36 ilde 500 kuyumcuya vergi baskını
Tek bir mükellef için 36 beyan ve bildirim doldurmak durumunda kalan ve 10 ayrı kuruma aynı bilgileri iletmesi gereken mali müşavirlerin mesleklerini gerektiği gibi icra edebilmeleri teknik olarak mümkün görünmüyor.
İki hafta önce yazdığım yazıda, vergi sisteminin hukukçular için giderek karmaşıklaştığından ve bu durumun vergi mükellefleri açısından son derece önemli bir sorun teşkil ettiğinden bahsetmiştim. 1 Ağustos günü Ankara’da Türkiye Serbest Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) tarafından düzenlenen miting, vergi sisteminin sadece hukuki anlamda karmaşıklaşmakla kalmadığını, doğru uygulanmasının da neredeyse imkansız hale geldiğini gözler önüne seriyor.
Ülkemizde mali müşavirler vergi sisteminin ayrılmaz bir parçası. Öyle ki, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunu inceleyen bilimsel çalışmalar dahi, mükelleflerden ziyade mali müşavirlerin uyumunu inceliyor. Zira mükellefler vergi ile ilgili her sorunları için doğrudan mali müşavirlerini arıyor ve onların verdiği bilgilere güveniyor. Hatta mali müşavire danışma sadece vergi sorunları ile sınırlı kalmıyor. İcra/iflas, ticaret hukuku vb. alanlarda da ilk aranan kişi yine mali müşavirler oluyor.
TÜRMOB’un temel olarak belirttiği bazı sorunlardan Türkiye’de yaşayan ve çalışan hemen hemen herkesin mustarip olduğunu düşünmek mümkün. “Eve gidemiyoruz, tatil yapamıyoruz, yaptığımız işin karşılığını alamıyoruz” diyorlar. Asıl önemli olan ise artık kaldırılması imkansız hale gelmiş iş yükü ve mali müşavirlere yüklenmiş ağır sorumluluk. Tek bir mükellef için 36 beyan ve bildirim doldurmak durumunda kalan ve SGK, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı gibi 10 ayrı kuruma aynı bilgileri iletmesi gereken mali müşavirlerin, mesleklerini gerektiği gibi icra edebilmeleri teknik olarak mümkün görünmüyor.
Mali müşavirlerin 1 Ağustos mitinginde dile getirdiği bazı talepleri son derece makul ve bu iş yükünü ciddi ölçüde hafifletebilecek nitelikte. Beyan ve bildirimlerin sadeleştirilmesi, bir veri havuzunun oluşturulması ve farklı kurumlara yapılması gereken bilgi akışının hafifletilmesi, beyan ve bildirimlerin yapılması sırasında oluşan tıkanıklığın önüne geçilebilmesi için idarenin elektronik sistem alt yapısının güncellenmesi ve enflasyon düzeltmesinin yıllık olarak yapılması. Bu son husus, son senelerde muhasebe gündemini en çok meşgul eden konulardan.
Bilindiği üzere, kurumlar vergisi aslında bir yıl üzerinden hesaplanan ve tahsil edilen bir vergi. Enflasyon ya da farklı ekonomik sebepler nedeniyle, bazı ülkelerde kurumlar vergisinin “geçici vergi” uygulaması ile sene içerisinde azar azar tahsil edilmesi amaçlanıyor. Böylece devlet senede bir kere vergi ödemesi almak yerine, sene içerisinde birden fazla kez vergi geliri elde edebiliyor. Enflasyon düzeltmesinin geçici vergi dönemlerinde uygulanması, üç ayda bir ilgili bilançoların gerektiği şekilde hazırlanması anlamına geliyor. Bu sadece önemli bir iş yükü değil, aynı zamanda doğru bir şekilde ifa edilmesi neredeyse imkansız bir görev.
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durumun, enflasyon muhasebesinin uygulanmasını zorunlu hale getirdiği tartışmasız. TÜRMOB yetkilileri de bu hususun altını çizerek Aralık 2021’den beri çalışmalar yürüttüklerini, eğitimler düzenlendiklerini ve bir yazılım geliştirdiklerini belirtiyorlar. Ülkemizde enflasyon düzeltmesinin ilk ve son kez olarak 2004 yılı için uygulanmış olduğu ve 20 yıldır da böyle bir uygulamanın hayata geçmediği de göz önünde bulundurulunca, sistemin doğru işleyebilmesi için belirli bir hazırlık süreci zaten adeta zorunlu.
Mali müşavirlerin talepleri, enflasyon düzeltmesinin aslında en makul olduğu şekilde, yıllık olarak uygulanması. Mücadeleleri kapsamında enflasyon düzeltmesinin uygulanması belirli bir süre ertelenebildi fakat 2024 2. geçici vergi döneminden itibaren uygulama hayata geçiyor. İlgili beyannamelerin 27 Ağustos gününe kadar verilmesi gerekiyor.
Talep ettikleri yeşil pasaport, zaman esaslı ücret tarifesi, göstermelik olmayan gerçek bir mali tatil uygulaması hayata geçirilir mi bilinmez. Fakat enflasyon düzeltmesinin hayatımıza giriyor olması, mali müşavirlerin iş yükünün yakın zamanda neredeyse ikiye katlanacağı anlamına geliyor. Bu sadece mali müşavirlerin değil, mükellefin ve bizzat idarenin de sorunu. Ülkemizde verginin toplanmasında anahtar bir konumu olan mali müşavirlerin sesine kulak verilerek, enflasyon düzeltmesinin yıllık uygulanması gerekirdi. Bir son dakika düzenlemesi olmaz ise oluşacak sorunları hep birlikte yaşayıp göreceğiz.