MHP’den CHP’deki büyükşehirler için ‘işgal’ benzetmesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilden döndü, dün resmen çalışmaya başladı. İlk gün CHP Erdoğan için ayağa kalktı, Bahçeli DEM Parti'nin elini sıktı, CHP ve MHP liderleri sohbet etti. Bu basit medeniyet davranışları Türkiye'de haber değeri taşıdı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yaz tatilini tamamladı ve dün itibariyle resmen yeni yasama dönemine başladı. İlk gün daha çok seremoni ağırlıklıydı. Bu yılın seremonilerine de aslında gayet normal sayılması gereken medeni davranışlar damga vurdu. Ancak anlaşılan Türkiye’nin siyasi ortamında, karşılarken ayağa kalkmak, selamlaşmak, el sıkışmak gibi davranışlar ‘şaşırtıcı’ bulundu ki medya açısından haber değeri taşıdı, siyasi liderler ve nedense en çok da CHP lideri Özgür Özel bu yıl neden medeni davrandıklarını gazetecilere uzun uzun anlatma ihtiyacı duydu. Bu ihtiyacı duyması da normaldi belki, çünkü CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu onu bu sebeple eleştirdi. Yani basit bir medeni davranıştan da siyasi polemik çıktı.
Yıllardır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis’i açmak üzere geldiğinde ayağa kalkmayan CHP bu yıl tutum değiştirmeye karar vermişti. CHP Genel Merkezi bütün milletvekillerine mesaj göndererek Cumhurbaşkanı gelirken ve giderken ne yapılması gerektiği hakkında bir çeşit talimat verdi.
CHP’li vekillere gelen mesaj şöyleydi:
“Bugün (dün) saat 14.00’da TBMM Atatürk Anıtı’nda gerçekleştirilecek törene vakti olan milletvekillerimizin katılması uygun olur. Yeni Yasama Yılı dolayısıyla ile yapılacak Özel Oturumda tüm milletvekillerimizin 14:55’te eksiksiz Genel Kurul salonunda yer alması gerekmektedir. Cumhurbaşkanı Genel Kurula giriş yaptıktan sonra konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelirken ayağa kalkılacak ancak alkışlanmayacak. Cumhurbaşkanı uğurlanırken Genel Başkanımız ve Grup Başkanvekillerimizin tavrına uygun hareket edilecektir. Grubumuzun yeni Yasama Yılı Açılış Özel Oturumunda; birlik ve bütünlük içinde davranmasını bilginize sunarım.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM 28. Dönem 3. Yasama Yılı Açılış Toplantısı için Meclis Genel Kurulu’na girdiğinde bu mesaj uyarınca CHP grubu ayağa kalktı ama alkışlamadı. Gruptaki iki milletvekili ayağa kalkmayı reddetti. Ayrıca Meclis kulisinde 21 vekil vardı. Onlar genel kurula hiç katılmadı.
Erdoğan kürsüye geldi ve burada Meclis’in gazi unvanını “bileğinin hakkıyla” elde ettiğini söyledi, TBMM’nin kuruluş çalışmalarını hatırlattı. Erdoğan’ın ana gündemi yeni anayasa oldu. ‘Yamalı bohça’ olarak tanımladığı mevcut anayasanın miadını doldurduğunu söyleyen Erdoğan Türkiye demokrasisinin yeni anayasa ihtiyacının kendini belli ettiğini belirtti. Tüm vekilleri yeni anayasa çalışmalarına destek vermeye davet eden Erdoğan “Şuna tüm kalbimle inanıyorum; milletin muazzez iradesini temsil eden insanlar olarak insanımızın hiçbir ferdini dışlamadan, hiçbir ferdin özgürlüğünü kısıtlamadan, azami müştereklerde buluşturan bir anayasayı yazabilir, yapabilir, Allah’ın izniyle bu yüce Meclis eliyle hayata geçirebiliriz. Yeni yasama yılında, milletimizin ve Meclisimizin, yeni bir anayasa inşası için daha fazla gayret göstereceğine inancımız tamdır. Biz bugüne kadar her fırsatta dile getirdiğim gibi yeni anayasa sürecinde yapıcı davranmaya devam edeceğiz. Bugün bir kez daha tüm partileri ve milletvekillerini, toplumumuzun tüm kesimlerini, Türk demokrasisini yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırma mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum” dedi.
Lübnan’a İsrail’in savaş açmasıyla ilgili de konuşan Erdoğan “İsrail devleti Netanyahu isimli Hitler özentisinin idaresinde insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak” diye konuştu. Lübnan’la ilgili ayrıntılı haberimize bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ancak Erdoğan konuşmasını bitirip Genel Kurul’dan ayrılırken CHP’li vekiller ayağa kalkmadı ve alkışlamadı. Genel Kurul bittiğinde gazeteciler CHP lideri Özgür Özel’e hemen ayakta karşılamaya dair sorular sordu, o da yanıtladı.
“Normalleşme adımlarının ne partime zararı var, ne ülkeme zararı var” diyen Özel makama saygıda eksik bırakmayacaklarını söylediklerini hatırlattı ve “Cumhurbaşkanı’nın yeminine uygun şekilde geldiğinde karşılamamızı, ona uygun konuşma yapacağını umarak ayakta yaptık. Makama saygısızlık yapmayacağımızı daha önce defalarca söylemiştik. Konuşma bir parti genel başkanı sınırları içindeydi, rahatsız edici söylemler olmamakla birlikte bir parti genel başkanı konuşmasıydı. O yüzden giderken ayağa kalkma gereği duymadık. Biz Cumhurbaşkanı’nı, devletin başını, Meclis’i açmakla görevli kişiyi 1 Ekim günü makama saygısızlık yapmadan karşıladık. Bunda şaşırılacak bir şey yok” dedi.
Diğer milletvekillerinin de kendisiyle benzer şekilde düşündüğünü ve bundan sonra bu şekilde devam edeceklerini söyleyen Özel “Hatta bir arkadaşımızın değerlendirmesi şu, ‘Seneye ya da ondan sonraki seneye bizim Cumhurbaşkanımıza yapılmaması açısından önemli bir adım attık. Karara uymak istemeyen dışarıda kalabilir’ dedik. 15-20 arkadaşımız kuliste beklemeyi tercih etti. Bu partinin grup kararı değildi” diye konuştu.
Özel “CHP bundan sonraki süreçte makamlara saygılı olacak” dedi ama muhalefette eksik söz olmayacağını belirtti. Özel “Bugün Devlet Bey’in çok sert söylemleri var ama el sıkışmaktan kesinlikle kaçınmadık. Sayın Bahçeli bugün DEM Parti’nin Eş Genel Başkanı ile el sıkıştı, sohbet etti. Normalleşme herkese lazım” diye konuştu.
Öte yandan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli salondan ayrılırken DEM Parti Eş Başkanlarının yanına geldi. Aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık’ın da olduğu milletvekilleriyle tokalaştı.
Bu basit medeniyet gösterisi de yadırganmış olmalı ki, Devlet Bahçeli de bu konuda kendini izah etmek zorunda hissetti, “Yeni bir döneme giriyoruz. Dünyada barışı hedeflerken kendi ülkemizde de barışı tesis etmemiz gerekiyor” dedi. Bahçeli CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile tokalaşmasına dair de “El sıkmak bir değerlendirme göstergesidir” diye konuştu.
Bu esnada AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ve AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül de DEM Parti grubuna gelerek vekillerle tokalaştı.
Tıpkı Genel Kurul Salonu gibi yeni yasama yılının açılışı vesilesiyle Meclis’te düzenlenen resepsiyon da siyasi arenada farklı kesimlerden gelen liderlerin bir araya geldiği nadir anlardan birine sahne oldu. Gecenin dikkat çeken sohbetlerinden biri CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasındaydı. İki siyasi lider gergin tartışmaların yaşandığı bir dönemin ardından samimi bir diyalog ile dikkatleri üzerlerine çekti.
MHP lideri Bahçeli sohbet sırasında Özel’e dönerek “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Siyasetin doğası gereği bazen sert söylemler kullanıyoruz ama bu siyasetin gereği” dedi.
Özel ise Bahçeli’nin bu sözlerine şöyle cevap verdi: “Önemli olan saygıda ve sevgide eksiklik göstermemek. Herkes kendi doğrularını söyler, ama saygı da elden bırakılmaz.”
Resepsiyon sırasında gazeteciler bu samimi anların ardından Özel’e “Bir kırgınlık var mı” diye sorduğunda CHP lideri siyasetin kişisel kırgınlıklarla ilerlememesi gerektiğine dikkat çekti. Özel “Kişisel kırgınlıkları sürdürmek partinin mensuplarına haksızlık olur. Biz her zaman doğru bildiğimizi söyleriz, fakat saygı ve nezaket çerçevesinde kalırız. Geçmişte DEM Partililerin hatırını sormamız eleştiriliyordu ama ben her zaman ‘Bu halktan oy alan her parti kıymetlidir’ dedim. Bugün de Devlet Bey’le aynı nezaket içinde sohbet ettik” diye konuştu.
Özel, Bahçeli’nin Meclis Grup Toplantısı’nda kendisine sert eleştirilerine de değinerek “Devlet Bey’in ifadeleri ağırdı ama ben de gerekli cevabı verdim. Sonuçta karşılıklı saygı çerçevesinde konuştuk ve bu iş bitti” dedi. Özel siyasetin doğasında bu tür karşılıklı eleştiriler olduğunu, ancak kişisel husumetlerin yer bulmaması gerektiğini vurguladı.
Meclis’in açılış günü yaşanan ve içerikten çok biçime ilişkin olan medeni sahneler herkesi memnun etmedi. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan için ayağa kalkılmasına eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sert tepki verdi. Kılıçdaroğlu CHP’nin geleneklerinde devlete sahip çıkmanın olduğunu belirtse de Erdoğan’ın tarafsız ve yeminine sadık biri olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu ”Biz anayasayı tanımayanlara, Meclis’in meşruiyetine gölge düşürenlere saygı duymayız. Biz CHP’liler yalnızca halk için ayağa kalkarız; yoksulluğa mahkum edilen emekliler için, yatağa aç giren çocuklar için ayağa kalkarız” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle: ”Devlet tehlikede ise kurtarmak yine en başta Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevidir. Her mikrofon gördüğünde partimize ve muhalefete hakaret eden zat anlamalıdır ki, cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Yeminini ‘namusu ve şerefi’ üzerine gerçekleştirmiştir. Fakat yeminine sadık kalmamış, toplumun kutsal değerleri ile adeta dalga geçmiştir. Bugün ortada ne tarafsız bir cumhurbaşkanı görebiliyoruz ne de yeminine sadık birisi. CHP, onun yaptığı hukuksuzlukların noteri değildir ve olmayacaktır da. Biz, anayasayı tanımayanlara, Meclis’in meşruiyetine gölge düşürenlere saygı duymayız. Biz CHP’liler, yalnızca halk için ayağa kalkarız; yoksulluğa mahkum edilen emekliler için, yatağa aç giren çocuklar için ayağa kalkarız. Hakları gasp edilen KHK’lılar için, cezaevinde iradesine ipotek konulan Hatay halkı için ayağa kalkarız. Milletten çalınan 128 milyar doların hesabını sormak için, yine milleti soyan 5’li çeteye dur demek için ayağa kalkarız. Halka, anayasaya, rejime saygısı olmayan kimse bizden saygı beklemesin. Bugün, yurtsever ve milletperver duruşlarıyla partimizi gururlandıran bütün milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.”
CHP lideri Özgür Özel’e TBMM yeni yasama yılının açılışı nedeniyle düzenlenen resepsiyonda Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları soruldu.
Özel “Açıklamanın cevap verilecek bir kısmı var. Onun yeri bu yüce çatı değil. Parti içi bir meseleye burada cevap vermem, ama cevap verilecek bir kısmı var. Belki bir gün vadeli alabilirsiniz yanıtını” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun “CHP gerçekten sadece halk için ayağa kalkar” sözüne katıldığını belirten Özel şunları söyledi:
“31 Mart seçimlerinden sonra, geçmişe şöyle bir baktığınızda bir yerel seçimden sonra ilk miting ne zaman yapılmış diye, yıllarca mitingler yapılmazken emekliler için ayağa kalktık biz Ankara’da, emekçiler için ayağa kalktık Gebze’de. Tarımdaki sorunları duyduk, Rize’de çay üreticileri için ayağa kalktık, Gaziantep’te fıstık üreticileri için, Hayrabolu’da buğday üreticileri için, Fındık üreticisi için Giresun’da ayağa kalktık. Manisa’da tarımın bütün sorunları için ayağa kalktık. Atanmayan öğretmenler için ayağa kalktık. Yani biz aslında halk için neredeyse yerel seçim zaferinden sonra hiç oturmadık.
5 Kasım sürecine giderken de bugüne gelirken de çizgimizde bir milim sapma yok. Dün böyle dediğimizi ertesi gün başka türlü yapmıyoruz. Normalleşme kelimesi bana ait. Birileri ‘yumuşama’ diyordu bir ara. Ne oldu? Yumuşama diyen var mı? Bugün Sayın Bahçeli’nin DEM ile normalleşmesini herkes gördü mü? Türkiye’nin buna ihtiyacı var mı yok mu? O yüzden biz ne dediğimizi de ne yaptığımızı da biliyoruz. Millet de bunu takdir etti, 47 yıl sonra bizi birinci parti yaptı. Millet bunu takdir etti, Türkiye’de Adalet ve Kalkınma Partisinin 22 yıllık süreçte ilk kez önüne geçildi, öyle böyle önüne geçilmedi, Türkiye nüfusunun yüzde 65’ini, ekonomisinin yüzde 80’ini temsil eden alanlarda CHP’li belediye başkanlığı var. Ne yaptığımızı biliyoruz ve inanılmaz derecede toplumsal karşılığı var. Olmasa bu grup böyle arkamızda olur mu? Bugünkü gibi olur mu? Kolay bir şey mi yapıyoruz? O yüzden içim çok rahat. Ama bahsettiğiniz tweetin cevap verilmesi gereken diğer kısmına benim burada yanıt vermem parti terbiyeme uymaz. O yüzden o sonraya kalsın.”
Özel MHP lideri Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında gazetecilere ve bir televizyon kanalına yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bana ilişkin yaptığı tehditler vız gelir, tırıs gider. Biz bunların nicesini Sayın Bahçeli’den de siyaset arkadaşlarından da duyduk. Sonrasında da ben yine de makamına saygıdan, yaşına hürmeten kendisine gittim, elini sıktım. Benle ilgili kısmı kolay. Ama kayda geçsin diye söylüyorum bugün tehdit edilen dört (gazeteci) arkadaşımızın kılına zarar gelirse failin kim olduğu değil azmettiricinin kim olduğu bellidir. Bu konuda çok daha sorumlu davranılması gerekir. Kayda geçsin ki eğer o arkadaşlarımızın kılına zarar gelirse artık azmettirici bellidir. Bütün milletimize bu tavrı şikayet ediyorum. Devlet Bey, bu toplumda bir dönem ülkücüleri sokaktan çekmekle, mafyatik ilişkilerden arındırmakla takdir görüyordu. Bununla övünüyordu. Bu anlatılıyordu. MHP’nin hikayesi buydu. Ne oluyoruz şimdi? 4 tane gazeteciyi, savunmasız gazeteciyi bulmuş ve onlara tehdit de bulunuyor. Kayda geçsin ki yanlarına kalmaz. Kayda geçsin ki yalnız değiller. Kayda geçsin ki bu üslup siyaset üslubu değil. Bu üslup Devlet Bey’e, bir siyasi parti genel başkanına yakışan bir üslup değildir. Devlet Bey, siyaset hayatının en büyük ayıplarından, kusurlarından birini yapmıştır.”