Narin Güran'ı arama çalışmalarının 'asılsız ihbarlarla ve yanlış ifadelerle sekteye uğratılmaya çalışıldığı' kayıtlara geçti. Narin bulunmasın diye yanlış ihbarlar yapılmış hatta yangın bile çıkarılmış.
Henüz 8 yaşındayken öldürülen ve cesedi dere yatağına gizlenen Narin Güran cinayeti soruşturması devam ediyor ve henüz kesin faile ulaşılamadı. Bunun sebebi, halen tutuklu ve gözaltındaki kişilerin cinayeti gizlemek için ellerinden geleni yapması. Ama soruşturma savcıları, Narin’in ilk kaybolduğu ve öldürüldüğü 21 Ağustostan bu yana yaşananları çözme, daha Narin’in aranma aşamasında arama ekiplerine çıkarılan güçlükleri ve yanlış yönlendirmeleri öğrenme konusunda önemli aşamalar kaydetti.
Bu yanlış yönlendirmeler arasında yapılan asılsız ihbarlar, hatta tarla yangını çıkartmalar bile var. Öte yandan dün taziyeye gelenlerle görüşen acılı baba Arif Güran’ın bu sırada söylediği bazı sözler, cinayetin nedeninin de, cinayeti işleyenlerin de en azından onun tarafından bilindiğini ima eder nitelikte. Baba Arif Güran’ın konuşmasıyla ilgili haberimiz burada.
Narin soruşturmasında önce amcası tutuklandı. Ardından cesedi dereye gizlediğini kabul eden kişi tutuklandı. Ceset bulunduktan sonra ise aileden ve köyden 22 kişi daha gözaltına alındı. Üç gün önce ise Narin’in annesi, abisi dahil sekiz kişi tutuklandı. Yani tutuklu sayısı 10’a çıktı. Kalan 14 kişiden üçü adli kontrolle olmak üzere diğerleri serbest bırakılmıştı.
Adli kontrolle serbest kalanlar arasında amca Salim Güran’ın tarlasında işçi olarak çalışan 15 yaşındaki R.A. da vardı. Ancak saatler sonra R.A. yeniden gözaltına alındı ve sonra da tutuklandı.
R.A’nın tutuklanma gerekçesinde Narin’i arama çalışmalarının ‘hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarla ve dikkat dağıtıcı eylemlerle akamete uğratılmaya çalışıldığı’ tespiti yer aldı.
15 yaşındaki R.A. savcılıktaki ifadesinde olay günü sondajın başında uyuyup sabah 05.00-06.00 gibi kalktığını, aşağı tarlanın ardından yukarı tarlanın da suyunu değiştirdiklerini ve Salim Güran’ın yukarı tarlaya geldiğini belirtti.
Sondajın başında kahvaltı yaptıklarını ve Salim Güran’ın iki saate yakın yanlarında kaldığını anlattı. Ancak Güran’ın saat kaçta yanlarından ayrıldığını hatırlamadığını söyledi: “Babam 13.00 sıralarında diğer tarlalarda çalışan işçileri almaya gitti. Sonra saat 14.00-15.00 sıralarında muhtar (Salim Güran) tekrar yanıma geldi ve babamın nerede olduğunu sordu. Ben de ‘İşçileri almaya gitti’ dedim. Yanımda babamı arayıp ‘Neredesin?’ diye sordu. Saat kaçta aradığını hatırlamıyorum. Babam da, ‘İşçileri dağıtıyordum’ dedi. Bu görüşmeden sonra muhtar yanımda oturdu. Birkaç dakika sonra muhtar tekrardan babamı aradı ve yine ‘Neredesin?’ diye sordu. Babam da ‘Köyde yemek yiyorum’ dedi. Bu sırada muhtarla çay içiyorduk. 16.00-16.30 sıralarında babam da geldi, bizimle çay içmeye başladı. Babam aşağı tarlaya 16.00-16.30 sıralarında gitti. Ben muhtar ile yukarı tarlada kaldım. Ben bulaşıkları yıkıyordum. 5-10 dakika muhtar burada oturduktan sonra bana ‘Ben eve gidip üstümü değiştirip geleceğim’ dedi.
Muhtar yanımdan ayrılmasından sonra ben de suyu değiştirmeye gittim. Muhtar saatini hatırlamadığım zaman diliminde yanımdan ayrılmıştı. 5-10 dakika içinde ben suyu değiştirene kadar muhtar tekrardan sondajın başına gelmişti. Bir süre sonra babam da aşağı tarla suyunu değiştirip geldi. Akşam yemeğini hazırlayıp yedik. Muhtar hiç yanımızdan gitmedi, hep beraber oturduk. Sadece 5-10 dakikalığına muhtar üzerini değiştirip gelmişti. Muhtar akşam yemeğinden sonra bizimle otururken telefonu çaldı. Telefon görüşmesinde muhtara Narin Güran’ın kaybolduğu bildirildi. Bu şekilde Narin’in kaybolduğunu öğrendik. Salim Güran üstünü değiştirmek dışında saat 14.00’ten sonra yanımdan ayrılmadı. Tarladan da ayrılmadık.”
Tutuklu amca Salim Güran, olay günü öğleden sonraya ilişkin şunları söylemişti: “R.A ile kanal bölgesine geldik. Kayınbabama ait çiftliğe gittik, bu çiftlikte pislikler kanala akıtılıyor, bu sebeple fıskiyeler tıkanıyor, M. de oradaydı, çiftlikte bize kazma kürek getirdiler, saati hatırlamıyorum, M. ile birlikte kazdık, hanımı bize çay getirdi, epey burada kaldık, kazma kürek ile hat açtık, çayımızı içtikten sonra R.A. ile tekrardan tarlaya döndük.”
Yani R.A. ile amcanın ifadesi arasında çelişki vardı. Savcılıkta bu vurgulandı ve “Salim Güran ile sizin ifadeniz arasındaki çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?” diye soruldu. R.A, “Bu çelişkiye ilişkin söyleyecek bir şeyim yoktur” dedi.
Salim Güran ile 21 Ağustos’ta saat 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52, 18.54’te yaptığı görüşmelerin içeriğinin sorulması üzerine R.A, hiçbir konuşmayı hatırlamadığını iddia etti.
Tutuklu amcanın eşinin ifadesinde “Salim ile 14.30’da eve geldiklerini, evde beraber yemek yediklerini, Salim’in bir süre evde dinlendiğini, bir süre sonra evden ayrıldığını” söylediği, Salim Güran’ın da “evden sonra H.G’nin evine gittiğini, sonra sondajın oradaki tarlaya geçtiğini” anlattığı hatırlatıldı. Ancak R.A. bu konuyla ilgili de “Bu çelişkilere diyecek bir şeyim yoktur” dedi.
R.A’ya savcılıkta ayrıca “Cep telefonlarında yapılan imaj çalışmasında Salim ile aralarında yapılan görüşmede Salim’in ‘O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey sondaki yamaçta, yamacın köşesi taş’ şeklinde mesajına karşılık sizin ise ‘eeee’ diye cevap verdiğiniz, Salim’in de, ‘Biri yerde’ şeklinde cevap verdiği, sizin de tekrar, ‘tamam henüz bende değil/tamam daha ölmemiş’ diye cevap verdiğiniz bu konuşmaya ilişkin diyecekleriniz nelerdir?” sorusu da yöneltildi. R.A, soruya “Valla ben böyle bir şey hatırlamıyorum.” yanıtını verdi.
Salim Güran’ın pamuk tarlasındaki kurtlanmayla ilgili M.Ş.G. ile görüştüğünü, tarlaya gittiğini beyan ettiğinin anımsatılması, kendisinin ise tarladan ayrılmadıklarını söylemesiyle ortaya çıkan çelişkinin sorulması üzerine R.A, “Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı olay günü gerçekleşmemişti” dedi.
Salim Güran’ın “R.A’nın kız kardeşlerini tarladan köylerine götürdüğü” yönündeki ifadesine ilişkin soruya karşılık da R.A “21 Ağustos 2024 tarihinden 1 veya 2 gün önce kız kardeşlerim tarlaya gelmişlerdi. Onları Salim arabası ile köye götürmüştü ancak olay günü kardeşlerim tarlaya gelmemiştir” dedi.
R.A, savcılıktaki sorgusunda soruşturma kapsamında tutuklu olan Nevzat Bahtiyar’ı tanımadığını o köyde sadece muhtarı tanıdığını belirtti.
Nevzat Bahtiyar’ın ifadeleri de sorulan R.A, “Bu hususta diyecek hiçbir şeyim yoktur. Konu ile ilgili bilgim yoktur” dedi.
Çelişkilere rağmen Salim Güran’ı neden koruduğu sorulan R.A. şunları söyledi: “Ben Salim’i korumuyorum, Salim saat 14.00’ten sonra kıyafet değiştirmek için gitmesi dışında yanımdan ayrılmadı. Beyanım bundan ibarettir. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, suçsuzum.”
R.A. sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde de savcılıktaki beyanlarını tekrar etti.
Salim Güran’ın olay günü tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki hiçbir delille tam olarak örtüşmediği konusunun hatırlatılması üzerine R.A, “Salim Güran belirttiğim saatlerde tarlada benim yanımdaydı, hatırladığım kadarıyla sabah 08.00’den itibaren 1-1,5 saat yanımızdaydı, daha sonra yanımızdan ayrıldı, 14.00-14.30 arası geldi, ondan sonra yanımızda Narin’in kaybolduğu haberini alana kadar kaldı, bu sürede bir defa üstünü değiştirmek için yanımızdan ayrıldı.” dedi.
Tutuklulardan Birsen Güran’ın 12 Eylül 2024 tarihli beyanlarının hatırlatılması üzerine R.A, “Kimse ifadelerimi ne şekilde vereceğim hususunda bana baskı yapmadı. Beni kimse tehdit etmiyor, Salim Güran’dan korkacağım herhangi bir durum yoktur.” diye konuştu.
Hakimlik, R.A’nın tutuklanma gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Suça sürüklenen çocuk R.A’nın üzerine atılı ‘Çocuğu Kasten Öldürmek’ suçunu işlediğine dair, 21 Ağustos 2024 günü kaybolan maktul Narin Güran’ı bulmak için gerçekleştirilen arama kurtarma çalışmalarının bir kısım şahısların hedef saptırma maksatlı suni ihbarlarıyla ve dikkat dağıtıcı eylemleriyle akamete uğratılmaya çalışıldığı, buna göre dosyadaki JASAT tutanağına göre, ‘Suriyelilerin kaldığı çadıra yakın bir konumda terlik bulunduğu’ iddia edilerek jandarma personelinin bu kısma yönlendirilmeye çalışıldığı, köyde yangın çıkarıldığı, arama kurtarma çalışmaları esnasında olağan dışı elektrik kesintilerinin yaşandığı, iki şahsın bir kız çocuğunu köyün üst tarafına götürdüğü şeklindeki ihbarda bulunulduğu, yanlış ifadelerle güvenlik birimlerinin yanlış yönlendirildiği, bu gibi eylemlerle jandarma personelinin Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışıldığı, bu eylemlerin bir kısmının Güran ailesinin bazı üyeleri tarafından yapıldığı, Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin 13 Eylül 2024 tarihli kararıyla bir kısım şüphelilerin tutuklanmasına karar verildiği, R.A’nın şüpheli Salim Güran’ın tarlada olduğu saatlerle alakalı beyanlarının dosyadaki HTS kayıtlarıyla, diğer şüpheli beyanlarıyla ve dahi şüpheli Salim Güran’ın kendi beyanlarıyla çeliştiği, soruşturmanın henüz tamamlanmadığı, taraflar üzerinde baskı kurulma ihtimalinin eldeki dosya bakımından somut olarak varlığı ve dosyadaki diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 Anayasası’nın 19. maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/1 maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı, müsnet suçun CMK 100/3 maddesinde belirtilen katalog suçlardan oluşu, delilerin tamamen toplanmamış olması, verilmesi beklenen cezaya göre R.A’nın kaçma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanaat ve tutuklama tedbirinin ölçülü olması, bu safhada adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından R.A’nın CMK 100 ve devamı maddeleri gereğince tutuklanmasına karar verildi.”