İsrail bu kez 12 bin kişinin sığındığı Kudüs Hastanesi’nin boşaltılmasını istedi
Haniye suikastinin ardından Hamas'ın yeni lideri belirlendi. Suikast sonrası boş kalan siyasi büro başkanlığı koltuğuna örgütün Gazze'deki lider Yahya Sinvar getirildi.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye 31 Temmuz’da İran’da cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan Mesud Pezeşkiyan’ın yemin törenine katılmak üzere bulunduğu Tahran’da suikaste uğramıştı. Saldırı gece Haniye’nin başkent Tahran’da kaldığı konuta düzenlenmişti. Suikastin üzerindeki sis bulutları dağılmazken İran Devrim Muhafızları Ordusu Haniye’nin konutunun dışından ‘kısa menzilli bir roket’ fırlatıldığını açıklamıştı.
Haniye’den boşalan koltuğu kimin dolduracağı gündemdeydi. Öne çıkan isimler örgütün yurtdışı sorumlusu Halid Meşal ve Gazze’deki lideri Yahya Sinvar’dı. Hamas 7 Ekim’de başlayan savaştan bu yana izlediği radikal yolu pekiştiren bir hamleyle Gazze lideri Yahya Sinvar’ı Haniye’nin halefi olarak atadığını duyurdu.
İsrail’e son yılların en yıkıcı saldırısının mimarı Sinvar savaşın başından bu yana İsrail’in kendisini öldürme girişimlerine meydan okuyarak Gazze’de saklanıyordu.
Örgütten yapılan kısa açıklamada “İslami Direniş Hareketi Hamas şehit Komutan İsmail Haniye’nin yerine (Allah rahmet eylesin) komutan Yahya Sinvar’ı hareketin siyasi büro başkanlığına seçildiğini duyurur” dendi.
Atama haberi kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde İsrail askerleriyle savaşa devam eden örgütlerin roket salvolarıyla kutlandı.
Bu arada İsrail Haniye suikastinin sorumluluğunu üstlenmedi ancak şu ana kadar aralarında Beyrut’ta öldürülen Hamas lider yardımcısı Salih Aruri ve hareketin askeri komutanı Muhammed Deyf’in de bulunduğu diğer üst düzey liderleri öldürdüğünü kabul etti.
Yetişkin ömrünün yarısını İsrail hapishanelerinde geçiren Sinvar, İran’ın sert misilleme sözü vermesinin ardından bölgeyi daha geniş bir bölgesel çatışmanın eşiğine getiren Haniye suikastının sonrası hayatta kalan en güçlü Hamas lideriydi.
Sinvar İsrail-Filistin çatışmasının yoğun olduğu bir dönemde büyüdü. 1980’lerin başında Gazze İslam Üniversitesi’nde Arap dili üzerine eğitim aldı. Öğrencilik yıllarında İsrail karşıtı İslami hareketlerin yükselişte olduğu bir dönemde İslami Cihad ve Hamas gibi örgütlerin saflarında aktif rol üstlendi.
1988 yılında İsrail askerlerinin kaçırılması ve öldürülmesi planlarını yapmaktan tutuklanan Sinvar, 1989’da dört kez ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hapishanedeki yılları Sinvar’ın liderlik becerilerini pekiştirdi. İsrail hapishanelerinde diğer mahkumlar üzerinde etkili bir lider olarak tanındı ve Hamas içindeki konumunu güçlendirdi. Sinvar hapiste kaldığı süre boyunca İbranice öğrendi ve İsrail toplumunu daha iyi anlamak için yoğun bir şekilde İsrail medyasını takip etti.
Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kentinde bir mülteci kampında doğan 61 yaşındaki Sinvar “acımasız bir infazcı” ve “amansız bir İsrail düşmanı” olarak ün kazandı. 2011 yılında İsrail askeri Gilad Şalit’in serbest bırakılması karşılığında serbest bırakılan Sinvar, Hamas içinde hızla yükselerek 2017 yılında Hamas’ın Gazze’deki lideri olarak seçildi. Liderliği süresince İsrail’e karşı sert tutumunu sürdürdü ve Hamas’ın askeri kapasitesini güçlendirme çalışmalarına öncülük etti.
Sinvar hapis yıllarından önce de İsrail gizli servisiyle işbirliği yapmakla suçlanan Filistinlileri takip eden, öldüren ve cezalandıran El-Mecd güvenlik biriminin başındaydı.
Gazze’de savaş, Hamas öncülüğündeki Filistinli örgütlerin 7 Ekim’de İsrail’in güneyine düzenlediği ve çoğu sivil binden fazla kişinin ölümü, 5 bin 132 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırının ardından patlak verdi. Militanlar ayrıca yaklaşık 250 rehine ele geçirdi; İsrail’in tahminlerine göre bunlardan 110’u Gazze’de kaldı, 36’sı öldü.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail’in askeri misillemesi çoğu sivil ve birçoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 39 bin kişinin ölümüne neden olurken, İsrail kuşatması korkunç gıda kıtlığı ve kıtlık tehdidini de beraberinde getirdi. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te dört günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan ‘insani ara’da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 300 Hizbullah mensubu ve 50’den fazla Lübnanlı sivil, 40’ı aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.