Emlakçılara ceza yağıyor ama bataklık kurumadı
Hasat zamanında satamadığı için ağaçlarını söken limon üreticisinin depolayacak ne gücü ne de parası var. Çiftçi son iki yıldır limonu zararına satıyor. O zaman bu iş kime yarıyor? Limonu depolayıp şimdi fahiş fiyatla satanlara ya da marketlere.
Son günlerin önemli tartışma konusu, hatta bir zamanların seçim sloganı olan limon son iki yıldır gündemden düşmüyor. 2022 yılında yokluğundan, 2023 yılında ise varlığından dert çekilen limon fiyatları neden inişli çıkışlı bir serüven yaşıyor? Şimdi tüketiciye 80 liraya ulaşan limonun fiyatı normal mi?
Ülkemizde 15 ilde limon üretimi yapılıyor; %46’sı Mersin, %40’ı Adana, %6’sı Hatay ve %6’sı Muğla illerinde üretiliyor. Bu dört il ülkemizin limon üretiminin %98’ini karşılıyor. Türkiye’nin limonu büyük ölçüde Akdeniz’den geliyor desek yanlış olmaz.
1987 seçimleri öncesi Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) lideri Erdal İnönü’nün seçim propagandasında kullandığı, dönemin Anavatan Partisi lideri Turgut Özal’ın vergi ve zam uygulamalarını eleştirerek söylediği “Sizi bir limon gibi sıkmaya devam edecek” sözü yıllar geçse de unutulmadı. Şimdi ise çiftçinin hasadından kazanmadığı, tüketicinin kilosu 80 lirayı geçen limona ulaşamadığı bir noktadayız.
Ülkemizdeki limon üretimi 2000 yılında 460 bin ton iken 2023 yılında 2,3 milyon tona yükseldi. 2024 yılında yaklaşık iki milyon tonluk bir rekolte bekleniyor. Limon üretiminin artmasına rağmen 2022 yılında iklim koşullarına bağlı rekolte düşüşleri sonrası ihracatına yasak getirildi. Ancak bir yıl sonra Cumhuriyet döneminin üretim rekoru kırılmasına rağmen üretici hasat sezonunda istediği fiyatı bulamadı. Tüketici açısından ise son iki yıldır limonun yokluğunda yüksek fiyatlar, varlığında ise düşük fiyatlardan faydalanılırken şimdi yüksek fiyatlar cep yakıyor.
Üretim rekorlarına rağmen fiyatların yükselmesi ihracat kaynaklı olabilir mi? İhracat rakamlarına bakıldığında 2021 yılında 621 bin ton, 2022 yılında 593 bin ton ve 2023 yılında 659 bin ton limon ihraç edildi. Görüldüğü üzere bir önceki yıla göre üretimde bir milyon tonluk artış olmasına rağmen ihracatta sadece 65 bin tonluk bir artış var. Bu da öyle yokluk çektirecek kadar büyük bir artış değil.
Bu yılın ilk 5 ayında yapılan ihracata bakıldığında 2023 xOcak-Mayıs döneminde 284 bin ton ihracat yapılmışken, bu yıl 287 bin ton olmuş. Burada da sadece üç bin tonluk bir artış var. Bu da önemli bir fark değil.
İhracat artışından kaynaklı olarak içeride limon kalmaması durumu yok. İç piyasada tüketilmeyi bekleyen en az 600 bin ton limon olması gerekir. Bu hesaplamayı yaparken kişi başı yaklaşık 20 kilo limon tüketildiği, bir kısmının ihracata gittiği ve bir kısmının çürüdüğü varsayıldı. Peki içeride 600 bin ton limonumuz varken fiyatlar neden yükseldi?
Bu durumdan en çok zarar gören çiftçi. Çiftçinin elinde limon kalmıyor. Hasat zamanında satamadığı için ağaçlarını söken limon üreticisinin beş ay depolayacak ne gücü ne de parası var. Çiftçi son iki yıldır elindeki limonu zararına satıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de limon üreticilerinin son iki yıldır zarar ettiğini gösteriyor.
Çiftçinin bu limonu alıp depolama şansı yok. O zaman bu iş kime yarıyor? Tabii ki y10a limonu depolayıp şimdi piyasaya fahiş fiyatla satanlara ya da depolardaki limonu ucuza kapatıp tüketiciye pahalı satan marketlere. Bu kadar limonu kim tüketti?
Tek bir yol var. Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı el ele verip bu limonun kimde olduğunu arayarak bulmalı. Gerçekten fahiş bir fiyat var mı, yok mu, onu ortaya koymalıdır. Bu işten en çok zarar gören limon üreticisi iken kimsenin limon üreticisinin canını sıkmaya hakkı yok.
Yoksa bu hasat öncesi bir oyun mu?
20 Kasım 2024 - TÜSEDAD ve USK verileri çatışıyor: Çiğ sütte kimin hesabı doğru?
17 Kasım 2024 - Mütevazı sofraların vazgeçilmezi tavuk ve yumurta artık lüks mü olacak?
15 Kasım 2024 - Süt üreticileri deli para kazanıyor (!)
13 Kasım 2024 - Ekim ayında yağış azaldı, tarımsal üretim için tehlike çanları çalıyor