Demokrasiye geçtikten sonra İspanya ekonomisi nasıl kanatlanmıştı?
Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Fatih Altaylı'nın 'Türkiye’de olsan Nobel alabilir miydin' sorusuna 'Alamazdım çünkü Türk üniversiteleri özgür değil. Bir bilim insanına ne yapması gerektiğini söylerseniz o bilim insanı Nobel falan alamaz' yanıtını verdi.
BrandWeek Zirvesi’nde konuşma yapmak için Türkiye’ye gelen Massachusetts Institute of Economy (MIT) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu Fatih Altaylı’ya da konuştu. Bu yılki Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Acemoğlu Altaylı’nın “Aynı eğitim, aynı bilgi düzeyi, aynı Daron olarak Türkiye’de çalışıyor olsaydın Nobel alabilir miydin” sorusuna “Alamazdım çünkü Türk üniversiteleri özgür değil. Bir bilim insanına ne yapması gerektiğini söylerseniz o bilim insanı Nobel falan alamaz” şeklinde cevap verdi.
Altaylı “Karşımda Nobelli bir ekonomist oturunca tabii ki en önemli soruyu sormam kaçınılmaz. Türk ekonomisinin en önemli sorunu ne” diye sorunca Acemoğlu’nun hiç tereddüt etmeden şöyle yanıt verdiğini söyledi:
“Bir, yargı. Güvenilir, saygı duyulur bir yargı düzeni kurulması şart. Bu olmadan olmaz. Buna paralel olarak eğitim sistemini elden geçirmek gerek. Rekabete açık, özgür düşünmeye programlanmış, yapay zekayı doğru kullanmayı bilen, yeniliklere açık ve yeniden söyleyeyim özgür düşünceli bir eğitim sistemi oluşturmadan Türk ekonomisinin kalıcı biçimde düzelmesi mümkün değildir. Hep kurumlara vurgu yapıyorum. Bu kurumların başında yargı kurumları ve eğitim kurumları gelir. Bu iki kurumu sağlıklı olmayan ülkeler ekonomilerini kalıcı biçimde düzeltemezler.”
Altaylı, Acemoğlu’nun ABD seçim sonuçlarına yönelik değerlendirmelerini ise şöyle anlattı:
“Trump’ın seçim zaferiyle ilgili çok da iyimser değildi ve sonucu, zenginleşmenin nimetlerinin eşit dağıtılamıyor olmasına ve refahın paylaşımındaki adaletsizliğe bağlıyordu. Ekonomik büyüme ve gelir artışı eşit dağılmıyor ve bu, artık demokrasilerin en büyük açmazı haline geldi. Ama diğer sistemler daha kötü, demokrasi bunu sağlayabilmek için en azından bir şans veriyor. Başka yönetim biçimlerinde bu şans da yok” diyerek bulabildiğimiz en iyi yöntemin hâlâ demokrasi olduğuna inancını tekrarladı.”
Acemoğlu’nun daha önce makalelerinde de değindiği teknoloji şirketlerinin büyümesine yönelik yorumu da “dünyayı tehdit eden en önemli tehlike ise aşırı derecede güçlü hale gelmiş olmaları.” Acemoğlu Apple, Meta, Alphabet, Microsoft ve hatta Nvidia gibi şirketlerin mali büyüklükleri ve ellerindeki data büyüklüğü nedeniyle artık insanlık için bir tehdit boyutuna ulaştıklarını, demokrasiyi tehdit eder hale geldiklerini ve özgür iradeyi ortadan kaldırabilecek güce ulaştıklarını düşünüyor.