İsveç onayının etkisi: Kanada Türkiye’ye İHA malzemeleri satışını yeniden başlatıyor
OECD'nin yaşam memnuniyeti araştırmasına göre Türkiye gençlerin okula aç gitmesi ve "ne işte ne eğitimde" olmalarıyla lider. Gelir eşitsizliğinde de durum iyi değil.
Ekonomi gazetesinden Şeyda Uyanık’ın haberine göre üye ülkelerde sosyoekonomik gelişmeleri sergileyen araştırma insanların hayatlarının daha iyiye gidip gitmediğini ve ilerlemenin sürdürülebilir, kapsayıcı olup olmadığını değerlendiriyor. Altıncısı yayımlanan verilerde ülkelerin mevcut refah seviyeleri, eşitsizlikler ve gelecekteki refah beklentileri için 80’den fazla göstergeden en son elde edilenler görülüyor. Kovid-19 salgınını sonrasında dünyada yaşanan geçim maliyeti krizinin etkisini anlamak amacıyla 2019’dan bu yana yaşanan gelişmeleri karşılaştıran verilerde Türkiye’nin yeri dikkat çekiyor. Türkiye ile ilgi çeşitli konularda ilginç veriler göze çarpıyor:
2010 yılından bu yana gelir eşitsizliğini azaltmadaki gelişmenin OECD ülkeleri genelinde 2019 sonrasında durakladığı görülüyor. Gelir dağılımının en üst yüzde 20’sinin ortalama (eşdeğer) hanehalkı kullanılabilir gelirinin en alt yüzde 20’sinin ortalama gelirine oranı, yani en yüksek yüzde 20’lik gelir grubuyla en düşük yüzde 20’lik gelir grubunun karşılaştırmasında Türkiye’de önemli bir değişiklik yok. Ancak Türkiye gelir eşitsizliği en yüksek ülkeler arasında yer alıyor.
Meksika bu konuda 2010 yılından sonra önemli bir gelişme kat ederken, Estonya ve Almanya’da gelir adaletindeki bozulma en 2019-2022 arasında en yüksek seviyede olurken Türkiye de bu ülkelerin ardından üçüncü sırada.
Türkiye reel ücretlerin en düşük kaldığı ülkeler arasında bulunuyor
Yıllık reel ücretler 2019’dan bu yana OECD ülkelerinin yaklaşık üçte birinde artarken yaklaşık beşte birinde azalma gösteriyor. Tam zamanlı çalışan kişi başına ortalama yıllık reel brüt ücretlerin satınalma gücü paritesine (SGP) göre dolar üzerinden değişimlerinde Türkiye 2010 sonrasında yükseliş gösterse de en düşük kalan ülkelerin içinde yer alıyor. Tabloda SGP’ne (PPP) göre reel ücretlerin en düşük olduğu ülke Meksika olurken 2019-2022 arasında en büyük iyileşme ABD’de, en çok kötüleşme de Çek Cumhuriyeti’nde görülüyor.
Konut maliyetleri düşük bütçenin büyük bölümünü yutuyor
OECD’ye göre düşük gelirli haneler gelirlerinin büyük bir kısmını konut harcamasına ayırdığından bu alandaki değişimlere karşı savunmasız kalıyor. Gıda, sağlık ve eğitim gibi diğer temel mal ve hizmetlere harcamaları sınırlayan konut harcamalarında OECD ülkeleri genelinde 2022’de gelir dağılımının en alttaki yüzde 40’lık gelir grubunun neredeyse beşte biri harcanabilir gelirlerinin yüzde 40’ından fazlasını konuta (kira ve ipotek maliyetlerine) harcadı. “Konut maliyeti aşırı yükü” OECD ortalamasında 2010 ile 2019 arasında sınırlı iyileşirken 2019-2022 arasında tersine döndü. Düşük gelirli hanelerin yaklaşık yüzde 20’si 2022’de konut maliyetleri nedeniyle aşırı yüklenirken Türkiye’de de 2010’dan 2019’a görünüm kötüleşti ve 2022’de de iyileşme göstermedi.
Geçim derdi Türkiye’de son dört yılda çok arttı
OECD ülkelerinde finansal zorlukları olan kişilerin payında orta vadede güçlü düşüşler görülüyor. Ancak ilerlemenin son yıllarda bunun durduğu da göze çarpıyor. Türkiye için tablo daha farklı. Geçimini sağlamakta zorluk çeken veya çok zorluk çeken kişilerin yüzdesine bakıldığında Türkiye’de 2010’dan 2019’a iyileşme görülürken 2023’e dek yeniden kötüleşiyor ve son dört yılda geçimini sağlamakta zorlananların en çok arttığı ülkelerde Türkiye başı çekiyor.
Türkiye aç kalan gençlerin yüzdesi en yüksek ülke
2022’de OECD ülkelerindeki 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 8’i geçmiş 30 gün içinde yiyecek satın almak için yeterli parası olmadığı için haftada en az bir gün yemek yemediğini söyledi. Gıda güvensizliği, öğrencilerin yalnızca fiziksel sağlıklarını değil, okul performanslarını, eğitim fırsatlarını ve genel yaşam kalitelerini de olumsuz etkiliyor.
Yeterli parası olmadığı için son 30 gün içinde haftada en az bir gün yemek yemediğini bildiren 15 yaşındaki öğrencilerin yüzdesinde Türkiye ilk sırada ve neredeyse beş öğrenciden biri aç kaldığını belirtiyor.
Ne işte ne de eğitimde olan genç oranı Türkiye’de en yüksek
10 yıllık bir düşüşün ardından istihdam, eğitim veya öğretimde olmayan gençlerin oranı OECD ülkelerinin beşte birinde artarken “istihdam, eğitim veya öğretimde olmayan gençlerin (15-24 yaş) yüzdesi (NEET)” Türkiye’de en yüksek oranda. Son dört yılda da bu durumun değişim göstermediği görülüyor.
Türklerde yaşam memnuniyeti azalıyor
OECD’de ortalama yaşam memnuniyeti 0’dan (hiç memnun değil) 10’a (tamamen memnun) kadar bir skalada 2013 ile 2018 arasında iyileşirken Kovid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana ilerlemenin durduğu görülüyor. 2018’den bu yana yaşam memnuniyeti 12 OECD ülkesinde sabit kalırken 11’inde kötüleşti ve altı ülkede iyileşme gösterdi. Türkiye memnuniyetin en düşük olduğu ülkelerin başında gelirken kötüleşmeye de devam ediyor.
Türkiye son yıllarda endişenin en çok arttığı ülke oldu
2022-23’te OECD nüfusunun yüzde 36’sı çok fazla endişe yaşadığını bildirdi. Endişe duyguları son on yılda olumsuz bir trendde olurken 2008-10 ile 2017-19 arasında çok fazla endişe yaşayan nüfusun payı OECD ortalaması için arttı. Bu ortalama eğilim 2017-19 ile 2022-23 arasında devam etti. Türkiye endişe duygusunun son yıllarda en çok arttığı ülke.
Birbirimize güvenmiyoruz
2023’te 18 OECD ülkesinde diğer insanlara duyulan ortalama güven esasen 2013 ve 2018 değerlerinde kaldı. 2023’te ortalama kişilerarası güven puanı için OECD ortalaması 0’dan (kimseye güvenmezsiniz) 10’a (çoğu insana güvenilebilir) kadar bir ölçekte 6,1’di.
Türkiye’de güven duygusunun 2018 yıllarında en düşük seviyelere indiği görülürken OECD ülkeleri içinde en düşük seviyede olmasına karşın son 4-5 yılda en büyük iyileşmeyi gösterdiği de dikkatlerden kaçmıyor.
Yöneticilere güvenme konusunda kararsızız
Pandemi öncesi seviyelerle karşılaştırıldığında hükümete güven OECD ülkelerinin üçte birinde iyileşirken diğer üçte birinde azaldı. Türkiye’de 2017-2019 aralığında güven duygusu artarken 2022-23 yıllarında yeniden geriliyor.
Türkiye yolsuzluk algısında en düşük puanlılar arasında
Son yıllarda OECD ülkeleri genelinde kamu sektörü yolsuzluğuna ilişkin algılarda çok az ilerleme kaydedilirken Transparency International’ın Yolsuzluk Algısı Endeksi’ndeki uzmanların ve iş insanlarının değerlendirmelerine göre 2023’te kamu sektöründe algılanan yolsuzluğun OECD ortalama seviyesi 0’dan (çok yolsuzluk) 100’e (yolsuzluğun tamamen yokluğu) kadar bir ölçekte 66 oldu. 2019-23 döneminde hiçbir OECD ülkesi algılanan kamu sektörü bütünlüğünü önemli ölçüde iyileştirmeyi başaramadı. Türkiye de bu tabloda sürekli gerileme göstermesi ve en düşük puanlı ülkeler arasında yer almasıyla dikkat çekiyor.