CHP lideri Özel ile Yılmaz Özdil’in ‘Bidon kafa’ kavgasında yüksek gerilim
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'e uygulanan gözaltı prosedürünü açıklarken "Fethullah Gülen hayatta olsa gelir omzunuzdan öper, 'bu kadarını biz bile yapmazdık' der" ifadesini kullandı.
İstanbul’da Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in “PKK/KCK terör örgütünün mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesiyle ilgili soruşturmalar kapsamında” gözaltına alınıp tutuklanmasıyla siyaset sahnesi bir anda alev aldı.
DEM Parti’yle sağlanan ‘kent uzlaşısı’ kapsamında aday gösterilen Özer ana muhalefetin 31 Mart 2024’te İstanbul başta olmak üzere Türkiye genelinde haritayı kırmızıya boyadığı yerel seçimlerde yüzde 49.05 oy alarak megakentin en kalabalık ilçesinde seçimi birinci bitirmişti. Esenyurt’un nüfusu 891 bin kişi. Bu haliyle çoğu şehirden daha kalabalık.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sert mesajları sürerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kendisine yönelik “iftira içeren asılsız ithamlarda bulundukları” iddiasıyla ikiliye bir milyon liralık manevi tazminat davası hakaret davası açmış durumda.
Özel, 2 Kasım’da CHP TBMM Grubu Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı düzenledi.
İktidarın Ahmet Özer’in tutuklanmasına gerekçe olarak bir dergi, bir taslak kitabını gösterdiğini anlatan Özgür Özel, “10 yıl geride terörist arayacak olursan AK Parti’de grup kuracak milletvekili kalmaz, sayıları 20’nin altına düşer. 10 yıl önce Fethullah Gülen’e terörist diyen var mıydı? ” diye sordu.
Özer’in bir gece vakti evine gelindiğini, eşini duvara ittirerek yatak odasından gözaltına alındığını açıklayan Özel, “Bu prosedür girilen evde canlı bomba varsa yapılırmış. Fethullah Gülen hayatta olsa gelir omzunuzdan öper, ‘bu kadarını biz bile yapmazdık’ der” ifadesini kullandı.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’ın Meclis kürsüsünde konuşturulmasını ve örgütün lağvedildiğini açıklamasını teklif ettiğini hatırlatarak “Bebek katili’ dediğiniz kişiyi al-ver ilişkisiyle Meclis’e getirmek değildir mesele. CHP, Kürtlere de bu devletin kendi devleti olduğunu hissettirmenin demokratik bir siyasetle olacağını söyleyen bir partidir” dedi.
Özel’in tazminat davasına yanıtıysa şöyle oldu: “Dün 1 milyondu bugün açsınlar 10 milyonluk tazminat davası umurumuzda değil vız gelir tırıs gider.”
Başsavcılığın açıklamasında belediye başkanının 10 yıldır izlendiği, terör örgütüyle ilintili suç kaydı olan 694 kişiyle irtibata geçtiği, bunların başında PKK’nın Avrupa’daki yöneticilerinden KONGRA-GEL Eş Başkanı Remzi Kartal’ın yer aldığı ileri sürüldü.
Kartal 28 Ekim 2015’ten bu yana İçişleri Bakanlığı’nın ‘en çok aranan teröristler’ listesinde kırmızı kategoride ve savcılığa göre Özer onunla farklı zamanlarda 14 kez görüşmüş.
Özer ise hakimlikte suçlamaları reddetti ve ilçeye kayyım atanabilmesi için gözaltına alındığını söyledi.
Kartal’la aynı aşiretten olduklarını, dolayısıyla bunun suç olamayacağı yanıtını verdi. Banka hesabına yapılan bir transfere açıklık getirirken bu paranın kiracısı tarafından gönderildiğini ve menşeini bilemeyeceğini söyledi.
40 yıldır akademisyen ve profesör olarak devletin çeşitli kademelerinde görev yaptığını ve 10 yıldır da CHP’li olduğunu belirterek “Hukukun, adaletin düzgün işlenmesi gerekir” diye ekledi.
“Esenyurt Belediye Başkanı olduktan sonra iki kişiden birinin oyunu alarak, ki çok büyük bir ilçedir, yedi aydır başarılı şekilde belediye başkanlığı yapıyorum, siyasi bir yönelim yapılıyor, halk iradesi gasp ediliyor, böyle bir durum kabul edilemez, İstanbul’da düzeni bozma yönünde insanlarda infial yaratma amacıyla yapılmaktadır, hem beledi açıdan hem siyasi açıdan sonuçlar doğuracaktır. Dosyadan anlaşılacağı üzere hiçbir belgeye dayanmayan iddialar ile suçlanıyorum.
Örneğin 40 civarında kitap yazmış bir yazarım, bunların bir kısmı bölgesel kalkınmayla ilgili, bir kısmı roman, bir kısmı Kürt meselesiyle ilgilidir. 200 civarında ulusal makalem ve 300 civarında bildirim yayınlanmıştır. Türkiye’nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulmuş kişiyim, hal böyleyken 2002 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ve suçlaması yapılıyor. Yazarım, herkes okuyabilir görüş dercedebilir, orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır?”