Bahreyn’in en büyük güneş enerjisi santralını Türkler yapacak
Sürdürülebilirlik çalışmalarında sadece yeşil dönüşümü değil toplumsal eşitliği odağına alan Boyner Grup UNDP ile işbirliğiyle 210 genç kadını sürdürülebilirlik lideri olarak yetiştirecek. Kadınlara istihdam garantisi de veriliyor.
Artık şirketlerin başarısı finansal rakamlara göre değil sürdürülebilir projelere göre ölçümlenecek. Sürdürülebilirlik şirketler için neredeyse bir hayatta kalma stratejisi haline gelirken Boyner Grubu’nun bu alana yaptığı büyük yatırımlar dikkat çekiyor. Toplam yatırımlarının yüzde 8’ini sürdürülebilirlik çalışmalarına ayıran Boyner Grup, UNDP iş birliğiyle Türkiye’nin sürdürülebilir geleceğine yön verecek kadın liderleri yetiştirmek için SHE LAB -Genç Kadınlar için Sürdürülebilirlik Laboratuvarı projesini başlattı. Eylül ayında hayata geçirilecek SHE LAB projesi 18 ay sürecek ve toplam 210 genç kadın eğitilecek. Proje için 400 bin dolarlık bütçe ayıran Boyner programı tamamlayan genç kadınlara istihdam imkanı da sağlayacak. Programa üniversitelerin 3 ve 4’üncü sınıflarında okuyan genç kadınlar başvurabilecek ve program sonunda kendi projelerini sunacak.
Grubun 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nun tanıtım toplantısında konuşan Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner dünya, çevre ve toplum için sürdürülebilir bir gelecek yaratmak amacıyla yatırımlara devam ettiklerini anlattı. Sürdürülebilirlik yönetimi anlayışının temelini şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın oluşturduğuna dikkat çeken Boyner dünya, çevre ve toplum için sürdürülebilir bir gelecek yaratmak amacıyla yatırımlarına devam ettiklerini söyledi. Tüm iş yapış biçimlerini sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda hayata geçirdiklerini ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 9’unda faaliyet gösterdiklerini söyleyen Boyner “Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki çok net yaklaşımımızı istikrarla sürdürüyoruz. Eşitliği sağlamayı bir kadın meselesi değil, demokrasi meselesi olarak görüyoruz” dedi.
Ümit Boyner sıkıntılı bir dönem olması nedeniyle artık risk yönetimi artık günden güne yaptıklarını belirterek “Diğer taraftan dijitalleşeme ile birlikte pazarlamamızı çok odaklı yapıyoruz. Bunlar bizim güçlenen kaslarımız. Önümüzdeki dönemde de risk yönetimini piyasa şartlarına göre yapmaya devam edeceğiz. Ama piyasada bir daralma söz konusu. Enflasyon düşene kadar da bunu yaşayacağız” dedi.
SHE LAB projesinin sürdürülebilirlik alanında çalışacak kadın profesyonellerin yetiştirilmesi ve bu alanda eğitim programlarının geliştirilmesi için öncü bir çalışma olacağını söyleyen Boyner “Kadın profesyonellerin yetiştirilmesi erkek egemen bir çalışma sisteminin üzerindeki cam tavanları da kıracak. SHE LAB’ı Türkiye’de en iyi şekilde hayata geçirip projenin yetkinliğini ve etkisini kanıtlamak istiyoruz. SHE LAB bir model haline getirilerek UNDP’nin aktif olduğu ülkelerde yaygınlaştırılacak. Odağımız her zaman finansal destek sağlamanın yanında, değişimin ve dönüşümün bir parçası olarak ele aldığımız toplumsal sorunun çözümünde de aktif rol almak” diye konuştu.
Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi Strateji ve İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu ise “Grup olarak eşitliği çalışma ilkelerimize yerleştirdik ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağımıza aldık. Türkiye’de kadın çalışan oranı yüzde 47, icra kurulundaki kadın oranı yüzde 60 olan tek şirketiz” dedi. Eşitliği sadece işyeriyle sınırlı tutmadıklarını belirten Şatıroğlu “Yarınlar büyüsün ile babaların doğum iznini dört haftaya çıkardık. Ayrıca çalışanlarımıza diyetisyen hizmeti sunuyoruz” dedi. Şatıroğlu eşit işe eşit ücret politikası uyguladıklarını, amaçlarının kelebek etkisi yaratarak iş dünyasında ortak bir değer yaratmak olduğunu söyledi.
Boyner Grup CFO ve İcra Kurulu Üyesi Özgür Tokgöz Altun ise “Sürdürülebilirlik artık sadece yeşil yatırımlar, çevre veya sosyal alanlarla sınırlı değil. Bu yüzden çalışmalarımıza iç ve dış paydaşlarımızı da dahil ederek döngüsel bir ekonomi sistemi etrafında şekillendiriyoruz. Çevresel, sosyal ve yönetişimsel faktörlerin öneminin arttığı bir dönemde, finansal başarımızı sadece bilanço rakamlarıyla sınırlı tutmuyoruz” dedi. Sürdürülebilirliğin yeşil finansmana erişimi kolaylaştırdığını vurgulayan Tokgöz “Yine yeşil tahvil ihracatında da maliyet avantajı sağlıyor. Altınyıldız için SPK’dan 1 milyar TL’lik tahvil ihracatı izni aldık. Yine Altınyıldız’da GES projesi için teklifler aldık” dedi.
Grubun 2023 sürdürülebilirlik raporundan veriler paylaşan Tokgöz şöyle konuştu: “2023 yılında m2 başı emisyonumuzu bir önceki yıla göre yüzde 37,8 oranında, baz yıl 2012’ye göre ise yüzde 38,3 oranında azalttık. Binalarda enerji verimliliği kapsamında da Boyner Büyük Mağazacılık’ta 2023 yılında metrekare başına düşen enerji tüketimimizi yüzde 46 oranında azalttık. İzmir Torbalı’daki genel merkezimizde hayata geçirdiğimiz ‘Yeşil Çatı’ projemizde de GES aracılığıyla ürettiğimiz enerji miktarını 2023 yılında 2,13 GWh’a çıkardık. Bu sayede fabrika ve merkez ofisimizin tamamının elektrik ihtiyacını karşılamış olduk. BR Mağazacılıkta ise 2023 yılı içinde GES Projesi sayesinde ofis enerji tüketimlerine bağlı emisyonlarımız 2022 yılına göre yüzde 74 oranında azaldı.” Şirketin Boyner mağazaları için de bir GES projesi var. Bu yatırımın değerinin de 5 milyon doların altında olması bekleniyor.
Grubun sürdürülebilirlik raporunda yer alan bilgilere göre, Boyner Mağazacılık ve Altınyıldız fabrikalarındaki koleksiyonlarda geri dönüştürülmüş hammadde kullanımını; Altınyıldız Tekstil fabrikasında ise geri dönüştürülmüş polyester kullanımını artırılıyor. Müşterilerden gelen iade ürünleri de Nivogo ile yapılan iş birliği ile yeniden kullanılır hale getirilirken, Çok kullanımlı çanta projesiyle bugüne kadar 4 milyonu aşkın naylon poşet kullanımının önüne geçildi. 2023 yılında 2,9 milyon pet şişeyi hammaddeye dönüştüren grup, 124 ton karbondioksit gazının atmosfere karışmasını önledi. Rapora göre, grubun, 2023 yılına kadar plastik tüketiminde yıllık bazda 11,5 ton azaltım olan taahhüdü, 2023 yılında hedefin 5.5 katında seyrederken, plastik tüketiminde 63 tonluk azaltım sağlandı. Firmanın geri dönüştürülmüş ürünlerine ise özellikle gençlerin ilgi gösterdiği, eski nesillerin ise daha mesafeli baktığı ifade edildi.