Trump Fed’in bağımsızlığını yine yok saydı: Çok param varsa söz hakkım da olmalı
ABD Seçim Günlüğü'nde bu kez mercek altına salıncak eyaletleri alıyoruz. Bu seçimde yedi eyalete 'salıncak eyalet' adı veriliyor. Bu isim nereden geliyor, Amerikan seçim sisteminin azizlikleri neler? Gelin yakından bakalım.
ABD seçimine geri sayım hızlandıkça, gündem de orantılı bir şekilde ısınıyor. Ülke dışındaki sandıklar ve askeri üslerde seçmenler oylarını vermeye başladı, bazı eyaletlerde ‘erken oy verme’ denen süreç de başladı ama tabii seçimin kendisi 3 Kasımda yapılacak, yani 42 gün kaldı.
Amerika’da başkanlık seçimi doğrudan oyla yapılmıyor. Onun yerine her eyalette seçmenler ikinci seçmen denen kişileri seçiyor. Üstelik her eyalette de kural aynı değil. Bazı eyaletlerde bu ikinci seçmenler nisbi temsille belirleniyor, yani hangi adaya ne kadar oy verildiyse onun ikinci seçmenleri de hemen aynı oranda oluyor. Bazı eyaletlerde ise kazanan her şeyi alıyor; yani o eyaletin ikinci seçmenleri eyalette en fazla oy alan adayın seçmeni oluyor bu fark sadece bir oy olsa bile. Ayrıca eyaletlerin ikinci seçmen sayıları da her zaman eyaletlerin nüfusuna orantılı olmuyor. Amerika’nın ta kuruluş zamanlarından gelen bir özellikle küçük ve nüfusu az eyaletler de ‘eşit’ temsil edilsin diye böyle bazı eyaletlerin ikinci seçmen sayısı nüfuslarına göre abartılı biçimde fazla olabiliyor (Aslında benzer bir durum Türkiye’de de var. Her ilin en az bir milletvekili çıkarması kuralı nedeniyle örneğin Bayburt’un bir milletvekili çok az sayıda seçmen tarafından seçilirken İstanbul veya Ankara gibi büyük nüfus merkezlerinde vekil olmak için çok daha fazla seçmene ihtiyaç duyuluyor).
Başından beri duyuyorsunuz, ‘Seçimin kaderini salıncak eyaletler belirleyecek’ diye bir cümle var. Bu cümle de Amerikan siyasetindeki bu ikinci seçmen teknik ayrıntısından ve siyasetin katılaşmış halinden kaynaklanıyor. Çünkü Amerika’da bazı eyaletlerde neredeyse kim aday olursa olsun Cumhuriyetçi, bazılarında ise Demokrat aday kazanıyor. Örneğin Texas hep Cumhuriyetçi, California ise hem Demokrat.
Ama her eyalet böyle değil. Bazıları bir seçimde Demokrat’a, bir seçimde Cumhuriyetçi’ye kayabiliyor. İşte bu eyaletlere ‘salıncak’ adı veriliyor ve çoğunlukla seçimin sonucunu da bu tür eyaletlerin az sayıdaki ikinci seçmeni belirliyor.
Nedir bu salıncak eyaletler ve neden bu kadar önemliler, bu seçim günlüğünde bu konuya ağırlık vereceğiz. Özellikle de Cumhuriyetçilerin adayı ve eski başkan Donald Trump’ın lehine görünen üç salıncak eyaleti mercek altına alacağız.
O halde başlayalım…
Bu yılki ABD seçimlerinde yaklaşık 240 milyon seçmen olduğu ifade ediliyor. Ancak bu kişiler arasında asıl karar merci olacak olanlar küçük bir nüfusa karşılık gelecek. Çünkü Demokratların adayı ve mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris ve rakibi Trump’ın kaderi “salıncak eyalet” dediğimiz yedi eyaletin tercihine kalmış durumda.
Beyaz Saray’ın anahtarını iki isimden birine teslim edecek olan söz konusu eyaletler şunlar: Arizona, Georgia, Michigan, Nevada, Kuzey Carolina, Pennsylvania ve Wisconsin.
Haliyle Trump’ın da Harris’in de önceliği bu eyaletlerde yaşayan kararsız seçmenleri ikna etmek.
“Salıncak eyalet,” diğer tabiriyle kararsız seçmenlerin epey çok olduğu eyaletler… Bu tanım ABD siyasetinde esas çekişmeye sahne olacak bölgeleri ifade ediyor.
ABD siyasetinde başkanlık seçimlerine doğrudan halkın oyları değil, Seçiciler Kurulu olarak bilinen ikinci seçmenlerin belirleyici olduğunu anlattım zaten. Bu nedenle kararsız eyaletler sonucun belirlenmesinde çok büyük rol oynayabilir. ABD başkanlık seçimlerinde toplamda daha çok oy alan değil, daha çok ikinci seçmene ulaşan kişinin başkan olması eyaletler arasındaki dengenin gözetildiği Amerikan siyasal sisteminin dikkat çekici özelliklerinden biri. Bu da seçim matematiğini karmaşık ve çekişmeli hale getiriyor.
ABD’de “Seçiciler Kurulu” (Electoral College) adı verilen sistemde her eyalete farklı ağırlıklarla dağıtılmış (nüfusa göre) toplam 538 delege bulunuyor, bu sayının yarıdan bir fazlasına, yani 270 delegeye ulaşan aday başkan olmaya hak kazanıyor.
Her eyaletin kendi Seçiciler Kurulu üyesi adayını seçmek için kendine has kuralları oluyor. Seçimlerden önce bir araya gelen parti üyeleri ya eyaletlerin Seçiciler Kurulu üyesini seçmek için partilerin ulusal kongrelerinde seçim yapıyor ya da partinin merkezi komitesinde adaylar için seçim yapılıyor. Her eyalet ABD Kongresinin iki kanadı olan Temsilciler Meclisi ve Senato’daki toplam üye sayısı kadar delegeye sahip oluyor. Kongre’de temsilcisi olmayan başkent Washington DC’nin de Seçiciler Kurulu’nda üç üyesi var.
Seçiciler Kurulu’nun üye sayısı eyaletlerin nüfusuna göre belirleniyor. Genelde “salıncak” olarak adlandırılan eyaletlerin de delege sayısı nüfus sebebiyle yüksek oluyor.
Dün Beyza’nın kaleme aldığı seçim günlüğünde son gelen anket verilerini görmüştük. Harris’in beş puan önde gittiği ifade edilen bu anketlerin ayrıntısına inelim. Salıncak eyaletler bazında kısa bir gezinti yapalım. Çünkü kritik bir durum mevcut. Trump salıncak eyaletlerin üçünde Harris’in önünde. Bir eyalet seçmenini daha ikna etmeyi başarırsa oyunu lehine çevirebilir.
Salıncak eyaletlerin seçimin kaderini nasıl etkilediğine dair geçmişten bir örnek de verelim. Demokratlar 1990’lardan bu yana ilk kez bir salıncak eyaletin (Arizona) desteğiyle 2020’de başkanlık yarışını kazanmıştı.
Meksika’ya yüzlerce kilometre sınırı olan bu eyalet ülkedeki göçmenlik tartışmalarının odak noktası haline gelmiş durumda. Haliyle bundan dört yıl önce Trump’a seçim kaybettiren eyalet göç tartışmaları sebebiyle farklı bir karar da verebilir ama Arizona’da ipler kürtaj hakkı sebebiyle de epey gergin. 1864 tarihli kürtaj yasağının geçen aylarda yürürlükten kaldırılmasına karar verilen eyalet göçmen tartışmaları için kritik olduğu kadar kadın hakları açısından da önem teşkil ediyor. Ama yine de son yapılan anketler göçmen karşıtı olduğu kadar kürtaj karşıtı olmasıyla da bilinen Trump’tan yana.
The New York Times’ın son eyalet bazlı anketine göre Donald Trump Arizona’da Kamala Harris’in beş puan önünde.
📈Bu eyaletin oranları
Trump: %49
Harris: %44
Genç üniversite öğrencisi Laken Riley’in bir göçmen tarafından öldürülmesi ABD’nin Georgia eyaletini bir süre manşetlere taşımıştı. Zaten göçmen karşıtı katı politikalarıyla bilinen eyalette Rilley’in cinayete kurban gitmesiyle halkın öfkesi de artmıştı. Georgia, Arizona gibi Meksika ile sınır paylaşmasa da aşırı göçten muzdarip. Çünkü verilere göre iş imkanının çokluğu ve ülkenin güneyinde yer alması birçok göçmenin buraya yerleşmesini ve tercih etmelerini kolaylaştırıyor. Haliyle bu da en çok Trump’a yarıyor. Hepsi güneyde yer alan Trump’ın önde olduğu salıncak eyaletlerlerden Georgia belki eski başkan için en garanti olanı.
Harris eylül ayı içinde Georgia’da yapılan hiçbir ankette önde çıkmazken Trump yarışı dört puan önde götürüyor.
📈Bu eyaletin oranları
Trump: %49
Harris: %45
Kuzey Carolina’da eski başkan, Harris’in yüzde 47’sine karşılık anketlerde yüzde 49 ile az bir farkla yarışı önde götürüyor (Anket Cumhuriyetçi vali adayı Mark Robinson’ın bir pornografi forumunda kendisini “Siyah Nazi” olarak tanımlamasından önce yapıldı). Bazı Cumhuriyetçiler Robinson’un bu sözlerinin Trump’a zarar verebileceğinden endişe ediyor.
Kuzey Carolina seçimler için en kritik yerlerden biri olabilir. Robinson’un “Siyah Nazi” söyleminin yaratacağı rahatsızlık Harris’in lehine çalışabilir. Çünkü bu eyalet en son yapılan 2020 seçimlerinde yine bir kıl payı zaferin adresi olmuştu. Trump bu eyaletin seçmenlerini son anda ikna edebilmişti.
📈Bu eyaletin oranları (NYT/Siena)
Trump: %49
Harris: %47