Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda yer alacak proje belirlendi. 48 projeyi değerlendiren kurul Ceren Erdem ve Bilge Kalfa’nın küratörlüğünü üstlendiği “Yerebasan” başlıklı projede karar kıldı.
İKSV’nin koordinasyonunu üstlendiği Venedik Bienali 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu’nda yer alacak proje iki aşamalı açık çağrı sonucunda belirlendi. Seçici Kurul gelen 48 başvuruyu değerlendirerek Ceren Erdem ve Bilge Kalfa’nın küratörlüğünü üstlendiği ‘Yerebasan’ başlıklı projeyi seçti. Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu 10 Mayıs 2025’te ziyarete açılıp 23 Kasım 2025’e kadar da açık kalacak.
Seçici Kurul’da Melike Altınışık, N. Müge Cengizkan, Prof. Dr. Zeynep Çelik, Oral Göktaş ve Dr. Sait Ali Köknar yer aldı. Kurul üyeleri ikinci aşamada değerlendirilmek üzere davet gönderilen, her biri farklı içerik ve tasarım önerileriyle dikkat çeken üç proje arasından ‘Yerebasan’ı ekolojik ve kültürel belleğin taşıyıcısı olan toprağı bir ekosistem, doğal bir zekâ formu, yaşayan bir arşiv ve destekleyici bir model olarak ele alarak daha düşünceli ve kritik bir mimari yaklaşımı teşvik etmesi açısından değerli buldu.
Seçici kurul projeyi çoğunlukla Türkiye’den geleceğe dair umutları açığa çıkarmaya rehberlik eden yenilikçi bir araştırma önermesi, derinlikli sanatçı bakışlarını disiplinlerarası bir yaklaşımla harmanlayarak sözünü çeşitlendirmesi, küresel bilgiye katkıda bulunması ve eleştirel düşünceyi tetikleme gücüne sahip olması nedeniyle seçtiklerini açıkladı.
‘Yerebasan’ toprağın yaşam, hafıza ve bilginin kaynağı olma özelliklerine vurgu yaparak geçmişle gelecek arasında bir bağ kuracak. Sergi duyusal deneyimler, bilimsel dokümantasyonla mimarlık ve sanat eserlerini bir araya getirecek. Küratörler genellikle durağan olarak algılanan ve göz ardı edilen toprağın geçmiş medeniyetler, ekolojik sistemler ve doğayla uyum içinde yaşama olanakları hakkında hayati bilgileri barındırdığını hatırlatmaya odaklanacak. Yerebasan toprağın altındaki ve üstündeki yaşamı denk şekilde önemseyecek, toprağın kullanıldığı yerel ve geleneksel inşa biçimleriyle yeni araştırmaları birleştiren gelecek tahayyülleri ortaya koyacak.
İstanbul’da yaşayan ve uluslararası pek çok sergi ve yayında görev alan Ceren Erdem’in küratörlüğünü üstlendiği seçili sergiler arasında Teyel, İlizarov, Depo İstanbul (2023); Başka Her Şey Uzak, Dirimart (2021); Ad İnfinitum, Dirimart (2019); Ayna (2017); Inverse Greyscale, Pasinger Fabrik, Münih (2016); İstanbul, Tutku, Neşe, Öfke, Fondazione MAXXI, Roma (2016); Water Knows All My Secrets, Pratt Manhattan Gallery (2015) ve Private Matters, apexart, New York (2014) yer alıyor.
Küratör Ceren Erdem ayrıca Dirimart, İstanbul; Tina Kim Gallery, New York; British Council Türkiye, İstanbul ve İstanbul Bienali’nde tam zamanlı görev aldı. Erdem’in Columbia Üniversitesi Modern Sanat: Eleştirel ve Küratöryel Çalışmalar Programı’ndan ve Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar-Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden yüksek lisans derecesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nden lisans derecesi bulunuyor.
Berlin’de yaşayan mimar Bilge Kalfa Berlin International University’de stüdyo yürütücüsü ve Bilge Kalfa Architecture’ın kurucusu. Kalfa’nın uzmanlık alanı, doğal ve döngüsel malzemeleri odağına alıyor; tüm mimari ve iç tasarım aşamalarını, aynı zamanda mobilya tasarımını kapsıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden lisans ve yüksek lisans dereceleri ile mezun olan Kalfa, aynı zamanda kadın tasarımcılardan oluşan kilim şirketi The Keep’in de ortaklarından. 2010 yılında imkanmekan adlı grup projesiyle ulusal bir mimarlık ödülü alan Kalfa, eski iş ortağıyla birlikte Moda Sahnesi ve Boğaziçi Üniversitesi Demir Demirgil Tiyatro Salonu gibi çok sayıda projeyi tamamladı ve çeşitli ödüller kazandı. Tasarım yaklaşımını, “yaşamın bütünselliğinin farkında olmaya çabalamak” olarak özetliyor.