İsrail’e silah satışı TÜİK verisinde
7 Ekim'in yıldönümü yaklaşırken birçok yerde olduğu gibi ABD'de de protestolar düzenlendi. En dikkat çekeni ise Washington DC'deki oldu. Çünkü gazeteci olduğunu söyleyen bir kişi kolunu ateşe verdi. İsrail ise Gazze'de yine tahliye emri verdi.
Gazze’deki savaşın yıldönümüne kısa süre kala dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Amerika’da da Filistin yanlısı protestocular sokaklara döküldü. Washington DC’deki Black Lives Matter Meydanı’na da cumartesi günü binden fazla kişi toplandı. Ancak bu gösteriler yarıda kesilmek zorunda kaldı çünkü bir kişi kendini ateşe verdi.
DC Emniyet Müdürü Pamela A. Smith kendini ateşe veren kişinin hayati tehlikesi olmadığını ve hastanede tedavi gördüğünü söyledi. Kendini ateşe veren kişinin adının Samuel Mena Jr. olduğu öğrenildi. Çevredekilerin müdahalesiyle alevler büyümeden söndürüldü. Mena bu sırada dezenformasyon hakkında konuşarak “Ben bir gazeteciyim” diye bağırdı.
Arizone Eyalet Üniversitesi Walter Cronkite Gazetecilik Okulu’ndan mezun olduğunu söyleyen Mena, AZFamily Kanal 3 ve 5 için foto muhabiri olarak çalışıyor. Ayrıca Arizone PBS için videografi ve RightThis Minute için de kurgu yaptığını söylüyor. X hesabında “nehirden denize özgür Filistin” sözleriyle bir Filistin bayrağının önünde güldüğü fotoğrafı var. Protestodan önce sosyal medya hesabında “Yerleşimcilerin sömürgeciliğine son verin” diye yazmıştı.
BREAKING: A man attempted to self immolate in front of the White House pic.twitter.com/IF8YAaRbij
— Jessica Costescu (@JessicaCostescu) October 5, 2024
Mena’nın ayrıca “Gazze’deki çatışmalarda uzvunu kaybeden 10 bin çocuğa sol kolumu veriyorum. Sesimin sizin seslerinizi yükseltmesini ve gülümsemelerinizin hiç kaybolmamasını diliyorum” diye yazdığı da ortaya çıktı. Mena’nın internet sitesinde İsrail-Gazze savaşını haberleştirirken mesleğinden soğumuş bir gazeteci olduğu ve bu savaştaki rolü nedeniyle de suçluluk hissettiği yazıyor: “Hamas olarak damgalanmasına izin verdiğim kaç Filistinli öldü? Kaç erkek, kadın ve çocuk Amerikan medyasının imzaladığı füzelerle vuruldu?”
Protestolara kısa süreliğine ara verilmesine neden olan bu olay sonrasında göstericiler yürüyüşlerini sürdürdü. Başta yüzlerce kişiyle başlayan gösteriler günün erken saatlerinde Beyaz Saray’ın önünde başladı. Öğleden sonra sayıları bine ulaşan protestocular Lafayette Meydanı’ndaki Black Lives Matter Meydanı’na geldi ve caddeyi trafiğe kapattı. Bazıları “Filistin’e özgürlük” yazılı pankartlar ve İsrail’e silah ambargosu uygulanmasını isteyen dövizler taşıdı. Diğerlerinin de elinde Filistin bayrakları vardı.
Bu gösteriler son bir yılda İsrail’in öldürdüğü 42 bin Filistinli ve Gazze’de hâlâ hayatta kalma mücadelesi veren kişiler için yapıldı. “Adalet istiyoruz”, “İşgale hemen son verin” ve “Attığınız bombalara rağmen direnişimiz asla bitmeyecek” sloganları atıldı.
Yürüyüşe katılanlardan biri de Filistin Gençlik Hareketi’nin bir üyesi olan Anyssa Dhaouadi’ydi. Beş yaşından beri ailesiyle protestolara katıldığını söyleyen Dhaouadi, “Her gün güncellenen şehit listelerini görüyorum. Benimle aynı isimleri paylaşıyorlar. Arkadaşlarımın, ailemin isimlerini taşıyorlar. Vergilerimin suça ortak olduğunu bilmek bunu daha kişisel bir mesele haline getiriyor” dedi.
Protestolara katılan bir diğer kişi de 70’li yıllarda işgal altındaki Batı Şeria’dan New Jersey’e gelen 74 yaşındaki İsmail Ubeydullah’tı. Ubeydullah Maryland Üniversitesi’nde çevre yönetimi ve sürdürülebilirlik alanlarında yüksek lisans yapmış ve burada evlenip çocuk ve torun sahibi olmuştu. Ancak Batı Şeria’da iki erkek, üç kız kardeşi var. Onların güvenlikleri için endişelenen Ubedullah iki, dört ve altı yaşlarındaki torunlarını da yanına alarak protestolara gelmişti.
Washington Post’a “Torunlarım yaşındaki masum sivillerin, kadınların ve çocukların İsrail ordusu tarafından boş yere katledildiğini görmek bana acı veriyor” diyen Ubeydullah “Biz sadece acil ve kalıcı bir ateşkes istiyoruz. Filistinliler, Yahudi Araplar, Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında barış istiyoruz” dedi.
Ne var ki Ubeydullah barış çağrıları yaparken Gazze’de çok başka bir hikaye söz konusuydu. İsrail Gazze’nin orta kesimlerinde yaşayanları tahliye etmeleri konusunda uyardı. Haftalar sonra ilk kez Gazze’de tahliye emri veriliyordu. Bu da Nuseyrat ve Bureyc mahallelerine sığınanları paniğe sürükledi. Üstelik İsrail’in yayınladığı tahliye haritası çok karışıktı.
Nuseyrat’ta yaşayan 30 yaşındaki Raja ve kız kardeşleri kendi evlerinin tahliye bölgesine dahil olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. New York Times’a konuşan Raja “Kafam tamamen karışmıştı. Aklımda milyon tane soru vardı: Kız kardeşlerimi nasıl tahliye edeceğim? Yanımıza hangi eşyaları almalıyız? Araç bulacak kadar şanslı olacak mıyız?” diye anlatıyor.