Normalde gazetecilikte okuyucuya soru sorulmaz, cevap verilir. Ama İsrail'in Nasrallah'ı öldürmesi, ortaya çok sayıda bilinmez çıkardı. Hizbullah'ın yeni lideri kim olacak? Hizbullah ve İran İsrail'e misilleme yapacak mı? İsrail'in hamlesi ne olacak?
Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e karşı yaptığı şok edici saldırısı sonrası İsrail’in verdiği aşırı sert tepki, Ortadoğu’da pek çok bilinmezin kapısını açtı ve bölgeyi yeni bir şiddet-savaş sarmalının içine soktu.
İsrail önce Hamas’ı yok etme iddiasıyla milyonlarca sivilin zaten açık ve sefalet içinde yaşadığı Gazze şeridini vurmaya, kısmen işgale girişti. Burada 40 binden fazla insan öldü.
İsrail’in Gazze’de uyguladığı acımasız şiddet, neredeyse tamamen İran tarafından yönetilip yönlendirilen ve İran tarafından da ‘Direniş Ekseni’ diye adlandırılan İsrail karşıtı milis gruplarını harekete geçirdi. Bunlardan en büyüğü, İsrail’in Kuzey komşusu Lübnan’da ciddi bir siyasi ve askeri güç olan Hizbullah’tı.
İsrail, aylarca Hizbullah’la sert bir sıcak çatışmaya dönüşmeyen ama karşılıklı silahların da kullanıldığı bir gergin dönem yaşadı, hatta Lübnan sınırında yaşayan 150 bin İsrailli sivil bu bölgeden tahliye edildi ama İsrail ordusu Gazze’de çatışırken bir cephe daha açıp Lübnan Hizbullah’ına saldırmadı.
Ancak birkaç hafta önce İsrail, Gazze’de işinin ‘hafiflediğini’ düşünüyor olsa gerek, Lübnan Hizbullahı ile hesaplaşmaya karar verdi. İsrail Güvenlik Kabinesi Hizbullah’a karşı yürütülecek askeri operasyonlar için bir siyasi hedef de belirledi: Bölgeden ayrılan 150 bin İsrailli sivilin evlerine güvenli biçimde dönmesi.
Bu hedefin anlamı, Hizbullah’ı saldıramaz hale getirmekti. Ve ilk gün bütün dünyayı şok eden bir saldırı yaptı İsrail, üç bine yakın Hizbullah mensubunun bellerinde ve ceplerinde taşıdıkları çağrı cihazları birer birer patladı. Bu şoku ertesi gün Hizbullah’ın telsizlerinin patlaması izledi. İsrail zaten birkaç gün önce de Hizbullah’ın önemli komutanlarından birini gizlendiği bir apartman dairesinde uzaktan fırlattığı füzeyle öldürmüştü.
Ama en büyük şok cuma günü yaşandı. Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah, Beyrut’un Güneyindeki bir mahallede sıradan bir apartmanın bodrum katındaki Hizbullah karargahlarından birinde üst düzey komutanlarıyla toplandı halindeyken İsrail uçakları gelip bu binayı yerle bir etti. Nasrallah burada öldü.
Lübnan’da aynı zamanda önemli bir siyasi güç de olan Hizbullah’ın 32 yıllık liderinin ölümü, beraberinde bir dizi büyük bilinmeyen getirdi. Bütün analistlerin üzerinde anlaştığı konu, bu gelişmenin Ortadoğu’daki çatışmayı çok tırmandıracak bir şey olması.
Ortaya çıkan bir dizi soru var. Ve henüz cevaplar çok net değil.
Hizbullah’ın bir önceki lideri Abbas Musevi 1992’de öldürülünce örgütün ‘Şura Konseyi’ toplanmış ve Nasrallah bu koltuğa oturmuştu. Savaş koşulları ve ağır bombardımanlara rağmen benzer bir süreç işletilebilir. Liderlik için en güçlü aday ise Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı ve aynı zamanda Nasrallah’ın kuzeni olan Haşim Safiyuddin. Safiyuddin aynı zamanda Hizbullah’ın askeri operasyonlarını yöneten Cihat Konseyi’nin de üyesi.
Safiyuddin de Nasrallah gibi Muhammed peygamberin soyundan geldiğine işaret eden siyah bir sarık takıyor. Görüntüsü bile Nasrallah’a oldukça benziyor.
The New York Times (NYT) gazetesi de üç İsrailli savunma yetkilisine dayandırdığı haberinde Haşim Safiyuddin’in, Nasrallah’ın halefi olarak değerlendirildiğini yazdı. Lübnan’daki çağrı cihazı patlamalarının ardından konuşan Safiyuddin, İsrail’in yeni bir çatışma başlattığını belirtip saldırıya karşı ‘özel bir ceza’ verileceğini söylemişti.
Safiyuddin, 1964 yılında Lübnan’ın güneyindeki Deir Kanun Al-Nahr kasabasında doğdu. Gençliğinde İran’ın Kum şehrinde din eğitimi aldı. Eski Hizbullah güvenlik şefi Emad Mughniyeh’in eğittiği Safiyuddin, kuzeni Hasan Nasrallah’ın yakınındaki isimlerden oldu. 1994 yılında İran’dan Beyrut’a döndü ve Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanlığı görevini üstlendi. Bu örgütün siyasi liderliğini temsil eden ve iç işlerinin yönetimini denetleyen önemli bir pozisyon.
Ayrıca Safiyuddin’in ilişkileri Lübnan ile sınırlı değildi. Kum’daki çalışmaları ve Yüksek Şii İslam Konseyi üyesi Seyyid Muhammed Ali Al-Amin’in kızı ile evliliği de kendisinin İran’la ilişkisini güçlendiriyor. Ayrıca oğlu Rıza’nın ABD tarafından öldürülen İran Devrim Muhafızları lideri Kasım Süleymani’nin kızı Zeynep Süleymani ile evlenmesi bu ilişkileri daha da güçlendi.
Hizbullah, Nasrallah’ın ölümünü duyurduğu açıklamasında Gazze’ye destek ve Lübnan’ın savunması için askeri operasyonlara devam edeceğini söyledi. El Cezire muhabiri İmran Han’ın Lübnan’ın Marjayoun kentinden bildirdiğine göre, Nasrallah’ın öldürüldüğü duyurusunun ardından kuzey İsrail’e beş roket saldırısı düzenledi. Beyrut’a büyük saldırının yapıldığı gece de İsrail’e 65 füze gönderilmişti.
Diğer yandan Nasrallah’ın ölümüyle birlikte Lübnan dinamikleri de İsrail ile çatışmayı yeni ve belirsiz bir alana itiyor. Hizbullah, İsrail ile çatışma ve savaş halinde doğan bir örgüt. Yani onun siyasi can damarı İsrail ile çatışma denilebilir. Diğer yandan üst düzey komutanlarının çoğu öldüğü için örgütün yeniden şekilleneceği de öngörülebilir.
Nasrallah jeopolitik oyunu derinlemesine değerlendirebilen bir aktördü. Gazze’deki sivil katliamlarına karşın İsrail’e yönelik intikam yeminleri ettiğinde bile bu ülkeye yönelik büyük bir saldırı başlatmadı. Yeni liderliğin tavrının ne olacağı ise şimdilik belirsiz.
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Nasrallah’ın ölümüyle ilgili “Uluslararası toplum, bu terör saldırısının emrinin New York’tan verildiğini unutmayacaktır” dedi.
Temmuzda göreve gelen Pezekşiyan, iki gün önceki BM konuşmasında sertlik yanlısı seleflerinden daha uzlaşmacı bir tonda konuşmuş İsrail’in yok edilmesi söylemini kullanmaktan kaçınmıştı. Pezekşiyan “Herkes için barış istiyoruz ve herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok” demişti.
Ancak halihazırda ülkedeki birçok sertlik yanlısı muhafazakâr, İsrail’in Hizbullah’ı hedef alırken Tahran’ın herhangi bir adım atmamasından rahatsızdı. Nasrallah’ın ölümüyle baskılar artacaktır.
Uzmanlar ülkenin şimdi İsrail’e karşı dik durmak ve bölgede bir savaşı önlemek seçenekleri arasında daha da hassas bir denge kurması gerektiğini söylüyor.
Saldırı sonrası Reuters, üst düzey İran güvenlik yetkililerine dayandırdığı haberinde İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in güvenli bir bölgeye götürüldüğünü yazdı. Hamaney Nasrallah’ın ölümünün net olmadığı saatlerdeki açıklamasında ”Siyonist suçlular, Hizbullah’ın Lübnan’daki güçlü yapılanmasına ciddi zarar veremeyecek kadar küçük olduklarını bilmelidir” demişti.
Tabii bir de İsrail var. Onlar Hizbullah’la savaşlarında bir sonraki adım olarak ne yapacaklar?
İsrail uçakları günlerdir Lübnan’ın dört bir yanındaki Hizbullah hedeflerini vuruyor. IDF’e göre bu saldırıların hedefi Hizbullah’ın füze rampaları. Ancak anlaşılan o ki Hizbullah hala İsrail’e füze atma kapasitesine sahip, dün de bazı füzeler atıldı.
Ancak askeri analistler Hizbullah’ın giderek saldırı kapasitesini kaybetmeye başladığını, fırlatabildiği füze sayısının her gün biraz daha azaldığını söylüyor.
İsrail geçmişte birkaç kez Lübnan’ı işgal etti. Bu kez de karadan büyük bir işgal olur mu, belli değil. Ama İsrail’in Lübnan sınırına ciddi bir askeri yığınak yaptığı, çok sayıda birliği Gazze’den buraya taşıdığı biliniyor.