İsrailli bakan ‘Erdoğan Hamas’ın terör hücrelerine para ve silah veriyor’ dedi, Dışişleri yalanladı: İftira
Savaştan önce Batı Şeria'da her şey güllük gülistanlık değildi ama yine de ihracat olumsuzluklara rağmen sürüyordu. 100 bin Filistinli İsrail'e yasal yollarla girip çalışıyordu. Şimdi bu sistem tümüyle bozulmuş durumda. Batı Şeria ekonomisi çöküyor.
Gazze’deki savaşın sadece Gazze’den ibaret olmadığı son bir yılda birçok olayla netleşti. İran ve İsrail birçok kez karşı karşıya geldi. Gazze’deki baskının bir benzeri Batı Şeria’da da uygulanıyor. İşin bir de ekonomik boyutu var. Örneğin Nablus Sabun Şirketi savaş öncesi 70 ülkeden alıcısı olan ve Batı Şeria’nın yerel ekonomisinin belkemiğini oluşturan bir aile şirketiydi. Ama şimdi Gazze savaşıyla bu şirketin geleceği de elinden kayıp gidiyor.
İsrail’in Batı Şeria’ya uyguladığı hareket kısıtlamaları nedeniyle şirketin üretim maliyetleri yüzde 20’den fazla arttı, ihracat ise yüzde 30 düştü. Yıllık toplam gelir yaklaşık beş milyon dolardan bir milyon doların altına geriledi. Savaştan önce 28 olan personel sayısı da sekize düştü. Ayrıca şirket meşhur sabunlarında kullandığı zeytinyağını daha az satın alıyor.
Filistinli işletme sahipleri malzeme ithalatı ve ürün sevkiyatı zorlaştıkça iş yapma maliyetinin arttığını söylüyor. İşsizliğin artması da yerel tüketicilere zarar veriyor. Önemli bir dış gelir kaynağı olan turizmde de keskin bir düşüş var. Sabun şirketinin sahibi Mücteba Beleh Amerikan gazetesi Wall Street Journal’a “Sadece acı çekmiyoruz, hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bırakın yılı, olması gerektiği gibi saat bazında bile plan yapamıyoruz” diyor.
Üst düzey ABD’li yetkililer İsrail hükümetine gönderdikleri mektuplarda Gazze’deki durumun Batı Şeria’daki ekonomiyi daha fazla tehdit edebileceğini ve bunun da Ortadoğu’daki istikrarsızlığı artırabileceğini söylüyor.
İsrail’in finans sisteminden kopma riski de var. Filistin ve İsrail bankaları arasında bağlantının sağlanmasına izin veren muafiyetin süresi geçen perşembe dolmak üzereydi. Bu da yıllık 13 milyar dolar değerindeki ticaret hacmini destekleyen bağlantının kesintiye uğraması anlamına geliyordu. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich Filistin bankalarının terörizmi finanse ettiğini savunmakla birlikte son anda muafiyeti bir ay daha uzattı.
ABD şimdi bu muafiyetin en az bir yıl uzatılması için baskı yapıyor. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve Hazine Bakanı Janet Yellen muafiyeti uzatma süresinin kısalığı nedeniyle 30 Kasım’a kadar yeni bir kriz çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu söylüyor.
Gazze’de çatışmalar başlamadan önce Batı Şeria’nın ekonomisi nispeten istikrarlıydı. İsrail ve Ürdün limanlarına erişim savaş öncesinde de sorunluydu ama yine de bu yerler Filistinli işletmeler için dış dünyaya açılan kapılardı. Beytüllahim ve Eriha’daki tarihi yerlerin turizme açılmış olması da Filistinliler için bir avantajdı. 100 bini aşkın Filistinli çalışmak için yasal yollarla İsrail’e giriş yapıyor, işsizliğin düşük olması Batı Şeria sakinlerinin harcama yapmasını sağlıyordu.
43 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Gazze savaşından sonra tüm bunlar değişti. Batı Şeria’ya hareket kısıtlılığı getirildi, İsrail’de yasal olarak çalışan 100 binden fazla Filistinlinin izni iptal edildi ve neredeyse her gün baskına uğrayan bölgede 700’den fazla Filistinli öldürüldü. Sonuç: Filistinli yetkililere ve ekonomik analizlere göre Filistin’deki tüm önemli ekonomi sektörleri küçülüyor. Filistin Merkezi İstatistik Bürosu’na göre Batı Şeria’daki işsizlik oranı savaş öncesi seviyelerin iki katına çıktı; bir yıl önce yaklaşık yüzde 13’ken bu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 31’e yükseldi.
Batı Şeria’daki istihdamın yaklaşık yüzde 20’sini oluşturan kamu sektörü de zor durumda. Dünya Bankası’na göre Filistin Yönetimi’nin bu yıl iki milyar dolarlık bütçe açığıyla karşı karşıya kalması bekleniyor. Batı Şeria’nın Ekonomi Bakanı Muhammed Alamur maaşları ödeyebilmek için kredi aldıklarını söylüyor.
Bankacılık sistemindeki belirsizlik özel sektörde belirsizlik kaynağı olmayı sürdürüyor. Nablus’ta bulunan ve ağırlıklı olarak Filistin ve Ürdün pazarlarına çalışan dondurma üreticisi El Arz birçok gıda malzemesini dünya geneline ithal ediyor. Şirket para transferlerinde Filistin-İsrail bankacılık sistemine güveniyor. El Arz’ın CEO’su Zahi Anabtawi ticarete devam edebilmek için müşterilerinin bankacılık sistemindeki muafiyetin uzayıp uzamayacağını görmek istediğini söylüyor.
İsrail’in Batı Şeria’ya uyguladığı hareket kısıtlılığı özellikle bu dondurma üreticisini zorluyor. Ürünün soğuk kalması gerekiyor ve malzemelerin son kullanma tarihi çabuk geçiyor. Fabrikanın yöneticisi askerlerin bazen arama yaparken tüm ürünleri kamyonlardan indirip dışarıda güneşin altında bıraktığını söylüyor. Şirketin yüzlerce çalışanı Batı Şeria’nın dört bir yanından geliyor ama yolların zaman zaman kapatılması ve yerleşimci şiddeti dalgaları arasında fabrikada uyumak zorunda kalıyorlar.
Eskiden İsrail’de çalışan Batı Şerialılar şimdi sokaklarda dolaşarak iş arıyor. Bir zamanlar canlı olan ticari bölgelerse şimdi sessiz. Bölge sakinleri dilenen gençlerin sayısının arttığını söylüyor. Oysa savaştan önce bunların sayısı çok daha düşükmüş.