Avrupa Yakası’nın Kubilay’ı Vural Çelik 51 yaşında hayatını kaybetti
Gülse Birsel'in, 'Avrupa Yakası'nda birlikte çalıştığı Vural Çelik'in ölümünün ardından yaptığı paylaşım tepki çekti, oyuncu paylaşımını sildi. Vural Çelik'in kız kardeşi ise Gülse Birsel'e karşı çok kızgın, 'Mezarına gidip helallik istemeli' diyor.
Şimdi hemen Google’a ‘Gülse Birsel’ yazarsanız arama motoru size sırasıyla şunları önerecek: Gülse Birsel Vural Çelik, Gülse Birsel Vural Çelik neden küs, Gülse Birsel Vural Çelik paylaşımı…
Normal şartlar altında Birsel’in dizileri ya da yazdığı kitaplarını önermesini beklerdik ancak Birsel’in oyuncu Vural Çelik’in ölümünden sonra yaptığı paylaşım hem algoritmayı hem de gündemi değiştirdi.
İkilinin yolları Birsel’in senaryosunu yazdığı ‘Avrupa Yakası’nda kesişmişti. Vural dizide hem Kubilay hem de sonradan senaryoya dahil olan Gülenay karakterlerini canlandırmıştı. Bir süre sonra da diziden ayrılmıştı. Ancak uzun süre birlikte çalışan ikilinin aralarının açık olduğu biliniyordu. Özellikle Vural, basın karşısına geçtiğinde kendisine bu konu sorulduğunda kırgınlığını gizlemekten çekinmiyordu.
51 yaşındaki Vural Çelik’in 17 Ekim’de hayatını kaybetti. Çelik’in vasiyeti doğrultusunda cenazesi, Levent’teki Barbaros Hayrettin Paşa Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından Kilyos Mezarlığı’na defnedildi. Oyuncunun ölümünün ardından başta ‘Avrupa Yakası’ olmak üzere ‘Seksenler’ ve birlikte çalıştığı rol arkadaşları taziye mesajları paylaştı ancak törene katılmamaları dikkat çekti. Sosyal medyada ise herkesin gözü Gülse Birsel’in paylaşacağı mesajdaydı. Önce Vural’ın vefatına dair herhangi bir paylaşım yapmadığı için eleştirildi Birsel. Daha sonra uzun bir Instagram gönderisi yayınladı. Zaten bundan sonra da olanlar oldu…
Gülse Birsel paylaşımında önce neden cenaze törenine katılamadığını açıkladı, daha sonra aralarında yaşananları anlattı. Uzun yazısı Instagram’ın gönderi sınırlamasına takılınca yazısına yorum bölümünden de devam etti:
“Vural’a vedam; birkaç yıldır cenazelere gidemiyorum. (Çözmem gereken bir anksiyete.) Cenazeler, dini tören bölümünü ayrı tutarsak vefat edeni yad etmek, veda etmek için vardır. Ben bunu yazarak yapacağım. Bir iş arkadaşımı çok erken kaybettim. Şaşkın ve üzgünüm. Vural Çelik, ‘Avrupa Yakası’nın ikinci sezonuna tek bölümlük Kubilay rolü için gelmişti. Çok tatlı bir performans gösterdi. O hafta yapımcıya ‘Mümkünse her bölüm yazmak istiyorum’ dedim ve Vural, ekibe katılmış oldu.
Nevi şahsına münhasır biriydi. Setin çocuğu gibiydi. Herkese kendi kendine küser, nedenini bilmediğimiz konulara alınır, sonra barışmak için hediyeler isterdi. Bu hediye konusu setin şakası haline geldikçe ‘Bu hafta bana ne alıyorsun Gülse?’ cümlesiyle girmeye başlamıştı stüdyoya. Beraber çok güldüğümüz, keyfi yerinde olsun diye hep kollamaya çalıştığımız bir çocuksu ruhtu. Özellikle bana ve Engin Günaydın’a çok nazı geçerdi. Sette biraz da bizi güldürmek için oynadığı bir ‘Mağdur persona’sı vardı. Şenay Gürler’le bir kahve içmeye mi çıkıyoruz, ‘Vaay tabii sosyete bizi davet etmez’! ‘Ya iki kız dedikodu yapacağız, sen niye geliyorsun?’ ‘Yok ben garibanım zaten, bir kahve ısmarlamazsınız bu fakire, ben hangi parayla kahve içeceğim’ filan derken bu sefer abarttığını fark edip onu gülme tutardı.
Setin bu geleneksel şakasından, bu dinamikten ‘Zenginliğine rağmen hep mağdur hep ezik Gülenay’ı yazdım. Vural nefis oynadı. ‘Birinin bizi durduramadığı’ günlerdi. Son sezona girerken, ayrılmak istediğini söylediğinde ben dahil birkaç oyuncu arkadaşım vazgeçirmeye çalıştık. Ücret, saatler, senaryodaki yeri gibi şikayetleri vardı. Yapımcılarla konuşup, bana alıngan tonlu bir mesajla ayrıldığını söyledi ve teşekkür etti. Belki ısrar etmemi, yapımcıyı arayıp onsuz olmaz dememi bekledi. Yanlış karardı bence.
Keşke son sezonda da beraber oynasaydık. Ve keşke birkaç ay sonra bir TV programında benimle ilgili mana verilemez, yakışıksız cümleler etmeseydi. (Tabii kimse iş arkadaşıyla tek sebepten 16 yıl iletişimi kesmez. Ama sonraki yıllardaki hataları, yanlışları burada anlatmaya gerek de yok, yakışık da almaz.) Ben oyuncu arkadaşlarımla olan anlaşmazlıklarda kavga, polemik, magazin yoluyla cevap verme sevmem. Konuşup çözmeye çalışırım. Çok kırgınsam uzak kalır, iletişimi keserim. Öyle yaptım.
‘Niye sahip çıkmadınız?’ gibi cümleler okudum sosyal medyada. Vural yetenekli ve verimli çağda bir oyuncuydu. ‘Avrupa Yakası’ndan ayrıldıktan sonra ‘Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım’ filminde başrol oynadı. ‘Nuri’ dizisinde, Gani Müjde’nin ‘Yahşi Cazibe’sinde, Birol Güven’in ‘Seksenler’inde üç sezon oynadı. Son yıllarda çalışmama sebebi televizyonda komedinin yok olması olabilir. Ancak yakınlarda Güldür Güldür’le ilgili bir soru sorulduğunda asla rol almak istemeyeceği bir yapım olduğunu sert bir dille magazine anlatmış, haber olmuştu. Bu bakışı da belki işleri zorlaştırmıştır. Birol Güven büyük bir ekonomik derdi olmadığını, çektiği videoların skeç olduğunu söyledi. ‘Stand up’a hazırlanıyordu’ dedi.
Avrupa Yakası seyircileri dergide çalışan karakterleri gerçek hayatta da kanka gibi görüyorlar. Elbette sette çok yakın arkadaşlar da edinirsiniz. Ama herkes herkesin can dostu olamaz haliyle. Selamlaşıp kankayı, düşmanı, sevgiliyi oynayıp, setten çıkınca gerçek hayatınıza dönersiniz. İki ay bir ekiple, iki yıl başka yerde başka ekiple. Aralarda da çalışılmayan yıllar. Onun için dönem dönem yalnızlık ve işsizlik, bizim mesleğin parçasıdır.
Türkiye çok iyi bir komedyenini kaybetti. Cenazelerde helallik almak adettir. Hakkımı helal ediyorum, sonuna kadar helal olsun. İçimde kalan üzüntü şudur. Son aylarda magazine verdiği bir röportaj karşıma çıktı: ‘Bir Gülse Birsel işinde rol alır mısınız?’ sorusuna ‘Ben ona hata yapmış olabilirim, o bana yapmış olabilir, başkası yapmış olabilir, üç günlük dünya, zaten kaç komedyeniz ki?’ diyor. Sonuna kadar katıldım söylediklerine ve şöyle düşündüm: ‘Eh artık madem böyle demiş, bir ara muhakkak bir galada filan karşılaşınca sarılır muhabbet ederiz. Bir ara nasıl olsa denk geliriz.’ ‘Bir ara’ bizim yaşlar için çok geniş, rahat bir zaman. ‘Bir ara buluşalım’, ‘Bir ara hasret giderelim’, ‘Önümüzde uzun yıllar var ya’. Öyle değilmiş. Nereden bilebilirdik? Perde çok erken kapandı. Allah rahmet eylesin.”
Birsel’in yazısının ilk bölümünü okuyanlar ve yorum bölümündeki devama bakmayanlar bu paylaşıma tepki gösterdi. Oyuncunun takipçilerinden bazıları ölen Vural Çelik’in arkasından bu şekilde bir metin yazmasını “ölüye saygısızlık”, “yakışıksız” olarak değerlendirdi. Kimileri de “Cevap veremeyecek birinin arkasından bunları yazmaya ne gerek var?”, “Haklı olsan ne olacak?” diye sordu.
Paylaşımına tepkiler büyüyünce Gülse Birsel Instagram gönderisini sildi. Daha sonra ‘Avrupa Yakası’ oyuncularından Şenay Gürler devreye girdi. Dizide Fatoş karakterini canlandıran Gürler, Birsel’e destek verdi. Oyuncu sosyal medyada yaptığı paylaşımında “Kaç gündür Gülse hakkında saçma sapan suçlamalar yapılıyor, yazılar yazılıyor. Hepimiz üzüldük Vural’ı bu kadar erken kaybettiğimiz için elbette. Ben gidemedim cenazesine, turnedeydim. Gülse de anlatmış neden gidemediğini. Ama Gülse neredeyse bu erken ölümün sorumlusu ilan edilecek” dedi.
Ayrıca sosyal medyadaki tuhaf paylaşımlara da tepki gösterdi: “Bu arada ne saçma şeyler yazmış insanlar. Hatta dangalağın birine göre; ben salak bir solcu, Kürtçü vs olduğum için çağırmıyormuşum kahve içmeye Vural’ı. Vural’ın dünya görüşünü yeni öğrendim arkadaşlar. Bu konu da hiç konuşmadık bile. Kimse bilmediği konularda ahkam kesip saçmalamasın bence. Bu her şeyden önce erken kaybettiğimiz arkadaşımızın anısına saygısızlık.”
Vural Çelik’in kız kardeşi Kadriye Çelik, ailesi adına Gülse Birsel’e yazılı bir açıklamayla cevap verdi:
-“Kamuoyunun dikkatine,
-Hayatımızın en zor dönemlerinden birini yaşıyoruz. Çok sevgili ağabeyim Vural Çelik aramızdan ayrıldı ve derin bir acı bıraktı. Onun sıcak gülümsemesi, sevgi dolu yüreği ve hayatımıza kattığı güzellikler her zaman hatırlanacak.
-Unutmayalım ki, ağabeyim yaşamı boyunca birçok insanın kalbinde iz bıraktı. Bizlere öğrettiği değerleri, paylaştığı anıları ve verdiği sevgiyi asla unutmayacağız. Bu zor günlerde, birbirimize destek olmanın ve onun hatırasını yaşatmanın en önemli şey olduğunu biliyoruz.
-Çelik ailesi olarak acımız henüz çok tazeyken Gülse Birsel’in haddini aşan açıklamalarına üzülerek tanık olduk. Ağabeyim hakkında yapılan bu tür yorumların, savunma fırsatımız olmadan yapılmasının ne kadar yerinde olduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
-Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir insanın kalemi yetenekli olabilir; ancak bu, onun iyi bir insan olduğu anlamına gelmez. Ağabeyim, insanları mutlu etmeyi ve onları güldürmeyi çok seven, gördüğü her tebessümle mutlu olan bir insandı. Bu onun en büyük zenginliğiydi.
-Ağabeyim hayatı boyunca görme engelli bir anneye, bir kız kardeşe ve iki yeğene bakan, hayat mücadelesi veren, ekmeğinin peşinde koşarken kimseye boyun eğmeyen biriydi. Onuruyla yaşadı ve onuruyla aramızdan ayrıldı.
-Çelik ailesi olarak Gülse Birsel’e tavsiyemiz; ağabeyimin mezarına gidip helallik istemesidir. Bu, belki de bu zor günlerde bir nebze olsun kalplerimize su serper. Ağabeyim yüce gönüllüdür, umarız affeder…
-Başımız sağ olsun, acımız paylaşıldıkça azalacak. Çelik Ailesi”