Belediyeler Birliği’ni İmamoğlu kazanınca AK Parti ve MHP yönetime girmeyi reddetti
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın 5'inci gün duruşmasında, suikast anında Ateş'in yanında olan Ahmet Keçik hakim karşısına çıktı. Mahkeme 10 tutuklu ismin tahliyesine karar verdi.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın 5’inci gün duruşmasında tanıkların ifadelerinin alınması tamamlandı. Sinan Ateş’in öldürüldüğü anda yanında bulunan tanık Ahmet Keçik, “Aracın arkasına saklanan şahıs sürekli rahmetliye ateş ediyordu. Yerde yatarken belindeki silahı gördüm, onu aldım. Rahmetlinin silah sahibi olduğunu biliyordum ama o gün yanında olup olmadığını bilmiyordum. Rahmetlinin belindeki silahı gördüm ve kendimi savunma ihtiyacı duydum” dedi. 22 sanığın yargılandığı davada tutuklu 10 kişi adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Sincan Cezaevi’nde devam eden davanın duruşmasına, sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş, Sinan Ateş’in ablası ve CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal katıldı. Davanın ilk üç gün duruşmasında 22 sanık ve 19 sanık avukatı savunmalarını tamamladı. Önceki gün yapılan duruşmada ise sanık avukatları savunmalarını tamamlarken, şikayetçilerin ifadeleri de alındı. Dünkü duruşmada ise tanıklar dinlendi.
Duruşma, tanık motokurye Yusuf Mert’in dinlenmesiyle başlandı. Mert, ”Ben motokuryeyim. Ben ışıklarda beklerken karşı tarafta aynı yerde denk geldik. Kaçan iki kişi gördüm. Onlarda da motor vardı. Motorda oturan kişide kask vardı, sonradan arkaya binen kişide kask yoktu. Peşpeşe Nextlevel’a kadar gittik. Onlar sonra Konya Yolu’na gitti. Motoru hızlı kullanıyorlardı o dikkatimi çekti. Kendilerinde silah görmedim. Bindikleri motosikletin plakanın bir kısmı bantlıydı, kapatılmıştı. Herhangi birinin vurulduğunu görmedim” dedi.
Tanık Yavuz Süleymanoğlu ise ifadesinde, Aytaş Ataç’ı tanıdığını söyleyerek, Ataç’ın işlettiği dükkana müşteri olarak gittiğini söyledi. Sinan Ateş’in öldürüldüğü gün orada bulunduğunu söyleyen Süleymanoğlu, ”Bana Sinan Ateş’in öldürüldüğünü söylediler. Adını ilk defa duydum. Aytaç, Tolgahan Demirbaş’ı aradı. Sonrasında bulunduğumuz mekandan beş gibi çıktık” dedi. Aytaç Ataç’ın avukatı, Süleymanoğlu’na çiftliğine gidip gitmediğini, çiftlikten haberi olup olmadığını sordu. Süleymanoğlu, ”Oradan yumurta alıyordum. Orada mangal yapmışlığımız da var. Biz oradayken gelip giden tanımadığım arkadaşlar da oluyordu” diye konuştu.
Süleymanoğlu’ndan sonra dinlenen Tanık Gönül Ergin ise duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. Ergin, sanıklarla herhangi bir akrabalık ilişkisinin olmadığını söyledi. Ergin, olaya ilişkin şu bilgileri verdi:
“Biz o gün doktor randevum vardı. Doktordan çıktım. Arabama bindim ve tam u dönüşü yaparken, silah sesi duydum. Sonra tekrar silah sesi duydum. Ben vurulma anını görmedim ama silah sesini duyunca etrafıma bakındım. Bakınırken, sol elinde ucu uzun silahla koşarak gelen, kafasında herhangi bir bere olmayan kişiyi gördüm. Bu kişi daha sonrasında kasklı birinin arkasına binerek hareket etti. Sonrasında 112’yi aradım. ‘Silahlı birini gördüm, koşarak motora bindi’ dedim. Daha sonrasında arabamdan motorun resmini çektim. Olay yerine gidip, komiserin birine telefonumdaki resimleri gönderdim. Ben sadece silahlı bir kişinin motora binip kaçtığını gördüm. Plakanın son üç rakamının bantla kapatıldığını gördüm. Silah koşarken elindeydi.”
Tanık Ahmet Keçik ise ifadesinde cinayete ilişkin, “Ben rahmetliyi ülkü ocakları başkanlığı döneminde ve akademisyenken tanıdım. Birlikte cuma namazına gittik. Namazda ben, Selman ağabey ve rahmetli vardı. Giderken de dönerken de yaya gittik, aynı istikameti kullandık. Dönüşte bir lokanta vardı onun orada saldırıya uğradık. Aniden karşımıza çıktı ve ateş etmeye başladı. Çok seri bir şekilde ateş edildi. Doğrudan Sinan Ateş’i hedef aldı. Silahı gövdesine doğru nişan aldı. Daha sonrasında ben bir aracın arkasına saklandım. Sinan Ateş’in camiye giderken silah taşıdığını görmedim. Sonrasında kendimi savunma ihtiyacı hissettim” dedi.
Kendisine ait bir silahının olmadığını ve ilk yardım bilgisinin olmadığını söyleyen Keçik, Sinan Ateş’i kastederek, ”Biz kendisine hiç ‘reis’ kelimesini kullanmazdık” dedi.
Silah sesleri esnasında kaçtığını ve Selman Bozkurt’u görmediğini belirten Keçik, “Aracın arkasına saklandıktan şahıs sürekli rahmetliye ateş ediyordu. Yerde yatarken belindeki silahı gördüm, onu aldım. Rahmetlinin silah sahibi olduğunu biliyordum ama o gün yanında olup olmadığını bilmiyordum. Rahmetlinin belindeki silahı gördüm ve kendimi savunma ihtiyacı duydum. Ateş eden şahsı hedef almadan ateş ettim. Kaçtığını gördükten sonra rahmetliyi kontrol ettim, tepki vermiyordu. Daha sonra Selman’a baktım o da yaralıydı. Hem benim hem onun elinde silah vardı. Orada insanlar bize yardım etmek için geliyordu. Rahmetli çok kan kaybediyordu. Daha sonra polisi aradım. Yaralarını bastırarak tampon yaptım ve ambulansın gelmesini bekledim” diye konuştu.
Tanık Gökhan Türkmen ise verdiği ifadesinde “Ben şahsın vefat ettiğini haber sitelerinden öğrendim. Onun haricinde konuyla alakalı bir bilgim yok” dedi. Alper Atay’ı beş yıldır tanıdığını ve Sancaktepe’de bulunan otelinde futbolcuların konaklaması için yönlendirme yaptığını söyledi. Türkmen, Çep’i ise tanımadığını söyledi. Türkmen, Alper Atay ile olan görüşmesine ilişkin şunları söyledi:
“Alper beni görüntülü aradı. Otoparkçılarla arasında bir problem olduğunu ve karakolluk olduğunu söyledi. Benden oda talebi de oldu. Odayı kimin için istediğini bilmiyorum. Oteldeki doluluğun yüksek olduğunu ve sadece otoparkçıların kaldığı odayı verebileceğimi söyledim. Alper’in odada kalıp kalmadığını bilmiyorum. Odada kiminle kalacağına dair bilgi vermedi ama yanında bir arkadaşı vardı. 31 Aralık gecesi, ben şehir dışındayken otelden aranıp, otelin otoparkında bir kavganın olduğu söylendi. Alper benden odayı kimin ve ne için talep ettiğini bilmiyorum. Otoparkçıların kaldığı odayı müşterilere verip, vermediğimizi hatırlamıyorum. Daha önceki ifademde yanılmş olabilirim.”
Mahkeme başkanı, Türkmen’den salonda bulunan sanık Caner Günay’ı teşhis etmesi istedi. Günay, kürsüye gelerek SEGBİS ile bağlanan Türkmen’e gösterildi. Türkmen, otelde gördüğü kişinin Günay olmadığını söyledi.
Mahkeme, Mehmet Yüce, Erdem Karadeniz, Osman Bayraktar, Zekeriya Asarkaya, Ufuk Köktük, Aytaç Ataç, Caner Günay, Umut Ersoy, Hakan Saraç, Alper Atay’ın yurtdışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar verdi. Mahkeme, Ateş Ailesi’nin, MHP’li yöneticilerin de isminin olduğu ayrılan 17 kişilik dosyanın bu davayla birleştirilmesi talebini reddetti. 12 sanığın tutuklu yargılanmasına devam edilecek
Dosya, esas hakkında mütalaa için Savcı’ya tevdi edilip duruşma 19 Temmuz’a ertelendi.