ABD’deki gizli belge sızıntısının şüphelisi Jack Teixeira suçlamaları reddetti
Donald Trump'ın suikast girişimi sonrası yumruğunu havaya kaldırması Cumhuriyetçilerin savaşma isteğini körükledi. Trump cephesi hemen karşı saldırıya da geçti, Biden cephesi dağınık. Bundan sonra siyaset sahnesinde bizi neler bekliyor?
Eski ABD başkanı ve önümüzdeki başkanlık seçimlerine Cumhuriyetçilerden adaylığını koyan Donald Trump’ın Pensilvanya’daki mitingini silah sesleri böldü. Kulağından yaralanan Trump Gizli Servis tarafından sahneden indirilmeye çalışılırken yumruğunu havaya kaldırdı, ‘Savaş, savaş, savaş’ (Fight, fight, fight) diye bağırdı. Hemen ardından arkasındaki Cumhuriyetçiler de yumruklarını havaya kaldırdı. Bu Amerikan iç siyasetinde mücadelenin daha da sertleşeceğinin işaretiydi.
Amerikan siyaseti zaten gergin bir dönemden geçiyor. Bir yanda Trump çeşitli eyaletlerde savcıların açtığı davalarla boğuşurken Demokratlar da kendi içinde aday tartışmaları yaşıyor. Ancak suikast girişimi iyice ayrışmış Amerikan halkını derinden sarstı ve daha beter kutuplaştırdu. Oysa dün sabaha karşı saatlerinde meydana gelen saldırı sonrası Trump’ın kendisi de, Başkan Joe Biden da, medyanın hemen hemen her görüşten tamamı da ulusa ‘birlik’ çağrıları yapıyor, saldırıda hedefin Amerikan demokrasisi olduğunu söylüyor. Ama bu çağrılar birer retorikten başka bir şey değil.
Amerikan haber ajansı Associated Press’ten Evan Vucci’nin çektiği kulağından yanağına kan akan, Gizli Servis ajanları tarafından sahneden indirilmeye çalışılan, yumruğu havadaki Trump fotoğrafı hemen ikonik bir poz haline geldi. CNN International bu görüntüyü “Kâbusa dönüşen bu güneşli öğleden sonrasının siyasi çıktıları ne olacağı henüz bilinmiyor ama gergin bir siyasi çağı betimliyor bu görüntü” diye anlattı.
Historic photograph of Trump by @AP_Images @evanvucci pic.twitter.com/poGCffxl2I
— Patrick Witty (@patrickwitty) July 13, 2024
Nitekim, daha saldırganın kimliği bile bilinmezken gerek Donald Trump’ın yakın çevresi, gerekse Cumhuriyetçi Partililer hemen saldırıdan Amerikan solunu ve Başkan Joe Biden’ın kampanya söylemlerini sorumlu tutmaya başladılar.
Sosyal medyadaki açıklamalarda en yaygın paylaşılan mesajlardan biri, ‘İki kere azletmeye kalktınız, yargıladınız, mahkum ettiniz yetmedi, şimdi de öldürmek istiyorsunuz’ mealindeki mesajdı. Trump’ın büyük oğluna göre saldırının sebebi Joe Biden’ın babası için kullandığı ‘Onu ne pahasına olursa olsun engellemeliyiz’ cümlesiydi. Gerçekten de, Joe Biden’ın kampanya konuşmalarına baktığınızda ‘Hedefi tam ortasından vurmak’tan, ‘Onu durdurmalıyız’a kadar zorlarsanız bugün yaşanan suikastle bağlantılandırılacak çok cümle var.
Suikast girişiminde hayatını kurşunun birkaç santim sola gitmesine borçlu olan Trump ve cephesi hemen eski başkandan bir kurban yarattı bile. Bu söyleme hazırlardı, çünkü Donald Trump’ın kendisi haftalardır ‘Beni FBI’a öldürtecekler veya hapse atacaklar’ diyerek bu zemini oluşturuyordu.
Mitinge katılan Pensilvanya Temsilcisi Mike Kelly “Soldan gelen bu saldırıya müsamaha göstermeyeceğiz” dedi. Trump’ın potansiyel başkan adayı yardımcılarından Senatör J. D. Vance de “Biden’ın kampanyasının temel önermesi ‘Trump’ın ne pahasına olursa olsun durdurulması gereken otoriter bir faşist olduğudur.’ Bu söylem doğrudan Trump’ın suikast girişimine yol açtı” diye belirtti. Senatör Mike Lee ise Trump hakkında açılan tüm federal suçlamaların düşürülmesini istemekte gecikmedi.
Trump’ın çocukları bile babalarının neredeyse öldürülecek olmasına şoktan ziyade zafer duygusuyla yanıt verdi. Donald Trump Jr. babasının ikonik fotoğrafını paylaşarak “Amerika Kurtarmak kampanyası için savaşmaktan asla vazgeçmeyecek” diye yazdı.
Vakitler akşamı gösterdiğinde Trump destekçileri Trump Tower’ın önünde toplaşmaya başladı. 59 yaşındaki Christine Randall New York Times’a verdiği demeçte silah sesleri duyduğunda Manhattan’daki evinde Trump’ın mitingini izlediğini söyleyerek “Gerçekten ölmüş olabileceğini düşündüm. Ağlamaya başladım. Ayağa kalktığında çok mutlu oldum” diye anlattı. Randall da “Amerika’yı Yeniden Yücelt” (MAGA) şapkasıyla yola dökülenler arasındaydı.
#Trump Tower last night pic.twitter.com/OH7Hs1pDUU
— Ian James Campbell (@Campbell_Ianj) July 14, 2024
Yoldan geçen sürücüler ve motosikletliler de kornalarını çalarak ya da yumruklarını havaya kaldırarak “Seni seviyoruz Trump!” diye haykırdı. Trump şapkalı ve elinde Amerikan bayrağı taşıyan 51 yaşındaki Lynda Andrews “Bütün gece burada olacağım” dedi ve şöyle devam etti: “Elini kaldırdığını gördüğüm anda ‘İşte benim adamım’ dedim.”
Saldırıdan sonra Demokratlar hedef alınsa da iki taraftan da Trump’a destek mesajları geldi. Biden suikast girişimini kınadı, normalde hafta sonunu Delaware’de geçirmeyi planlarken alelacele Beyaz Saray’a geri dönerek kameralar karşısında ulusa seslendi: “Amerika’da bu tür bir şiddetin yeri yok. Bu iğrenç, ülkemizi birleştirmek zorunda olmamızın nedenlerinden biri de bu. Böyle bir şeyin yaşanmasına izin veremeyiz. Biz böyle olamayız. Buna göz yumamayız.” “Donald’a” telefonla ulaşmaya çalıştığını söyleyen Biden rakibinin normal şartlarda herhangi bir sorun yaşamadan mitingini gerçekleştirebilmesi gerektiğini söyledi.
Ne var ki Trump bu suikast girişiminden önce bile destekçileri tarafından “yok edilemez bir kahraman” olarak görülüyordu. Hakkında açılan davalar nedeniyle kendisine yönelik bir cadı avının pençesinde olduğunu her seferinde vurgulayan eski başkanın bundan sonraki süreçte de “düşmanlarının sürekli saldırısı altında olan bir savaşçı” imajını derinleştirmesi mümkün.
Saldırıdan sonra ikinci kez Truth Social’da paylaşım yapan Trump şu sözleri yazdı:
“Dün bana yolladığınız iyi dilekleriniz ve dualarınız için teşekkür ederim. Zira bu akıl almaz olayın gerçekleşmesini engelleyen yalnızca Tanrı’dır. Korkmayacağız, aksine inancımızı koruyacak ve kötülüğün karşısında dimdik duracağız. Yaralananların iyileşmesi için dua ediyoruz, öldürülen vatandaşlarımızın anısını da kalbimizde yaşatacağız. Şu anda birlik olmamız ve Amerikalılar olarak gerçek karakterimizi göstermemiz, güçlü ve kararlı kalmamız ve kötülüğün kazanmasına izin vermememiz her zamankinden daha önemli. Ülkemizi ve sizleri seviyorum. Bu hafta Wisconsin’de ulusumuza seslenmeyi dört gözle bekliyorum.”
CNN International Trump’ın mevcut koşullarda zaten Biden’ın önünde gittiğini belirterek “Bu hafta yapılacak Cumhuriyetçi Ulusal Kongre’nin atmosferinin daha da yoğun atmosferde geçeceğini” yazdı. Kongre planlayıcıları zaten oturumların temasını “Amerika’yı yeniden güvenli ve güçlü kılma” olarak planlamıştı. Silahlı saldırının ardından bu temalar yeni bir anlam kazanacak.
Beyaz Saray’dan ulusa seslenen Biden, Cumhuriyetçi rakibiyle “kısa ama iyi” bir görüşme gerçekleştirdiğini belirterek “Trump iyi durumda ve iyileşme sürecinde olduğu için minnettarım. Öldürülen kurbanın ailesine en içten taziyelerimizi iletiyoruz. O bir babaydı. Hayatını kaybettiğinde ailesini kurşunlardan koruyordu” dedi. İlk açıklamasını tekrarlayan Biden “Amerika’da bu türden herhangi bir şiddete yer yoktur. Suikast girişimleri ulus olarak savunduğumuz her ilkeye aykırıdır. Her ilkeye. Bizim ulusum böyle değil. Böyle bir Amerika olmaz. Olmasına da izin veremeyiz. Birlik ulaşılması en zor hedef olsa da şu anda hiçbir şey birlik kadar önemli değil” dedi.
ABD başkanı olduğundan beri sadece ülkenin iç meselesi ve 7 Ekim Hamas saldırısı sebebiye Oval Ofis’ten halka seslenen Biden, dün gece Türkiye saatiyle üçte kameralar karşısına geçti. Siyaset sahnesindeki tansiyonun düşmesi gerektiğini vurgulayan Biden sözlerine şöyle devam etti: “Size fikir ayrılığına düştüğümüzde düşman olmadığımızı, birbirimizin komşusu, arkadaşı ve meslektaşı, vatandaş ve en önemlisi de Amerikan olduğumuzu hatırlatmak isterim. Bir arada durmalıyız.”
Politico’nun dikkat çektiği şey ise Demokratların bu silahlı saldırının ardından Biden’ın yarıştan çekilmesi yönündeki çağrılarının şiddetlenip şiddetlenmeyeceği. Zaten son haftalarını ülkeyi dört yıl yönetebilecek kapasitede olduğu konusunda Demokratları ikna etmeye çalışarak geçiren Biden’ın şimdi Trump’a karşı nasıl bir yol izleyeceği muamma. CNN International’a konuşan üst düzey Demokrat danışman “Asıl mesele, Trump’a karşı nasıl bir kampanya yürütüleceği. Bunu bu bir hafta içinde becerebilir miyiz?” dedi. Biden’ın kampanyası cumartesi günü suikast girişiminden sonra reklamlarını geri çekti ve kampanyasına ne zaman kaldığı yerden devam edeceği belirsiz.
Biden kampanyasının merkezinde Demokrat seçmeni Trump’la korkutmak yer alıyor. Yani kampanya temelde Trump’ın ne kadar kötü ve tehlikeli biri olduğuna odaklanmış durumda. Bu saatten sonra Biden için kampanya stratejisini değiştirmek ne kadar mümkün veya değiştirirler mi, bunu zaman gösterecek.
Ancak suikast girişiminin zaten zor durumda olan Demokrat kampanyayı iyice içinden çıkılamaz bir krize soktuğu kesin.