28 yıl önceki Diyarbakır Cezaevi katliamı cezasız kaldı: Dava gitti geldi, gitti geldi ve zaman aşımından düştü
Narin Güran cinayetine ilişkin davanın ikinci duruşmasına anne Yüksel'in 'Bari kızımın mezarı olsun' sözlerine ilişkin sorgu damga vurdu. Ceset bulunduktan sonra köyde kavga çıktığı da kesinleşti. Yoksa köyün kadınları cinayeti biliyor muydu?
Narin Güran cinayeti davasının ikinci gününde tanıklar dinlendi. Mahkeme heyeti geç saatlere kadar duruşmayı sürdürdü. Dün yapılan duruşmaya bir sanığın tanıklık yapmaktan vazgeçmesi, babanın bütün sanıkları suçlaması ve bir tanığın da Narin’in cesedinin bulunduğu gün köydeki kadınların kavga ettiğini doğrulaması damga vurdu. Yüksel Güran’ın kardeşi Yasemin Gül, Maşallah Güran’ın birilerini suçlayarak, “Boyun devrilsin, gözün kör olsun, Allah belanı versin” beddualarını ettiğini söyledi. Sanıklar kritik konuları genelde hatırlamadıklarını ileri sürdü. Duruşmaya bugün de devam edilecek.
Aile üyeleri en başından bu yana Salim Güran’ı savunuyor, Nevzat Bahtiyar’ı suçluyordu. Ancak iki gün önceki duruşmada aile üyeleri çelişkili ifadeler verdi.
Duruşmada Nevzat Bahtiyar önce susma hakkını kullanmak istedi ama sonra konuştu, tehdit edildiğini savundu ve şunları söyledi: “Yüksel ve Enes’i görmedim. Salim beni eve götürdü. Evin içinde Narin’in cansız bedeni yatıyordu. Herhangi bir ses, tartışma, kavga duymadım. Salim ve Arif’in evinde kimseyi görmedim. Narin yerde hareketsiz yatıyordu. Salim bana ‘Yüksel ile cinsel ilişkiye girdiğimizi gördüğü için öldürdüm’ dedi. Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin’in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi.”
Bu iddialar diğer sanıklar tarafından reddedildi. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.
Dün ise dört sanık ve 26 tanıklı davanın duruşmasının ikinci günüydü. Sanıklar hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. Yoğun güvenlik önlemleri altında duruşma başladı. Sanıklar ve tanıklar sırayla duruşma salonuna alındı. Önce Arif Güran, ardından Enes Güran geldi. Peşinden anne Yüksel Güran içeri girdi. Sonrasında da Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar getirildi.
Narin’in tutuksuz olan abisi Baran Güran salona çağrıldı. Baran Güran Diyarbakır Barosu’na önce vekalet vermiş ‘kim olursa olsun’ suçluların açığa çıkarılmasını istemişti. Sonra da ‘masumiyet karinesi’ gerekçesiyle vekaletini geri çekmişti ama baro davaya müşteki sıfatıyla davaya katılabiliyor. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.
Abi Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi. Mahkeme Başkanı, “Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var” dedi. Ama abi Güran tanıklık yapacağını söyledi ve Erzurum’da çalıştığını, kardeşi Muhammet’in aramasıyla Narin’in kaybolduğundan haberdar olduğunu anlattı. Eve geldiğinde caminin orada toplananları gördüğünü de belirten Baran Güran 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradığını ifade etti.
Amcasının evindeki gizli toplantı iddiasına dair soruya da yanıt veren Baran Güran “Gizli toplantı evde mi olur? ‘Bakan geliyor evi boşaltın’ diyorlardı, bakan geliyordu gizli toplantı olsa köyde olmazdı” dedi. Kadınların kavgasından haberi olmadığını söyleyen Baran Güran kadınların konuşmamasına dair soruya da herkesin gergin olduğu yönünde yanıt verdi. Hakim “‘Erkekler yaptı neden susuyorsunuz?’ diye kadınlar söylemiş” deyince de aynı yanıtı yineledi: “Herkes gergin o gerginlikle söylenmiştir.”
Daha sonra Baran Güran ‘şıh’a (‘Şeyh’ ile aynı kökenden gelen kelime Kürtçe’de tarikat önderi veya saygıdeğer kişi anlamında kullanılıyor) gittiklerini de anlattı: “Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş o gün biz kaçırılmış dedik. Şıha gidildi; ‘ölse ben bilirdim, kaçırılmış’ dedi. Biz de kaçırılmış sandık.”
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren “Biz sorgu yaparken sen dışarıdaydın” deyince Salim Güran araya girdi ve “Sen neyin peşindesin” dedi. Eren de “Baran’ın da peşinde olduğu şeyin peşindeyim” dedi. Bunlar olurken baba Arif Güran fenalaştı. Nahit Eren de “Arif bey lütfen benim neyin peşinde olduğumu söylemem lazım benim amacım; yaşamıma da neden olsa 3 çocuk babası olarak mis gibi kokan Narin’in katilinin peşindeyim. O yüzden Baran sana Adli Tıp’ta kardeşini göstermedim; o kokuyu alma diye sen de mis kokusuyla kalsın diye” dedi.
Arif Güran haykırarak Kürtçe konuşmaya başladı. Arif Güran, “Kızım katledilmiş sen ne diyorsun” diye bağırdı. Ardından duruşma salonundan çıkartıldı. Duruşmayı takip eden Güran ailesi mensupları, Nahit Eren’e tepki gösterip, “Onu istemiyoruz” dedi. Sanık avukatları da “Böyle yargılama yapılamaz” diye tepki gösterdi. Mahkeme başkanı da duruşmayı izleyen Güran ailesi fertlerinin yanına gitti ve kendilerini sakinleştirmeye çalıştı. Duruşma salonu karıştı. Mahkeme başkanı, avukatlara, “Soruyu direkt soracaksınız. Direkt sorulmazsa salondan çıkartırım” dedi.
Bunun üzerine Nahit Eren özür dileyerek sorusuna döndü:
– Sana, “Narin nereye defnedilecek farklı bir yere defnedelim” dedim. Sen bana ne dedin?
– “Ne olursa olsun kendi köyüne gömülsün ama…”
– Ben sana hatırlatayım; “Bu konuda benim ve babamın dışında kimsenin söz hakkı yoktur” demedin mi?
Baran: Dedim. Nereye çekiyorsun beni? 7 saat Adli Tıpta beklettiniz, yaralı ağabey olarak babam karar versin” dedim.
– “Kim öldürdüyse ceza alsın” dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin.
Sanık avukatları vekâlet ilişkisi gizlidir soru sorulamaz diyerek itiraz etti.
Mahkeme başkanı “Sanık avukatlarının itirazı doğru” dedi. Bunun üzerine Baran cevap vermedi.
Avukat cezaevindeki kardeşi Enes ile yaptığı kamera görüntülerini sordu.
Baran: Kamera görüntüsü çok yayıldı nerden yayıldı bilmiyorum. Kardeşime “dik dur” dedim moral vermek için. Cezaevinde olduğu için sahipsiz mi bırakalım?
Aile Bakanlığı avukatı Baran Güran’a sordu:
Avukat: Sence ne oldu?
Baran: Biz kardeşimin kaçırıldığını düşündük.
Avukat: 19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?
Baran: Benim ailem karakol görmemiştir o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler.
Avukat: Enes madde kullanıyor mu şiddet uygular mı?
Baran: Kesinlikle öyle bir şey yok.
Avukat: Kolunu ısırdı.
Baran: Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu.
Avukat: Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz mesela ailenle dost mu?
Baran: Uzun zamandır konuşmuyoruz onu biliyorduk.
Sanık avukatı soruyor:
Avukat: Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?
Baran: Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk sadece Narin’e para vermiş.
Avukat: Sence Nevzat babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?
Baran: Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi.
Hakim: Baran, “Nevzat para verdi” dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?
Baran: Normal olabilir.
Hakim: Sen, “soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi” dediğin için söylüyorum.
Baran: İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı.
Salim Güran’ın avukatı soruyor:
– Ali Rıza Güran, Bahtiyar ailesine para teklif etti mi?
Baran: Asla, asla.
Avukat: Salim Güran nasıldı?
Baran: Amcam sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu.
Avukat: Salim Güran yeğenlerini döver mi?
Baran: Asla, hiç dövmez.
Avukat: Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Enes görse ne yapardı?
Baran: Kafasına sıkardı.
Baran Güran’ın sorgusu tamamlandı.
Yenge Maşallah Güran da tanık olarak ifade verdi.
Mahkeme Başkanı Maşallah Güran’a sordu: “Kadınlar kavgası nedir?”
Maşallah Güran: “Narin’in bulunduğu gün Hülya komutan geldi, Yüksel’e haber verdi, ‘Başın sağ olsun’ dedi. Yüksel de, ‘Hani bana söz vermiştin,’ dedi. O anda çığlık attı, bayıldı. Sonra ekip onu ambulansa aldı.”
“Ben de dedim, ‘O Narin, hangi şerefsizler sana kıydı? Allah belanı versin.’ Özür diledim küfür için.”
Mahkeme Başkanı: “Burada küfür serbest, her şeyi anlat. Her şeyin herkes tarafından bilindiğini söylemişsin, beni konuşturmayın demişsin.”
Maşallah Güran: “Hayır, kesinlikle öyle demedim.”
Mahkeme Başkanı: “Erkekler sizin ağzınızı kapatmaya çalışmış.”
Maşallah Güran: “Hayır, öyle bir şey yok.”
Mahkeme Başkanı: “Salim sizi ifade için yönlendirdi mi?”
Maşallah Güran: “Hayır, kesinlikle olmadı.”
Mahkeme Başkanı: “Siz bizim eve geldi diyorsunuz ama.”
Maşallah Güran: “Narin hep bizdeydi, hep aklımdaydı. Aklıma o geldi. 17.40’ta Mina geldi…”
Mahkeme Başkanı: “Şimdi Narin’in koşarak gittiği video var. O sırada size mi geliyordu?”
Maşallah Güran: “Evet, bize geldi. Kızlarım evde değil diye camiye gitti.”
Mahkeme Başkanı: “Yani o videodan önce sizin evinize geldi. Peki, iddia makamının iddiası şu: Birsen ve Melike, Salim’in size geldiğini ve başka saat söylettiği belirtiliyor.”
Maşallah Güran: “Öyle bir şey yok, sayın hakim.”
Mahkeme Başkanı: “Kızınıza 17.40’ta söyle demiş.”
Maşallah Güran: “Bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Salim evinize geldi mi peki o gün?”
Maşallah Güran: “18.30 sıralarında geldi.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’de şüpheli bir şey sezdin mi?”
Maşallah Güran: “Her zamanki haliydi.”
Mahkeme Başkanı: “Panik ve heyecan var mıydı?”
Maşallah Güran: “Yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ı tanır mısın?”
Maşallah Güran: “Komşumuzdu.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat ve Güran ailesinin arası nasıldı?”
Maşallah Güran: “Bugüne kadar iyiydi, bu saatten sonra bizim için bittiler.”
Mahkeme Başkanı: “Niye?”
Maşallah Güran: “Şüphe ona gidiyor.”
Mahkeme Başkanı: “Şüphe Enes’e de, Salim’e de, Yüksel’e de gidiyor.”
Mahkeme Başkanı: “O kamera görüntülerini çıkarın lütfen.”
Maşallah Güran: “Çıkacak.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’la husumet yok mu?”
Maşallah Güran: “Yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ın birini öldürme ihtimali var mı?”
Maşallah Güran: “Bu ana kadar yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’in var mı?”
Maşallah Güran: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: “Enes ve Yüksel öldürür mü?”
Maşallah Güran: “İnanmıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin eviniz nerede?”
Maşallah Güran: “Köyde.”
Mahkeme Başkanı: “Neresinde?”
Maşallah Güran: “Tepenin altında.”
Mahkeme Başkanı: “Arif’in evi ile ne kadar mesafe var?”
Maşallah Güran: “Bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin evinizden Ariflerin evini görebiliyor musunuz?”
Maşallah Güran: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: “Yüksel ilk size geliyor değil mi, Narin nerede diye?”
Maşallah Güran: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “15.15-15.30 arasında Yüksel’in evinde bir hareketlilik gördün mü?”
Maşallah Güran: “Görmedim.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ın evini görebilir misin?”
Maşallah Güran: “Göremem.”
Mahkeme Başkanı: “Hareketlilik duymadın mı?”
Maşallah Güran: “Duymadım.”
Savcı, Maşallah Güran’a sordu: “Birsen, ilk beyanı ile ilgili Maşallah Güran’ın yanına geldi. Ses net duyulmuyor.”
Savcı: “Birsen’in ifadelerini soruyor.”
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Maşallah Güran’a sordu: “Salim o gün sizin evinize geldiğinde telefonla görüştü mü?”
Maşallah Güran: “Ben o sırada yukarı çıktım, geldiğimde yoktu zaten.”
Avukat: “Enes sizin eve gelip Narin’i sordu mu?”
Maşallah Güran: “Yok, ben Enes’i görmedim. Narin annesinden izin alıp benimle geç saate kadar dururdu, annesi güvenirdi.”
Avukat: “Peki, annesi size gönderdiği zaman teyit eder miydi, geldi mi vs. diye?”
Maşallah Güran: “Yok, bende olunca rahat olurdu.”
Avukat: “Narin kaybolduktan sonra bir halı yıkaması oldu mu?”
Maşallah Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı, Maşallah Güran’a sordu: “Narin size geldiğinde, Yüksel sizi arar mıydı genel olarak?”
Maşallah Güran: “Narin, annesinden izin alır, öyle gelirdi.”
Mahkeme Başkanı: “Karanlık olunca nasıl dönerdi?”
Maşallah Güran: “Ya oğlum bırakırdı ya abisi gelirdi.”
Mahkeme Başkanı, Yüksel, Enes ve Salim Güran’a seslendi: “Tanıklara soru sormak istiyor musunuz?” Enes soru sormak istedi.
Enes Güran: “Yenge, ben annemin yanındayım, beni gördün mü tepede? Muhammet de yanımdaydı.”
Maşallah Güran: “Görmedim.”
Salim Güran, Maşallah Güran’a soru sormak istedi. Ne dediği anlaşılmadı; yüksek sesle bir şey söyledi. Mahkeme Başkanı müdahale ederek, soruyu iptal etti.
Sanık avukatı, Maşallah Güran’a sordu: “Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Gazal Bahtiyar, Nevzat Bahtiyar’ın eşi, ‘Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık,’ demiş.”
Maşallah Güran: “Benim evimde böyle bir şey olmadı.”
Sanık avukatı: “Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, ‘Biz buralardan gideceğiz,’ dedi mi?”
Maşallah Güran: “Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksel’lerdeydik, Yüksel ağladı, sigara verdim. Rüya gördüm, ‘köy yanıyordu,’ dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?”
Mahkeme Başkanı araya girdi: “Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var.”
Narin’in amcasının oğlu Osman Güran da tanık olarak dinlendi. Osman Güran, olay gününü anlatarak, “Enes’le Narin kaybolduktan sonra görüştüm. Patikadan yengem, ‘Narin kayboldu’ dedi. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Kaybolduğunu anladığımız zaman Enes ile görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. Muhammed yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukardayken ‘Kolluk evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm. Markete giderken o fark etmiş, dönüş yolunda terliğin üzerine basıp geçtik. Muhammed ‘Geri gelir misin’ dedi, geldik. O eğilip terliği aldı. Muhammed kaçta terliği bulmuştu, hatırlamıyorum. Olay günü Narin’in üzerine ne olduğunu sorarken, Baran’a mesaj attık, ‘Bu onun olabilir mi?’ diye” dedi.
Daha sonra tanıklardan, Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya dinlendi. Olay gününü anlatan Muhammed Kaya, “14.00-14.30 civarında köy yollarından Mardin’in Derik ilçesine gittik. Saat 20.00’de kuzenim Devran’a haber geldi, ‘Narin kayboldu’ diye. Kuyulara baktık, köyü aradık. Terliğin bulunduğu gün, yengem aradı, ‘Araba var mı, süt alır mısın?’ dedi. Ben de ‘Var’ dedim. Markete giderken terliği gördüm. Markete gidip gelirken, çingenelerin olduğu yerde terliğin üzerine basıp ‘Geri geri gel’ dedim, öyle bulduk. Ben geçtim, gördüm. Çingenelerin olabilir diye takmadım, dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Sonra onu Hüseyin Güran’ın evine götürdüm. Sigaram bitmişti, markete gittim. Kargaşa vardı diye unuttum. Ben onun için köye götürdüm. Unuttuktan sonra Baran’a attım, Baran ‘Terlik onundur, neredesiniz’ diye sordu, ‘Ormanın oradayız’ dedim. Sonra jandarma geldi. Dayım Arif geldi, ‘Terliği ben aldım Narin’e’ dedi” diye konuştu.
Bu sırada söz alan Anne Yüksel Güran, “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim, sonra numarası farklı çıktı” dedi.
İfadesine devam eden Muhammed Kaya “Emir Dayı diye bir işçimiz vardı. ‘Telim ve cinlerim var’ diyordu, cinciydi. O tele üfleyip, yer buluyordu. Öyle kayıp şeyleri bulduğunu söylüyordu. Dicle Üniversitesi’nin oradaydı, biz de kalktık oraya gittik” diye konuştu.
Narin’in abisi M.E.G. “Evde ben, Enes abim, kardeşim E. vardı. Saat 15.00 gibi Hediye yengem geldi. Narin gittikten sonra benle Enes abim telefonda oyun oynuyorduk. Ben annemin telefonuyla oynuyordum. İki oyun oynadıktan sonra oyundan çıktık. 16.30-17.00 gibi aşağı indim. Enes Abim, Tahir Kaya oradaydı. Hediye geldiğinde hatırlamıyorum ama E. bana ‘Hediye yenge geldi, elbiseleri bırakıp gitti’ dedi. Sonra bakkala gittim, ağabeyimin yanına. Onlar oturmuştu, bir şey almadık. Tahir Kaya saman çekmek için çocukları topladı. Abim gitmedi. Ben ve kuzenim K.G. çeşmeye gittik. Sonra abim o sırada geldi. O kadar. Sonra annem ‘Kardeşini çağır, gel yemek yiyeceğiz’ dedi. Ben de ‘Tamam’ dedim. Sonra aradım, bulamadım. Annem, yengem Maşallah’a sordu ‘Narin orda mı’ diye, ‘Yok’ dediler. Sonra Hediye yengemi aradı, o da ‘Burada değil’ dedi.
Daha sonra kuzeni A.K. ifade verdi. Olay gününü anlatan A.K. “Narin’i camide gördüm. Eve geldik. Z. ile birlikte çorap dağıttık. Sonra Melek ablanın evine gittik” dedi.
Salim Güran’ın kızı G.G. de “Çarşıya gittik. Hepimiz sadece ağabeyim yoktu. 14.45’te eve geldik. Babam uzandı, sonra babam kalktı ve çıktı. 15.30 gibi çıktı, tarlaya gitti. Tarladan dönüşte eve gelmedi. Zaten Narin’in kaybolduğunu ben babama haber verdim. O zaman karanlıktı 19.45 gibiydi babamı aradığım zaman. O da tarladaydı” dedi.
Mahkeme Başkanının “HTS kayıtlarında Enes’in 15.57’de salimin evine gitmiş ve 8 dakika kalmış. Enes sizin eve geldi mi?” sorusuna G.G., “Hayır hiç gelmedi, ben de evden çıkmadım hiç” yanıtını verdi.
Tanıklardan biri de Salim Güran’ın eşi Melek Güran’dı. Yüksel Güran ile Salim Güran arasındaki cinsel ilişki iddiası nedeniyle onun ifadesinde ne anlatacağı merak ediliyordu.
Salim Güran’ın eşi Melek Güran ifade verdi:
“Eşim geldi, ‘Açım’ dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları ‘Çok güzel olmuş,’ dedi.”
Mahkeme Başkanı: “Eşiniz ne yedi?”
Melek Güran: “Kahvaltılık hazırlamıştım.”
Mahkeme Başkanı: “Kaç gibi çıktı?”
Melek Güran: “Hatırlamıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evinize başka biri geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Enes geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Siz dışarı çıktınız mı?”
Melek Güran: “Çıkmadım.”
Mahkeme Başkanı: “Kızlarınız çıktı mı?”
Melek Güran: “Hayır, onlar da evdeydi.”
Mahkeme Başkanı: “Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?”
Melek Güran: “Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?”
Melek Güran: “Nasıl?”
Mahkeme Başkanı: “Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Dosyada şöyle bir iddia var: Kızınızın telefonu 15.39’da aranmış.”
Melek Güran: “Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.”
Savcı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Savcı: “15:39’da neredeydiniz?”
Melek Güran: “Evdeydik.”
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Nahit Eren: “Olay günü için demiyorum. Sen Hediye’yi 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?”
Melek Güran: “Hatırlamıyorum.”
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor:
Avukat: “Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?”
Melek Güran: “Eşim beni aldatmaz.”
Mahkeme Başkanı: “Tanığın haklarına saygı duyalım.”
Avukat: “Kocanız size altın hediye alır mıydı?”
Melek Güran: “Hayır.”
Avukat: “Size 600 bin liralık altın almadı mı?”
Melek Güran: “Hayır.”
Salim Güran’ın avukatı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Avukat: “Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?”
Melek Güran: “Evet, hep kapıda oynarlardı.”
Avukat: “Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?”
Melek Güran: “Olabilir.”
Avukat: “Eşiniz Narin’i öldürmüş olabilir mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Sanık avukatlarından biri mikrofon aldı ve “Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor” dedi.
Duruşmada Salim Güran’ın yanındaki işçi olan Ramazan A. da dinlenmek istendi. Ancak Ramazan A. tanıklık yapmayacağını söyledi.
15 yaşındaki Ramazan ilk dalgada gözaltına alınıp serbest bırakıldı ancak sonrasında edinilen yeni bulgular ışığında ‘kasten öldürme suçuna iştirak etme’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Daha sonra Salim Güran’ın çalışanı tutuklu Mehmet Selim Atasoy, tutuklu sanık Yüksel Güran’ın kardeşi Yasemin Gül, tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar ve tutuklu sanık Salim Güran’ın ağabeyi Erhan Güran tanık olarak dinlendi.
Duruşmada tutuklu tanık Mehmet Selim Atasoy mahkeme başkanının, “Narin’in kaybolduğu gün Salim Güran’ı gördünüz mü?” sorusu üzerine, evde bulunduğu sırada Salim Güran’ın kendisini aradığını belirtti.
Yemek yedikten sonra tarlaya gittiğini, Salim Güran ile oğlunu gördüğünü iddia eden Atasoy şunları kaydetti: “Suyu değiştirdim, daha sonra tekrar yukarıya çıktım. Yukarıya çıktığımda güneş batmak üzereydi. Salim Güran halen oradaydı. Telefonu çaldı, biraz yürüdü, daha sonra ‘Bizim köyde çocuk kaybolmuş, köye gideceğim’ dedi. Sürekli birlikte değildim. Ben ayrıldıktan sonra bir yere gidip gitmediğini bilmiyorum. Saati tam olarak hatırlamıyorum.”
Mahkeme başkanının, “Salim ile konuştuğunuzda hal ve hareketlerinde şüphe uyandıracak bir şey oldu mu?” sorusu üzerine Atasoy, Salim Güran ile çok fazla birlikte kalmadığı için bilmediğini iddia etti.
“Oğlun size, ‘Salim bir şeyler karıştırıyor’ diye bir şeyler söyledi mi?” sorusuna karşılık Atasoy, “Söylemedi” dedi.
“Salim Güran, yaklaşık 17.30’da sizi ne için aramıştı?” sorusunu da Atasoy, “O zaman aşağıdaki tarlaya inmiştim, o tarla için aramıştı. Genelde tarla için arıyordu, ben de gerektiğinde onu arıyordum” diye yanıtladı.
Mahkeme başkanının “Salim’in kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik var mıydı?” sorusu üzerine Atasoy, hatırlamadığını ileri sürdü.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Erdem Kaya’nın “Olay günü 18.38’de neredeydiniz?” sorusuna karşılık Atasoy, kendisinin aşağıdaki, oğlunun da yukarıdaki tarlada olduğunu savundu.
Kaya’nın, “Kürtçe konuşma yaparak, ‘Senin bir şeyin düşmüş sınırın sonunda, taş sınırda.’ Oğlun bununla ilgili bir şey dedi mi?” sorusu üzerine Atasoy, “Bana bununla ilgili bir şey söylemedi. Bir şey bilmiyorum. Kendisi telefona bir cihaz bağlıyordu. Cihazı söktüğünde oradaki taşın altına koyuyordu ve bana söylüyordu” ifadelerini kullandı.
“DEDAŞ gelip o saatlerde orada teftiş mi yapıyordu?” sorusuna karşılık Atasoy, “Salim bize, ‘Kaçak yaptığımda şüpheli bir araç geldiğinde bize söylersin’ diyordu. Biz de böyle bir durumda ona söylüyorduk. Cihazı trafoya bağlıyorduk” dedi.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Özdemir’in “Muhtar genel olarak kaçak cihazı takarak sizi arayıp ‘Etrafa göz kulak olun’ mu diyordu?” sorusunu Atasoy, “Evet” diyerek yanıtladı.
Avukat Nahit Eren’in “Salim’in dünkü ifadesinde 16.00’dan sonra o tarlaya gittiği, kızının ve eşinin ifadesinde 16.00’da geldiği yönünde. Salim Güran, ifadesinde ‘Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına elektrikçiler gelmişti’ dedi. O sırada tarlada çalışan elektrikçileri gördün mü?” sorusu üzerine Atasoy, “Hatırlamıyorum” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsil eden avukatın “Salim Güran, sizden ya da oğlunuzdan iş dışında yardım ister miydi veya emir verir miydi?” sorusuna cevaben Atasoy, sadece tarla sulama işini yaptıklarını söyledi.
Duruşmada, daha sonra tanık olarak dinlenen Narin’in teyzesi Yasemin Gül, mahkeme başkanının, “Narin’in kaybolması ve akabinde öldürülmesi konusunda ne biliyorsunuz?” sorusu üzerine, “Bu konuyla hiçbir bilgim yoktur, ben Bismil’de oturuyorum. ‘Köy yerinde bir çocuk nasıl kaybolur?’ dedim. 22.00’ye doğru köye geldik ve aramalara katıldık” dedi.
Mahkeme başkanının, “Yüksel Güran’ın, ‘Kızımı getirin, mezarı belli olsun’ diye bir söylemi oldu mu?” sorusuna Gül, “Biz öldüğüne hiç ihtimal vermedik. ‘Önceki kızım öldü, en azından bir mezarı vardı. Narin de ölürse en azından bir mezarı olsun’ diyordu” yanıtını verdi.
“Enes’in yüzünde bir morluk fark ettiniz mi?” sorusunu Gül, “Bir morluk fark etmedim ama köyde söylenince baktım, az bir şey vardı” diyerek cevapladı.
Mahkeme başkanının, “Kadınların kavgası ile ilgili konu nedir?” sorusu üzerine Gül, şu beyanda bulundu: “Eltim geldi, ‘Yasemin, haberleri izledin mi? Narin bulunmuş’ dedi. Televizyona bakınca cesedin bulunduğunu gördüm, çıldırdım. Zar zor oraya gittim, ablamı o halde gördüm, çok üzüldüm. Allah kimseye yaşatmasın.”
Mahkeme başkanının “Siz, ‘Doğru konuşsaydınız bu aşamaya gelmezdi.’ dediniz mi?” sorusuna Gül, “Maşallah kadınların arasında Kürtçe, ‘Allah belanızı versin, gözleriniz çıksın’ dedi. Ben de ‘Biliyor musunuz?’ deyince bana tepki gösterdiler. Üstüme gelince ‘Söyleseydiniz illa cesedinin çıkmasını mı beklediniz?’ dedim” cevabını verdi.
Avukat Gevriye Atlı’nın “8 Eylül’de verdiğin ifade var. ‘Narin öldürülmüşse bunu köyün dışından kimse yapamaz’ demişsin” şeklindeki sözleri üzerine Gül, şöyle konuştu: “Hayır, böyle bir şey söylemedim. Hepimiz söylüyorduk, yabancı biri gelip köye giremez. Kendi evimizde konuşurken de ‘Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?’ diyordum.”
Atlı’nın “Yeğenim Narin eve gittiğinde görmemesi gereken bir şey gördü ki bu başına geldi.’ demişsiniz” şeklindeki ifadesine karşılık Gül, böyle bir şey demediğini iddia etti.
Atlı’nın “Kadınların kavgası anında sizi kim uzaklaştırdı, Enes ağzınızı kapattı mı?” sorusuna cevaben Gül, kendisinin uzaklaştığını, Enes Güran’ın görmediğini ileri sürdü.
Daha sonra tanık olarak dinlenen Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar, mahkeme başkanının, “Son dönemlerde bir iddia ortaya çıktı, Nevzat’ın suçu üstlenmesinin istendiği iddiasına ilişkin ne diyeceksiniz?” sorusu üzerine şöyle konuştu: “Ali Rıza Güran’ın köyden komşusu olan Hasan Kaya ile bir görüşmesi olmuş. Ağabeyimin baldızının kızını aramış. Yengemin Hasan Kaya’yı aramasını istemiş. Ağabeyimin baldızı, Hasan Kaya’yı aramış. Hasan Kaya, Ali Rıza Güran’ın, ‘Nevzat kızı öldürmüş. Herkes bunu biliyor. Nevzat suçu üstlensin. Köye gelin. Size para da vereceğiz.’ dediğini söylemiş. Şahsıma kimse bir şey söylemedi. ‘Köye gelsinler, onlara bakarız.’ demişler ve rakam konuşulmamış.”
Duruşmada, “Ağabeyiniz Nevzat Bahtiyar, Salim Güran’ı aramamış ama siz neden bir günde birkaç kez aradınız?” sorusuna karşılık Bahtiyar, “İşbirliği içindeler, belki ondan aramamış. Ben ise o kızın hatırı için aradım. Merak ettiğim için” diye konuştu.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, “Nevzat Bahtiyar, paraya önem verir miydi?” sorusu üzerine Vecdi Bahtiyar, şu beyanlarda bulundu: “Hiç paraya önem vermez çünkü paraya ihtiyacı yok. Çocuklarıyla beraber usta olarak çalışıyorlar. 4 usta evde çalışıyorsa paraya ihtiyaçları olmaz. Ağabeyim bu suçu işlemişse idamsa idam versinler. Ağabeyimin cezası neyse çeksin. Ağırlaştırılmış müebbetse müebbede çarptırılsın. Kim bu suçu işlemişse onlar da ceza alsın. Narin’in kanı yerde kalmasın.”
Tanık olarak dinlenen amca Erhan Güran da mahkeme başkanının “Narin kaybolduğunda arama çalışmalarına katıldınız mı ve yangın olayını anlatır mısınız?” sorusu üzerine arama çalışmalarına katıldığını söyledi.
Güran, “Yangın evimin yanında başladı. Anız yangını oldu. Gençlerle söndürmeye çalıştık. Söndüremeyince itfaiyeyi çağırdık. Çocuklarım ve eşim vardı yangın sırasında, Enes’i görmedim.” dedi.
Mahkeme başkanının, “Jandarmanın tutanağında rüzgar yoktu. ‘Yangını Güran ailesi çıkardı.’ deniliyor.” sözleri üzerine Güran, “Biz istesek de bu yangını çıkaramayız” ifadesini kullandı.
“Neden evinize kamera taktırdınız?” sorusu da yöneltilen Güran, şu yanıtı verdi: “Evimin etrafında ve aşağısında çalışma yapılıyordu. Güvenlik amacıyla kamera taktık. Önce köylüler taktı. Ardından biz taktık. Biri gelir evin oraya bir şey bırakır, bizim başımıza kalmasın diye. 4 Eylül’de kamerayı taktık.”
“Aile büyükleriyle evlerde toplantı yaptınız mı? sorusu üzerine Güran, şöyle dedi: “Tek amacımız Narin’in katillerinin bulunmasıydı. Hala da öyle. Onun için toplanıyorduk. Toplantılarda Salim yoktu. Gece gündüz kolluk kuvvetleriyle arama çalışmasındaydı.”
“Kadınlar arasında bir kavgaya şahit oldunuz mu?” diye sorulan Güran, Narin’in cenazesinin bulunduğu gün kadınların neden tartıştığını bilmediğini öne sürdü.
Güran’a “Olaydan sonra Vecdi (Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi) ile görüştünüz mü? ‘Nevzat suçu üstlensin.’ diye teklifte bulundunuz mu?” sorusu da yöneltildi.
Erhan Güran, “Hayır, ben hiçbir şekilde görüşmedim. Kendisini tehdit etmedim. ‘Neden beni arıyorsun? Bir şey biliyorsan git kolluk kuvvetlerine söyle, bir daha beni arama.’ dedim. Vecdi de ‘Benim olayla bir bağlantım yok.’ dedi.” beyanında bulundu.
Diyarbakır Barosu avukatlarından Metin Arkaş’ın “Toplantıları ne zaman yaptınız?” sorusu üzerine Güran, “Birkaç kez yaptık. Benim evimin önünde, kameranın altında yaptık. Eğer gizli bir toplantı olsaydı kameranın önünde yapmazdık. Bir kere de camide konuştuk.” dedi.
Mahkeme başkanının “Vecdi, neden Erhan’ı aradın?” diye sorması üzerine Vecdi Bahtiyar’a söz verildi.
Bahtiyar, “Ağabeyim öldürmüş, öldürmemiş bilmiyorum. ‘Ağabeyim böyle bir şey yapmışsa da bir bilgim yok.’ dedim. Erhan, Arif’in büyük kardeşi olduğu için onu aradım.” ifadelerini kullandı.
Aranın ardından Narin’in amcası Barış Güran tanık sıfatıyla dinlendi.
Mahkeme başkanının “Narin’in kaybolduğu gün neredeydiniz?” sorusu üzerine Güran, “Mardin’in Derik ilçesindeydim, akşam geldim.” dedi.
“Toplantılar yapılmış, sebebi nedir?” sorusunu ise Güran, şöyle yanıtladı: “Bize sürekli ‘aile içinde olmuş’ deniliyordu. Kesinlikle toplantı olmadı, sadece bir gece toplandık, ‘Olayla ilgili bilginiz var mı?’ denildi. Sadece o kadar. O toplantıda Salim ağabeyim yoktu.”
“Kadınlar arasında yaşanan kavgada orada mıydınız, şahit oldunuz mu?” sorusuna ise Güran, “Hayır.” yanıtını verdi.
“Salim’in hiç şüpheli hareketi oldu mu?” diye sorulan Güran, “Kesinlikle öyle bir şey yok.” dedi.
Güran ailesi avukatlarından Mustafa Demir’in, “Arama çalışmalarında bazı ihbarlar geliyordu, size de geldi mi?” sorusu üzerine Güran, “Türkiye’nin her tarafından ihbarlar geliyordu. Artık telefona cevap vermekten bıktım. Hep yalan haberlerdi.” ifadesini kullandı.
Baba Arif Güran’ın amcası Ali Rıza Güran da tanık olarak dinlendi.
Mahkeme başkanının “Vecdi Bahtiyar’a ‘Nevzat Bahtiyar ile konuş cinayeti kabul etsin, sonra ailesi köye dönsün, ona toprak verelim.’ dediniz mi?” diye sorulması üzerine Güran, “Bu işin aslı astarı yok, tamamen yalan” dedi.
“Arama faaliyetleri sırasında köyde miydiniz?” sorusunu Güran, “Hiç köyden ayrılmadım” diye yanıtladı.
Güran, “Arama faaliyetlerinde Salim’den şüphelendiniz mi?” sorusuna ise şöyle cevap verdi: “Kesinlikle hiçbir şekilde şüphelenmedim. Salim sürekli arama çalışmalarına katılıyordu. Nevzat Bahtiyar’a bir gün ‘Bu işten ne anlıyorsun?’ dedim. Bana ‘Allah hakkınızı bırakmasın.’ dedi. Toplantı yaptığım zaman da askerlerden habersiz yapmadım.”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını temsilen duruşmaya katılan avukatın, “Sizce Narin’i kim öldürdü?” diye sorması üzerine Güran, şu beyanda bulundu: “Köyüm kırsal bir köy değil. Hemen şehrin altında havaalanının kameraları köyümün tam karşısında görünüyor. Gerçekten Nevzat’ın söylediği gibi bu kızı gidip Arif’in evinden almışsa benim ailem öldürmüş. Ama bu kız rampadan çıkmamışsa Nevzat yalan atmasın. Nevzat kendi evinin önünde 2-3 defa para vermiş, en son verdiği parayla kızı kandırmış.”
Tanık Yusuf Kaya ise mahkeme başkanının “Olay günü neredeydin?” diye sorması üzerine “Saat 18.00’de köye geldim. Üzerimi değiştirip 18.30 gibi Enes’in yanına gittim tepedeydiler. 15 dakika oturduktan sonra annesi yanımıza geldi ve bize ‘Sigara içmek zararlı, siz hala küçüksünüz.’ dedi. Daha sonra Enes’i çağırdı ve ‘yemek hazır’ dedi. Biraz daha oturduktan sonra eve gittim.” ifadesini kullandı.
Tanık Ufuk Kaya da “Olay günü neler oldu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “O gün saat 15.00’e kadar evdeydim. Dedemin misafiri vardı oraya gittim, çay dağıttım. Daha sonra oradan çıkıp tepeye gittim. Ağabeyim bana, ‘Enes gurbetten geldi.’ dedi. Enes’i aradı, açmadı. Daha sonra Enes’i gördüm. Biraz oturduktan sonra ‘Duş alıp geleceğim.’ dedi. Geri geldiğinde biraz daha sohbet ettikten sonra eve gittik.”
Tanık Furkan Kaya’ya ise “Olay günü neler yaptın, Enes ile görüştün mü, yüzünde morluk var mıydı?” soruları yöneltildi.
Kaya, bu sorulara karşılık şöyle dedi: “Sabah 07.30’da işe gittim. Sonra işten geldim. Eve gittim duş aldım. Akşama doğru eve geldiğimde Narin’in kaybolduğunu duydum. Enes’i aradım, telefonu meşgul çalıyordu. Enes ile sonradan görüştük. Enes’in yüzünde morluk yoktu. Ben oradayken anne Yüksel gelmedi.”
Amca Salim Güran’ın kızı Rojin Güran’a “Narin’in kaybolduğu gün neredeydiniz?” diye soruldu.
Güran, “Ailece alışverişe gittik. Alışverişten döndükten sonra saat 14.30 gibi babam aç olduğunu söyledi. Annem de ona yemek yaptı. Alışverişte aldığımız elbiseleri denerken babam bize ‘Hayırlı olsun, çok yakışmış. dedi. Daha sonra 15.00-15.30 gibi evden çıktı.” dedi.
“Babana herhangi bir telefon geldi mi?” diye sorulan Güran, “Duymadım” yanıtını verdi.
“O saatten sonra evinize gelen oldu mu, Enes evinize geldi mi?” diye sorulması üzerine Güran, “Hayır.” dedi.
Diyarbakır barosu avukatlarından Derya Yıldırım’ın “‘Saat 14.30 gibi eve geldik.’ dediniz baban üzerini değiştirdi mi? sorusuna ise Güran “Hayır.” karşılığını verdi.
Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ da “16 Temmuz’da nişana gittiniz mi?” diye sordu.
“Evet.” diyen Güran’a, “Nişana Narin geldi mi?” diye de soruldu.
Güran, “Ağabeyim onları Fuat amcamın aracıyla götürdü.” dedi.
Amca Salim Güran’ın kızı Rezan Güran, sorulması üzerine olay günü yaptıklarına ilişkin şunları söyledi:
“O gün çarşıya gittik, saat 14.30 gibi eve geldik. Kıyafetlerimizi denerken annem babama yemek hazırladı. Kıyafetlerimizi babama gösterdik. Yemeğini yedi, uyudu. Daha sonra tarlaya gitti.”
“Saati hatırlıyor musun?” sorusuna cevaben Güran, “15.00-16.00 civarıydı.” ifadesini kullandı.
“Baban evden çıktıktan sonra Enes sizin eve geldi mi?” sorusuna Güran, “Hayır.” yanıtını verdi.
Tanık olarak dinlenen Nesrin Güran’a da mahallede kadınlar arasında yaşanan kavga soruldu.
Güran, “Tartışma anında orada değildim. Bir süre sonra kızlarla aşağı indim, sakinleştirdim onları ve daha sonra yukarı çıktım.” diye konuştu.
Duruşma sonunda tutuklu sanık ağabey Enes Güran, güvenlik güçleri eşliğinde salondan çıkarılırken Nevzat Bahtiyar’a dönerek, “Kamera kayıtları ortaya çıksın, göreceksin Nevzat Bahtiyar. Sen cezaevinde cezalandırılacaksın” dedi.
Duruşmaya bugün saat 10.00’da devam edilecek.
Narin cinayeti davası… Mahkemede dehşet veren ifadeler… Aile ittifakında ilk çatlak