Özel sektörde çalışan sayısı azalırken kamuda artıyor
Mide kanseri olan 70 yaşındaki M.Ç’ye doktorlar son umut olarak 74 bin 500 TL’lik bir ilaç kürü önerdi. M.Ç. de SGK’ya başvurdu. Ret alınca İdare Mahkemesi’nden umut aradı. Mahkeme hayati kararı hızla verip ilacı engelleyen yürütmeyi durdurdu.
Yargı kararlarıyla gelen adalet ekseriyetle geç geldiği için eleştirilip haber oluyor. Yargı kararına umut bağlayan insanlar geç gelen kararlar yüzünden mağdur oluyor ya da uzun tutuklulukla sınanıyor. Ancak bu kez haber ‘erken gelen’ adalet.
Mide kanseri olan 70 yaşındaki emekli M.Ç.’ye doktorları tedavisinde son çare olarak bir kürü 74 bin 500 TL’ye mal olan kanser ilacını kullanması gerektiğini söyledi. Bu ilacı alabilmek için başvuruda bulunan M.Ç.’nin talebi SGK tarafından reddedildi. M.Ç. bu kez çareyi İdare Mahkemesi’ne başvurarak aradı. SGK’nın bu işleminin iptali için yürütmenin durdurulmasını talep etti. Ankara 27’nci İdare Mahkemesi davacının ilgili ilacı kullanmadığı takdirde sağlığının tehlikeye girebileceği ve bu nedenle telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği gerekçesiyle 24 saatte karar çıkararak ilaç bedelinin SGK tarafından karşılanmasına hükmetti.
Hürriyet’te yer alan habere göre 2020’de mide kanseri teşhisi konan M.Ç. standart tedavi yöntemlerini denemiş ancak sonuç alamamıştı. Doktorlar son çare olarak “Trifluridine” etken maddeli ilacı kullanmak zorunda olduğunu söyledi. M.Ç.’ye ilacı 2-3 yıl boyunca 28 gün arayla bir kür almak üzere bir tedavi takvimi çıkardılar. Ancak ilacın bir kürünün bedeli 74 bin 500 TL idi.
M.Ç. bedelin karşılanması için Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’ne giderek bizzat başvuru yaptı. SGK ilaç Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) içinde yer almadığı gerekçesiyle bedelin kurum tarafından ödenmeyeceğini belirterek talebi reddetti.
M.Ç. vazgeçmedi. Bu kez de İdare Mahkemesi’ne başvurdu. SGK’nın bu işleminin iptali için yürütmenin durdurulmasını talep etti. M.Ç.’nin avukatı Dilşad Enhoş tarafından Ankara Nöbetçi İdare Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde özetle şöyle dendi:
“2020’den beri mide kanseri olan ve standart tedavi seçenekleri denenmişse de gerekli sonuç alınamayan müvekkilimize hekimleri tarafından ‘tek ve son çare’ olarak ‘trifluridine’ etken maddeli ilacı kullanmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu ilaç müvekkilimiz için acil ve alternatifsiz tedavi yöntemidir. Söz konusu ilacı 2-3 yıl boyunca 28 günde bir almak zorundadır. İlacın bir kür bedeli 74 bin 500 TL’dir. Tedavisi devam ettiği süre boyunca ilaç bedelinin eksiksiz ve kesintisiz olarak faturada yer alan bedel neyse o rakam üzerinden SGK tarafından karşılanması gerekmektedir. Söz konusu ret kararının hukuka aykırılığı nedeniyle her gün kanser hastalığının tedavisi için yaşam mücadelesi veren müvekkil tek ve son çaresi olan ilaca erişememektedir. Bu nedenledir ki zaman kaybetmeksizin yürütmeyi durdurma talebinde bulunmamız şart olmuştur. Bu ilaç bedelinin SGK tarafından karşılanmaması durumunda müvekkil, başkaca bir tedavi yöntemi kalmaması sebebiyle maalesef ölümünü bekleyecektir.
Öncelikle Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin kararının iptalini ve söz konusu bu idari işlemin yürürlükte kaldığı her gün müvekkil açısından hayati tehlike arz etmesi sebebiyle yürütmenin durdurulmasını talep ederiz. Ayrıca müvekkilin ilaç için bugüne kadar ödemek zorunda kaldığı, faturalarla ispatlanmış toplam ilaç ücretlerinin de dava açılış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı kurumdan tahsilini talep ederiz.”
Ankara 27’nci İdare Mahkemesi davacı M.Ç.’nin talebini 24 saat içinde değerlendirerek karara bağladı. Mahkeme 27 Haziran 2024 tarihli kararında M.Ç.’nin ilgili ilacı kullanmadığı takdirde sağlığının tehlikeye girebileceğini ve bu nedenle telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği belirterek SGK’nın ilacın parasının ödenmemesi kararına ilişkin yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Avukat Dilşad Enhoş karara ilişkin açıklamasında şu bilgileri verdi: “Yürütmeyi durdurma kararı durum hayati ve acil olduğu için dava sonuçlanana kadar hasta ilacına erişemez ve telafisi imkânsız zarar oluşursa diye veriliyor. Yürütmeyi durdurma kararı çıktıktan sonra hasta hemen ilacına ücretsiz şekilde ulaşıp tedavisine başlayabiliyor. Davamız devam ediyor. Mahkeme gerekli tüm incelemeleri yapıyor. Tıbben hastanın bu ilacı kullanması uygun mu değil mi anlaşılabilmesi için, hastaya ait tıbbi raporların, bilirkişi tarafından incelenmesi gerekiyor. Bilirkişi raporu hastanın bu ilacı kullanmaya tıbben uygun olduğunu ortaya koyduktan sonra, zaten tıbbi kısma ilişkin herhangi bir soru işareti kalmıyor. Gerisi de zaten hukuken mahkemenin yapacağı inceleme.”