80 yıllık şarapçı Yazgan, kurtuluşu konkordato ilan etmekte buldu
İzmir'de iki kişinin sokak ortasında elektrik akımına kapılarak ölmesiyle ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan İZSU Kanalizasyon Daire Başkanı B.K.'nın ifadesi ortaya çıktı: "Biz orada mazgal yapmamış olsaydık da kaza meydana gelecekti."
İzmir’in kalbinde Alsancak vapur iskelesinin hemen karşısında yer alan Enver Dündar Başar Sokak’ta olanlar Türkiye gündeminin ilk sıralarında. Trafodan gelen elektrik kabloları toprağın yeterince derininden geçmiyordu, yüzeye çok yakın bir noktadaydı. İnsanlar aylardır elektrik kaçağı olduğuna dair ihbarlar yapıyor, ancak hiç önlem alınmıyordu.
Mahalle sakinlerinin “göz göre göre oldu” dediği, Özge Ceren Deniz ve ona yardıma koşan arkadaşı İnanç Öktemay’ın ölümünün perde arkasında anlaşılan o ki kimsenin sorumluluğunu almak istemediği büyük bir ihmal vardı.
Gdz Elektrik ve İzmir Büyükşehir Belediyesi karşılıklı birbirlerini suçlamış, bilirkişi raporu iki kurumun da hatalı olduğunu ortaya koymuştu. Ardından gözaltılar başlamıştı.
Soruşturmada bugün bir gelişme oldu. Gözaltına alınarak sevk edildikleri hakimlikçe tutuklanan 14 şüpheliden İZSU Kanalizasyon Daire Başkanı B.K’nin ifadesine ulaşıldı.
Sorumluluk bölgesinin tüm İzmir olduğunu, görevlerinin atık ve yağmur sularını toplamak ve ulaştırmak olduğunu belirten B.K. idaredeki işleri yaparken bir yapı denetim ekibi bulunduğunu, kendisinin sahadan bir sorun iletilmesi halinde sahaya gittiğini söyledi.
Kazanın meydana geldiği mazgalları olaydan sonra incelediğini belirten B.K. şunları söyledi:
“Mazgalların yapılması işleminde gözlemcimiz izinliydi. Biz çalışma yaparken kablolara hiçbir şekilde zarar vermedik. Ancak o tarihte izinli olması nedeniyle olay yerinde gözlemci yoktu. Ekipler sadece diğer kurumların malzemesine zarar verdiğinde onlarla iletişime geçeriz. Diğer hatlara zarar verilmediğinde ya da olumsuz bir durum olmadığında rapor tutmuyoruz. Ancak bir zarar meydana geldiğinde yüklenici firma tutanak tutar.
Bu zararlardan yüklenici firma sorumludur. Hasar olsaydı yüklenici firma diğer kurumların gözlemcilerini çağırmakla sorumluydu. Olay yerinde çalışma yaparken İzmirgaz ve Gdz Elektrik’i ‘gözlemci olarak gelebilirsiniz’ diye aradıklarını biliyorum. İzmirgaz olay yerine gelmiş, ancak Gdz Elektrik’ten bir gözlemci gelmemiştir.”
Planlı ve plansız olmak üzere iki tür çalışma yöntemlerinin olduğunu aktaran B.K. planlı çalışmalarda diğer kurumlara bilgi verildiğini, kazanın meydana geldiği yerdeki çalışmanın ise plansız bir çalışma olduğu için kurumlara sadece şifahen bilgi verdiklerini anlattı.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen B.K. “Olayın gerçekleştiği gün olay yerine gittiğimizde vatandaşlar tarafından Gdz’den şikayetler olduğu, asfalt ile kaldırım arasında duman olduğu, bunu da bildirdiklerini söylemişlerdir. Biz orada mazgal yapmamış olsaydık dahi kaza meydana gelecekti. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak istiyorum” diye konuştu.
Şüpheli A.K. ise inşaat mühendisi olduğunu, 2007 yılından sonra İZSU’dan işler aldığını belirterek işi kapsamında belirtilen adreste ızgara ve ızgara kolu imalatı yaptıklarını söyledi.
İşlerini teknik şartnameye uygun yerine getirdiklerini ileri süren A.K, işi tamamladıktan sonra dolgu malzemesi kullanıp asfalt atılması gerektiğini bildirdiklerini ifade etti.
A.K. işlerinin bakım onarım olduğunu belirterek şunları anlattı:
“Olay yerinde hiçbir kabloya zarar vermeden işlemleri bitirdik. Fotoğraflama yaptık, görüleceği üzere kablolara zarar vermedik. Olaydan zarar gören kabloda üç tamir yapıldığı tespit edilmiştir. Biz işi bitirdikten sonra asfalt ekibi gider ve asfaltlama yapar sonrasında iş tamamlanmış olur. Asfalt atıldıktan sonra söz konusu kablonun olduğu yerde asfalt kaplaması olmadığını gördüm. Yani bizden sonra başka bir işlem yapılmış. Suçlamayı kabul etmiyorum.”