Davutoğlu, Erdoğan ve Bahçeli’den ‘Filistin eli’ istedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kamuoyunda oluşan 'cezasızlık' algısına karşı infaz ve denetimli serbestlik uygulamalarında düzenleme yapacaklarını duyurdu: "Böylece suç işleyen herkes cezaevine girecek."
Özellikle son bir ay içinde yaşananlar Türkiye’yi tabiri caizse bir cinnet haline sürükledi.
İstanbul’un Ümraniye ilçesinde 26 farklı suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti’nin polis memuru Şeyda Yılmaz’ı öldürmesi, Beyoğlu’nda genç bir kadının sokak ortasında iki erkek tarafından duvara sıkıştırılıp, yere yıkılıp taciz edilmesi ve son olarak Fatih’te Semih Çelik’in yarım saat arayla hayatının baharında iki genç kadını vahşice katletmesi infiaele yol açtı.
‘Cezasızlık’ algısına karşı kamuoyunda oluşan rahatsızlık günden güne artarken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu konuda yeni düzenlemelere gideceklerini duyurdu.
“Suçu gelir haline getirenler ve suçta kibirlenenler” diye nitelediği kesimi eleştirdikten sonra “kanunların suçlu lehine işlemesini önlemek için harekete geçeceklerini” anlattı:
“Mevcut durumunda seri suç işleyenlerle ilgili açılan onlarca dava varken… Bunlar sonuçlanmadan kayıtlarda görünmüyor. İlk derece mahkemesi, Yargıtay derken bir cezanın kesinleşmesi yedi yıla kadar uzayabiliyor. Bu süreçte suçlu kişi yeni cürümlerde herhangi bir sabıka kaydı olmadığı için tutuksuz yargılanabiliyor. Özellikle suçu geçim kaynağı haline getirenler, suçta kibirlenenlerin bunu istismar ettiğini görüyoruz. Bu çarpıklığı düzeltmek için iki önemli adım atacağız. İlk kurumsal düzenleme, ikincisi seri suç işleyenlerin tutuklanması uygulamasının kolaylaşmasına yöneliktir.
Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan birim farklı mahkemelerde görülen davaları, düzenlenen iddianameleri, emniyet kayıtlarını toplayarak gerekli inceleme yapacak ve savcı, hakimlerin dikkatine sunacak.
Mesela beş suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıkasına işlenmesini beklenmeden yeni suçlar işleme eğilimi dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak.”
Erdoğan’ın açıklamasına göre denetimli serbestlik uygulamasında da önemli değişiklikler olacak, mutlaka bir ‘cezaevi süreci’ yaşanacak:
“Tutukluluk süresi kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı şekilde belirlenecek. Bu husus toplum vicdanını yaralayan bedeni suçlar için geçerli olacak. Bir diğer sorun pratikte beş yıldan, altı yıldan az ceza alanların maalesef hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürebilmesi. Bunun önüne geçmek için belirli suçlarda infaz hükümlerinin mesela yüzde 10’u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacak. Üç yıl ceza almış kişi üç buçuk ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kalma hükümlerinden yararlanabilecek. Böylece suç işleyen herkes cezaevine girecek.”