Bir tuhaf ses kaydı: Eylem Tok’un oğlunun kazasında Demirören Medya patronunun şoförü muhabiri arayıp habere müdahale etmiş
Eylül ayı İstanbul'da olduğu gibi dünyanın pek çok kentinde sanat dünyasının yeniden hareketlilik kazandığı bir dönem oldu. New York da bunlardan biri. Melisa Sanyer, ay boyunca şehirde gerçekleşen sanat buluşmalarını 10Haber için derledi.
Her yıl New York’ta düzenlenen Armory Show festivali, bu sene eylülde gerçekleşti. Bu yılki festival dünyanın birçok ülkesinden toplamda 235 farklı sanatçı ve galerinin katılımı ile düzenlendi. 2021 senesinden beri New York’un ünlü kongre merkezi Javits Center’da gerçekleşmekte olan Armory Show, ilk olarak 1913 senesinde gezici sergi olarak Amerikan Ressam ve Heykeltıraşlar organizasyonu tarafından Manhattan’da Lexington caddesindeki eski bir cephanelikte hayata geçirildi. Fovizm, empresyonizm ve kubizm akımlarına ait eserlerin sergilendiği bu festival, New York sanat dünyasında çığır açan bir yenilik olmuştu.
1994 yılında dört sanat tüccarı Gramercy Park Oteli’nde birkaç oda kiralayarak The Gramercy International Art Fair isimli uluslararasi bir sanat festivali organize etti. Festival, her sene daha da başarılı oldu. 1999 senesinde bu festival, daha büyük bir alan olarak 69. Sokak ve Lexington Caddesi’nde bulunan ve 1913’teki festivale ev sahipliği yapan cephaneliğe taşındı. 1913 festivalinin anısına adını Armory Show olarak değiştirerek daha önce Amerika’da eserleri sergilenmeyen Avrupalı sanatçıların eserlerini sergilemeye devam etti.
Bu sene 30. yılını kutlayan festivalde, yalnızca ABD’den değil, Güney Afrika, Hong Kong, Çin, Meksika, İngiltere, Güney Kore, Japonya, İran, Kazakistan ve Kanada gibi ülkelerden de çeşitli galerilerin katılımı sağlandı. ABD’den ise en fazla galeri katılımı Los Angeles ve New York’tan görüldü. Cape Town merkezli Southern Guild, Londra merkezli Pippy Houldsworth, New York merkezli Sean Kelly, Chicago merkezli Kavi Gupta, Tokyo merkezli Kotaro Nukaga ve İran merkezli Dastan galeri, festivalin önde gelen eserlerini sergiledi.
California Institue of Arts (CalArts) bünyesinde finans ve bağış direktörü olarak çalışan Andrea Nunez Gamboa ile yaptığımız görüşmeye göre, kâr amacı gütmeyen sanat kuruluşları özel bağışçıların destekleriyle ayakta kalıyor. Pandemiden bu yana küçük ve orta ölçekli galerilerin satışlarındaki düşüş bu sene yerini yükselişe bıraktı. CalArts, bu festival için yaklaşık iki senedir hazırlanmaktaydı ve festivaldeki eserler, bu okuldan mezun sanatçıların onlar için bağışladığı eserlerden oluşmakta. Eserlerin sattış geliri, CalArts sanat okulunun öğrenci bursu için ayrılacak.
Festivalde Sapar Contemporary galeri bünyesinde Türk sanatçı Bilge Friedlaender’e ait eserler de vardı. Bir Türk sanatçımızın dünya çapındaki bir festivalde eserlerinin olmasından gurur duydum. Bizim ülkemizden daha fazla galeri ya da bağımsız sanatçının bu festivalde yer almaması da üzdü. Sonuç olarak böyle bir festivale katılmak için yapılacak harcamalar için bütçe ve bağışa da ihtiyaç duyulacaktır. İlerleyen süreçlerde, ülkemizde sanata daha fazla destek gösterilmesi ve daha çok sanatçımızı uluslararası platformda görmek dileğiyle.