! ‘Avrupa Yakası’ Burhan Altıntop ve ‘Aşkı-Memnu’ Firdevs gibi Prens de işte bu ikonik karakterlerimizin yanında çoktan yerini aldı. Siz de koltuğunuzda yerinizi alın: ‘Prens’in ilk iki sezonu BluTV’de!
Künye
Yayın mecrası: BluTV
Yapım: MGX Film
Yapımcı: Müşvik Guluzade
Yönetmen: Bülent İşbilen, Gökdeniz Uslu
Senaryo: Giray Altınok, Kerem Özdoğan
Müzik: Saki Çimen, Alper Aytekin
Oyuncular: Giray Altınok, Hüseyin Avni Danyal, Ceyda Düvenci, Aslı Tandoğan, Serdar Orçin, Çağdaş Onur Öztürk, Derya Pınar Ak, Onur Özaydın, Bahadır Vatanoğlu, Canberk Gültekin, Kerem Özdoğan, Kürşat Demir, Yılmaz Gruda, Çağlar Ertuğrul, Ebru Şahin, Deniz Uğur, Engin Benli, Zeynep Tuğçe Bayat, Okday Korunan, Demet Gül, Sarp Aydınoğlu, Cemil Büyükdöğerli, Yağmur Sevgi Koysal, Miray Akay, Devrim Kabacaoğlu, Mert Doğan, Şevket Süha Tezel, Soner Türker, Kemal Tarkan İnallı, Gizem Ayaz, Faruk Barman, Cansu Diktaş Altınok, Erarslan Sağlam, Levent Özdilek, İnanç Konukçu, Elçin Sangu