Haberiniz var mı? Son 21 yılda bir ürünün ithalatına 25 milyar dolar ödedik
2025 yılı Cumhurbaşkanlığı programına göre tarım sektörünün GSYH içindeki payının 2002'de %10,2 iken 2024 sonunda %5,2’ye düşmesi öngörülüyor. 2002’de tarımda çalışanların istihdamdaki payı %34,9'dan 2024’ün ilk yarısında %14,7’ye gerilemiş durumda.
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan “2025 yılı cumhurbaşkanlığı yıllık programı” Resmî Gazete’de yayımlandı. Tarımsal üretim açısından önemli değerlendirmeler ve kararlar içeren program sektörün mevcut durumuna ve beklentilere dair çeşitli bilgiler sunuyor.
Programda tarım sektörünün 2023 yılında %0,2 büyüme kaydettiği belirtiliyor ve 2024’te %2,0, 2025’te ise %2,5 oranında büyüme beklendiği ifade ediliyor. Ancak bu büyüme oranları Türkiye ekonomisinin genel büyüme hedefleri olan 2024 için %3,5 ve 2025 için %4,5 seviyelerinin altında kalıyor. Tarım sektörünün gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payının 2002’de %10,2 iken 2023’te %6,2’ye, 2024 sonunda ise %5,2’ye düşmesi öngörülüyor.
Tarım sektöründe istihdam edilenlerin oranında da benzer bir düşüş göze çarpıyor. 2002’de tarım sektöründe çalışanların toplam istihdam içindeki payı %34,9 iken, bu oran 2023’te %14,8’e, 2024’ün ilk yarısında ise %14,7’ye gerilemiş durumda.
Tarım ve gıda dış ticareti açısından bakıldığında 2023’te ihracatın 27,2 milyar dolar, ithalatın ise 21,8 milyar dolar olarak gerçekleştiği belirtiliyor. 2024’ün ilk sekiz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %10 artarak 18 milyar dolara ulaşırken, ithalat %18 azalarak 13 milyar dolara geriledi. Bu durum Türkiye’nin tarımsal dışa bağımlılığının azaldığını gösteriyor ancak ithalat yasaklarının da bu tabloda etkili olduğunu unutmamak gerekiyor.
Tarım programında öne çıkan politikalar arasında planlı ve sözleşmeli üretim, atıl tarım arazilerinin üretime kazandırılması, kenevir yetiştiriciliği ve tarımsal amaçlı örgütlerin derecelendirilmesi gibi konulara yönelik kanun ve yönetmelik çalışmaları yer alıyor.
2023 yılı itibariyle Türkiye’de 24 milyon hektar tarım arazisinin 16,7 milyon hektarı ekili alan, 2,8 milyon hektarı nadas, 712 bin hektarı sebze bahçesi, 3,7 milyon hektarı ise meyve, bağcılık ve zeytin alanlarından oluşuyor. 2024’te toplulaştırılan 9,9 milyon hektar alanın 7,6 milyon hektarında tescilin tamamlanması bekleniyor. 2025 yılı hedefi ise 456 bin hektar alanın toplulaştırılması ve 464 bin hektarda tescil işlemlerinin bitirilmesi.
Suyun önemi giderek artarken tarım arazilerinin 2024 sonunda 7,2 milyon hektarının sulamaya açılması, 2025’te bu rakamın 7,32 milyon hektara çıkarılması hedefleniyor. Bitkisel üretim tarafında 2024’te tahıl ve diğer ürünlerde %5,2 oranında bir azalma, sebzelerde %6,0, meyve ve baharat bitkilerinde %3,5 oranında bir artış öngörülüyor.
Hayvancılıkta ise 2023’te başlayan canlı hayvan ithalatının 2024 yılında da artarak süreceği belirtiliyor. Fakat büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısında herhangi bir beklenti tahmini yapılmamış. Aynı şekilde süt, yumurta, kırmızı ve tavuk eti üretimi için de bir öngörüye yer verilmemiş. Su ürünleri sektörü ise büyümeye devam ediyor ve ülke adına olumlu bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Gelelim çiftçilere verilecek desteklere…
2024 yılı için planlanan 91,5 milyar TL’lik destek, 2025’te %47,5 artışla 135 milyar TL’ye çıkıyor. Bu artış oranı oldukça büyük görünse de GSYH’nin %0,22’sine denk gelen bu destek çiftçilerin kanunen alması gereken desteğin ancak beşte birini karşılıyor. Yani desteklerin artırılması yeterli değil.
Yeni destekleme modelinde mazot ve gübre desteklerinin birleştirilmişti. Mazot desteği %25 artışla 20 milyar 77 milyon TL’ye, gübre desteği ise %66,8 artışla 8 milyar 281 milyon TL’ye yükseltiliyor. Ancak kur artışının %26 olarak öngörüldüğü bir ortamda verilen mazot desteğinin yeterli olup olmadığı tartışmalı. Aynı durum gübre için de geçerli. Çünkü kimyasal gübre sektöründe destekler hiç zam almazsa toplam maliyetin ancak onda birini karşılayacak seviyede.
Özetle, destekler artırılmış olsa da çiftçilerin 2025 yılında da işlerinin kolay olmayacağı anlaşılıyor. Umuyorum ki yanılırım ancak mevcut tablo çiftçiyi zorlu bir yılın beklediğini gösteriyor.
20 Kasım 2024 - TÜSEDAD ve USK verileri çatışıyor: Çiğ sütte kimin hesabı doğru?
17 Kasım 2024 - Mütevazı sofraların vazgeçilmezi tavuk ve yumurta artık lüks mü olacak?
15 Kasım 2024 - Süt üreticileri deli para kazanıyor (!)
13 Kasım 2024 - Ekim ayında yağış azaldı, tarımsal üretim için tehlike çanları çalıyor