Arjantin’in ‘Deli’si Javier Milei seçimi kazandı
Tunus'un 2021'de darbe niteliğinde bir kararla parlamentoyu feshetmesinden bu yana ilk cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı. Ancak sonuçlar şaşırtıcı olmadı: Said oyların yüzde 90,7'sini alarak seçimi kazandı. Sandığa giden seçmenlerin oranı yüzde 27,7.
Tunus’un otoriter lideri Kays Said’in 2021’de parlamentoyu askıya alarak yetkilerini artırmasından bu yana ülkedeki ilk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürpriz olmadı. Sandıktan yüzde 90,7 gibi bir oranla Said çıktı. Yarışın ikincisi yüzde 7,4 ile 2020’de Yaşasın Tunus Partisi’nden milletvekili seçilerek siyasete adımını atan iş insanı Ayaşi Zamal oldu. Ancak halk bu seçimin meşruluğundan o kadar da emin değil.
Seçimlere gelen eleştirilerin başında Said’e muhalefet edebilecek çoğu yarışçının diskalifiye edilmesi ve en büyük rakibinin “seçime hile karıştırmak” suçlamalarıyla tutuklanmasıydı. Zaten seçimden ikinci çıkan Zamal şu anda hapiste. Nihayetinde ortaya çıkan durum Tunus’un demokrasiyi tesis etmeye çalıştığı yıllarda görülen rekabetçi seçimlerden ziyade 1987’den 2011’de devrilene kadar Tunus’u yöneten diktatör Zeynel Abidin Bin Ali günlerini anımsattı.
Seçim komisyonunun açıkladığı verilere göre katılım oranı son cumhurbaşkanlığı seçiminin yarısı kadar oldu. Seçimlere katılım yüzde 27,7’ydi, yani yurtdışı ve yurtiçinde toplam dokuz milyon 753 bin 217 seçmenden sadece iki milyon 808 bin 548 kişi oy kullanmıştı. Bu da ülkenin her gün biraz daha artan krizleriyle boğuşan Tunusluların cumhurbaşkanlığı seçimlerine inancının zedelendiğinin yeni işaretlerinden.
Örneğin Zamal’ın kampanya danışmanlarından Mehdi Abdülcevad hapis cezasının iş insanı önündeki en büyük engel olsa da tek engel olmadığını söylüyor. Seçim komisyonunun adayların harcamalarını da kısıtladığını söyleyen Abdülcevad, Zamal’ın kendi arabasıyla bile kampanya merkezine gidemediğini söyledi. Sebebi de hükümet yetkililerinin araç kullanmasının “kritik bir kampanya harcaması” olarak kabul edilmesi. Tunusluların Said’den çok korktuğunu da söyleyen Abdülcevad kampanya süreci boyunca oy sözü aldıkları seçmenleri, yakınlarından Zawal için oy istemeye bir türlü ikna edemediklerini söyledi.
Seçim komisyonunun kendi başına hareket etmediğini söyleyen insan hakları grupları, Said’in kontrolü altında diğer adayların yarışa katılmasını engellediğini söylüyor. Oysa Tunus, Arap Baharı’ndan özgür basın, bağımsız yargı, güçlü bir sivil toplum ve demokratik anayasayla çıkmasıyla tek başarı öyküsü olarak görülüyordu. O dönem seçim komisyonu da bağımsız kabul ediliyordu.
Arap Baharı’ndan siyasi olarak elde edilen kazanımların hiçbiri Tunuslulara talep ettikleri istihdam, eşitlik ve şeffaflığı sağlamadı. Birçokları da demokrasinin adının kirletildiğini düşünmeye başladı. Hayal kırıklığına uğramış halkın bir kısmı başta Said’in parlamentoyu askıya alarak tek adam yönetimi kurmaya başlamasını olumlu karşılamıştı. Bir umut, siyasete atılmadan önce anayasa hukuku dersleri veren ve öyle yolsuzlukla işi yokmuş gibi görünen cumhurbaşkanının hükümetin işlemeyen taraflarıyla ve yolsuzlukla mücadele edeceğini düşünmeleriydi. Bir de tabii ülkenin çökmekte olan ekonomisini kurtaracağını.
Ancak o zamandan bu yana ekonomik kriz daha da artmaya ve yoksulluk derinleşmeye başladı. Üstüne bir de demokrasinin kalıntıları siliniyordu. Gücü elinde toplamasını sağlayan anayasa değişikliği yetmezmiş gibi seçim komisyonu üyelerini de kendisinin seçeceği bir yasa koydu. Medya susturuldu, yargı da kendisi oldu, ülkedeki gözlemcileri ve hak örgütlerini soruşturmalarla ve fon kısıtlamalarıyla yıldırmaya çalıştı.
Aslında bu seçim sürecinde mahkemenin diskalifiye edilen adayların tekrar aday olması kararını vermesi yargıda bağımsızlığın izlerinin hâlâ olduğunu gösterse de bu bağımsızlık çok uzun sürmedi. Parlamento mahkemenin seçimle ilgili alabileceği kararları kısıtlama yoluna gitti.
Said tek adam imajını yumuşatmak için Tunus’u ismini vermediği hainlerden ve komploculardan kurtarmaya çalıştığını savunuyor. Dün gece kampanya merkezinde konuşan Said “Devrimimiz sürüyor. Ülkeyi tüm yolsuzlardan ve entrikacılardan temizleyeceğiz” dedi. Yine de katılımın düşük olması Said’e artık bir kurtarıcı gözüyle bakılmadığını gösteriyor.
Tunus yasalarına göre yarıştan diskalifiye edilen adaylar dahil tüm adaylar sonuçlar açıklanmadan önce itiraz edebilir. Bazı adaylar tam olarak bunu yapacağını söylüyor. Ancak Said seçim komisyonunu da kontrol altında tuttuğu için bu itirazların bir sonuca varması beklenmiyor.
Abdülcevad son olarak “Kays Said seçimlere inanmıyor. Seçimleri bu tarihte düzenlemesinin sebebi de mecbur olmasıydı. Seçim denen şeyin içini boşalttı” dedi.