14 yaşındaki çocuğu alıkoyup, darbeden polislere tahliye
Diyarbakır'da öldürülen Narin Güran cinayetine ilişkin davanın ikinci duruşması görülüyor. Abi Baran Güran tanık olarak dinlendi ve Narin'in önce kaçırıldığını düşündüklerini söyledi, şıha gidildiğinde onun 'öldürülse bilirdim' dediğini anlattı.
Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cesedi bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin davanın seri duruşmaları başladı. Bugün duruşmaların ikinci günü ve dün tüm Türkiye bunu takip ediyordu. Çünkü soruşturma aşamasında Narin’i arama çalışmalarına katılan aile üyeleri de ceset bulunduktan sonra gözaltına alındı. Bu operasyon zincirini başlatansa Nevzat Bahtiyar’ın amca Salim Güran’ın Narin’in cesedini kendisine verdiğini itiraf etmesiyle başladı. Anne Yüksel Güran, amca Salim Güran, abi Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar tutuklu yargılanıyor.
Aile üyeleri en başından bu yana Salim Güran’ı savunuyor, Nevzat Bahtiyar’ı suçluyordu. Ancak dünkü duruşmada aile üyeleri çelişkili ifadeler verdi. Nevzat Bahtiyar önce susma hakkını kullanmak istedi ama sonra konuştu, tehdit edildiğini savundu ve şunları söyledi:
“Yüksel ve Enes’i görmedim. Salim beni eve götürdü. Evin içinde Narin’in cansız bedeni yatıyordu. Herhangi bir ses, tartışma, kavga duymadım. Salim ve Arif’in evinde kimseyi görmedim. Narin yerde hareketsiz yatıyordu. Salim bana ‘Yüksel ile cinsel ilişkiye girdiğimizi gördüğü için öldürdüm’ dedi. Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin’in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi.”
Bu iddialar diğer sanıklar tarafından reddedildi. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.
Bugün 4 sanık ve 26 tanıklı davanın duruşmasının ikinci günü. Sanıklar hakkında “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle iddianame hazırlanmıştı. Bugün yoğun güvenlik önlemleri altında duruşma başladı. Sanıklar ve tanıklar sırayla duruşma salonuna alındı. Önce Arif Güran, ardından Enes Güran geldi. Peşinden anne Yüksel Güran içeri girdi. Sonrasında da Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar getirildi. Narin’in tutuksuz olan abisi Baran Güran salona çağrıldı. Baran Güran Diyarbakır Barosu’na önce vekalet vermiş ‘kim olursa olsun’ suçluların açığa çıkarılmasını istemişti. Sonra da ‘masumiyet karinesi’ gerekçesiyle vekaletini geri çekmişti ama baro müşteki sıfatıyla davaya katılabiliyor. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimizi okumak için bu linke tıklayabilirsiniz.
Abi Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi. Mahkeme Başkanı, “Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var” dedi. Ama abi Güran tanıklık yapacağını söyledi ve Erzurum’da çalıştığını, kardeşi Muhammet’in aramasıyla Narin’in kaybolduğundan haberdar olduğunu anlattı. Eve geldiğinde caminin orada toplananları gördüğünü de belirten Baran Güran 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradığını ifade etti.
Amcasının evindeki gizli toplantı iddiasına dair soruya da yanıt veren Baran Güran “Gizli toplantı evde mi olur? ‘Bakan geliyor evi boşaltın’ diyorlardı, bakan geliyordu gizli toplantı olsa köyde olmazdı” dedi. Kadınların kavgasından haberi olmadığını söyleyen Baran Güran kadınların konuşmamasına dair soruya da herkesin gergin olduğu yönünde yanıt verdi. Hakim “‘Erkekler yaptı neden susuyorsunuz?’ diye kadınlar söylemiş” deyince de aynı yanıtı yineledi: “Herkes gergin o gerginlikle söylenmiştir.”
Daha sonra Baran Güran şıha gittiklerini de anlattı:
“Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş o gün biz kaçırılmış dedik. Şıha gidildi; ‘ölse ben bilirdim, kaçırılmış’ dedi. Biz de kaçırılmış sandık.”
Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren “Biz sorgu yaparken sen dışarıdaydın” deyince Salim Güran araya girdi ve “Sen neyin peşindesin” dedi, Eren de “Baran’ın da peşinde olduğu şeyin peşindeyim” dedi. Bunlar olurken baba Arif Güran fenalaştı. Nahit Eren de “Arif bey lütfen benim neyin peşinde olduğumu söylemem lazım benim amacım; yaşamıma da neden olsa 3 çocuk babası olarak mis gibi kokan Narin’in katilinin peşindeyim. O yüzden Baran sana Adli Tıp’ta kardeşini göstermedim; o kokuyu alma diye sen de mis kokusuyla kalsın diye” dedi.
Arif Güran haykırarak Kürtçe konuşmaya başladı. Arif Güran, “Kızım katledilmiş sen ne diyorsun” diye bağırdı. Ardından duruşma salonundan çıkartıldı. Duruşmayı takip eden Güran ailesi mensupları, Nahit Eren’e tepki gösterip, “Onu istemiyoruz” dedi. Sanık avukatları da “Böyle yargılama yapılamaz” diye tepki gösterdi. Mahkeme başkanı da duruşmayı izleyen Güran ailesi fertlerinin yanına gitti ve kendilerini sakinleştirmeye çalıştı. Duruşma salonu karıştı. Mahkeme başkanı, avukatlara, “Soruyu direkt soracaksınız. Direkt sorulmazsa salondan çıkartırım” dedi.
Bunun üzerine Nahit Eren özür dileyerek sorusuna döndü:
– Sana, “Narin nereye defnedilecek farklı bir yere defnedelim” dedim. Sen bana ne dedin?
– “Ne olursa olsun kendi köyüne gömülsün ama…”
– Ben sana hatırlatayım; “Bu konuda benim ve babamın dışında kimsenin söz hakkı yoktur” demedin mi?
Baran: Dedim. Nereye çekiyorsun beni? 7 saat Adli Tıpta beklettiniz, yaralı ağabey olarak babam karar versin” dedim.
– “Kim öldürdüyse ceza alsın” dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin.
Sanık avukatları vekâlet ilişkisi gizlidir soru sorulamaz diyerek itiraz etti.
Mahkeme başkanı “Sanık avukatlarının itirazı doğru” dedi. Bunun üzerine Baran cevap vermedi.
Avukat cezaevindeki kardeşi Enes ile yaptığı kamera görüntülerini sordu.
Baran: Kamera görüntüsü çok yayıldı nerden yayıldı bilmiyorum. Kardeşime “dik dur” dedim moral vermek için. Cezaevinde olduğu için sahipsiz mi bırakalım?
Aile Bakanlığı avukatı Baran Güran’a sordu:
Avukat: Sence ne oldu?
Baran: Biz kardeşimin kaçırıldığını düşündük.
Avukat: 19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?
Baran: Benim ailem karakol görmemiştir o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler.
Avukat: Enes madde kullanıyor mu şiddet uygular mı?
Baran: Kesinlikle öyle bir şey yok.
Avukat: Kolunu ısırdı.
Baran: Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu.
Avukat: Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz mesela ailenle dost mu?
Baran: Uzun zamandır konuşmuyoruz onu biliyorduk.
Sanık avukatı soruyor:
Avukat: Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?
Baran: Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk sadece Narin’e para vermiş.
Avukat: Sence Nevzat babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?
Baran: Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi.
Hakim: Baran, “Nevzat para verdi” dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?
Baran: Normal olabilir.
Hakim: Sen, “soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi” dediğin için söylüyorum.
Baran: İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı.
Salim Güran’ın avukatı soruyor:
– Ali Rıza Güran, Bahtiyar ailesine para teklif etti mi?
Baran: Asla, asla.
Avukat: Salim Güran nasıldı?
Baran: Amcam sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu.
Avukat: Salim Güran yeğenlerini döver mi?
Baran: Asla, hiç dövmez.
Avukat: Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Enes görse ne yapardı?
Baran: Kafasına sıkardı.
Baran Güran’ın sorgusu tamamlandı.
Yenge Maşallah Güran da tanık olarak ifade verdi.
Mahkeme Başkanı Maşallah Güran’a sordu:
“Kadınlar kavgası nedir?”
Maşallah Güran: “Narin’in bulunduğu gün Hülya komutan geldi, Yüksel’e haber verdi, ‘Başın sağ olsun’ dedi. Yüksel de, ‘Hani bana söz vermiştin,’ dedi. O anda çığlık attı, bayıldı. Sonra ekip onu ambulansa aldı.”
“Ben de dedim, ‘O Narin, hangi şerefsizler sana kıydı? Allah belanı versin.’ Özür diledim küfür için.”
Mahkeme Başkanı: “Burada küfür serbest, her şeyi anlat. Her şeyin herkes tarafından bilindiğini söylemişsin, beni konuşturmayın demişsin.”
Maşallah Güran: “Hayır, kesinlikle öyle demedim.”
Mahkeme Başkanı: “Erkekler sizin ağzınızı kapatmaya çalışmış.”
Maşallah Güran: “Hayır, öyle bir şey yok.”
Mahkeme Başkanı: “Salim sizi ifade için yönlendirdi mi?”
Maşallah Güran: “Hayır, kesinlikle olmadı.”
Mahkeme Başkanı: “Siz bizim eve geldi diyorsunuz ama.”
Maşallah Güran: “Narin hep bizdeydi, hep aklımdaydı. Aklıma o geldi. 17.40’ta Mina geldi…”
Mahkeme Başkanı: “Şimdi Narin’in koşarak gittiği video var. O sırada size mi geliyordu?”
Maşallah Güran: “Evet, bize geldi. Kızlarım evde değil diye camiye gitti.”
Mahkeme Başkanı: “Yani o videodan önce sizin evinize geldi. Peki, iddia makamının iddiası şu: Birsen ve Melike, Salim’in size geldiğini ve başka saat söylettiği belirtiliyor.”
Maşallah Güran: “Öyle bir şey yok, sayın hakim.”
Mahkeme Başkanı: “Kızınıza 17.40’ta söyle demiş.”
Maşallah Güran: “Bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Salim evinize geldi mi peki o gün?”
Maşallah Güran: “18.30 sıralarında geldi.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’de şüpheli bir şey sezdin mi?”
Maşallah Güran: “Her zamanki haliydi.”
Mahkeme Başkanı: “Panik ve heyecan var mıydı?”
Maşallah Güran: “Yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ı tanır mısın?”
Maşallah Güran: “Komşumuzda.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat ve Güran ailesinin arası nasıldı?”
Maşallah Güran: “Bugüne kadar iyiydi, bu saatten sonra bizim için bittiler.”
Mahkeme Başkanı: “Niye?”
Maşallah Güran: “Şüphe ona gidiyor.”
Mahkeme Başkanı: “Şüphe Enes’e de, Salim’e de, Yüksel’e de gidiyor.”
Mahkeme Başkanı: “O kamera görüntülerini çıkarın lütfen.”
Maşallah Güran: “Çıkacak.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’la husumet yok mu?”
Maşallah Güran: “Yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ın birini öldürme ihtimali var mı?”
Maşallah Güran: “Bu ana kadar yoktu.”
Mahkeme Başkanı: “Salim’in var mı?”
Maşallah Güran: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: “Enes ve Yüksel öldürür mü?”
Maşallah Güran: “İnanmıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin eviniz nerede?”
Maşallah Güran: “Köyde.”
Mahkeme Başkanı: “Neresinde?”
Maşallah Güran: “Tepenin altında.”
Mahkeme Başkanı: “Arif’in evi ile ne kadar mesafe var?”
Maşallah Güran: “Bilmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Sizin evinizden Ariflerin evini görebiliyor musunuz?”
Maşallah Güran: “Yok.”
Mahkeme Başkanı: “Yüksel ilk size geliyor değil mi, Narin nerede diye?”
Maşallah Güran: “Evet.”
Mahkeme Başkanı: “15.15-15.30 arasında Yüksel’in evinde bir hareketlilik gördün mü?”
Maşallah Güran: “Görmedim.”
Mahkeme Başkanı: “Nevzat’ın evini görebilir misin?”
Maşallah Güran: “Göremem.”
Mahkeme Başkanı: “Hareketlilik duymadın mı?”
Maşallah Güran: “Duymadım.”
Savcı, Maşallah Güran’a sordu: “Birsen, ilk beyanı ile ilgili Maşallah Güran’ın yanına geldi. Ses net duyulmuyor.”
Savcı: “Birsen’in ifadelerini soruyor.”
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Maşallah Güran’a sordu: “Salim o gün sizin evinize geldiğinde telefonla görüştü mü?”
Maşallah Güran: “Ben o sırada yukarı çıktım, geldiğimde yoktu zaten.”
Avukat: “Enes sizin eve gelip Narin’i sordu mu?”
Maşallah Güran: “Yok, ben Enes’i görmedim. Narin annesinden izin alıp benim geç saate kadar dururdu, annesi güvenirdi.”
Avukat: “Peki, annesi size gönderdiği zaman teyit eder miydi, geldi mi vs. diye?”
Maşallah Güran: “Yok, bende olunca rahat olurdu.”
Avukat: “Narin kaybolduktan sonra bir halı yıkaması oldu mu?”
Maşallah Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı, Maşallah Güran’a sordu: “Narin size geldiğinde, Yüksel sizi arar mıydı genel olarak?”
Maşallah Güran: “Narin, annesinden izin alır, öyle gelirdi.”
Mahkeme Başkanı: “Karanlık olunca nasıl dönerdi?”
Maşallah Güran: “Ya oğlum bırakırdı ya abisi gelirdi.”
Mahkeme Başkanı, Yüksel, Enes ve Salim Güran’a seslendi: “Tanıklara soru sormak istiyor musunuz?” Enes soru sormak istedi.
Enes Güran: “Yenge, ben annemin yanındayım, beni gördün mü tepede? Muhammet de yanımdaydı.”
Maşallah Güran: “Görmedim.”
Salim Güran, Maşallah Güran’a soru sormak istedi. Ne dediği anlaşılmadı; yüksek sesle bir şey söyledi. Mahkeme Başkanı müdahale ederek, soruyu iptal etti.
Sanık avukatı, Maşallah Güran’a sordu: “Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Gazal Bahtiyar, Nevzat Bahtiyar’ın eşi, ‘Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık,’ demiş.”
Maşallah Güran: “Benim evimde böyle bir şey olmadı.”
Sanık avukatı: “Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, ‘Biz buralardan gideceğiz,’ dedi mi?”
Maşallah Güran: “Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksel’lerdeydik, Yüksel ağladı, sigara verdim. Rüya gördüm, ‘köy yanıyordu,’ dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?”
Mahkeme Başkanı araya girdi: “Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var.”
Narin’in amcasının oğlu Osman Güran da tanık olarak dinlendi. Osman Güran, olay gününü anlatarak, “Enes’le Narin kaybolduktan sonra görüştüm. Patikadan yengem, ‘Narin kayboldu’ dedi. Ben şehir merkezinde kalıyorum. Kaybolduğunu anladığımız zaman Enes ile görüştük. Sohbetimiz olmadı ama aynı ortamdaydık. Muhammed yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukardayken ‘Kolluk evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm. Markete giderken o fark etmiş, dönüş yolunda terliğin üzerine basıp geçtik. Muhammed ‘Geri gelir misin’ dedi, geldik. O eğilip terliği aldı. Muhammed kaçta terliği bulmuştu, hatırlamıyorum. Olay günü Narin’in üzerine ne olduğunu sorarken, Baran’a mesaj attık, ‘Bu onun olabilir mi?’ diye” dedi.
Daha sonra tanıklardan, Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya dinlendi. Olay gününü anlatan Muhammed Kaya, “14.00-14.30 civarında köy yollarından Mardin’in Derik ilçesine gittik. Saat 20.00’de kuzenim Devran’a haber geldi, ‘Narin kayboldu’ diye. Kuyulara baktık, köyü aradık. Terliğin bulunduğu gün, yengem aradı, ‘Araba var mı, süt alır mısın?’ dedi. Ben de ‘Var’ dedim. Markete giderken terliği gördüm. Markete gidip gelirken, çingenelerin olduğu yerde terliğin üzerine basıp ‘Geri geri gel’ dedim, öyle bulduk. Ben geçtim, gördüm. Çingenelerin olabilir diye takmadım, dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Sonra onu Hüseyin Güran’ın evine götürdüm. Sigaram bitmişti, markete gittim. Kargaşa vardı diye unuttum. Ben onun için köye götürdüm. Unuttuktan sonra Baran’a attım, Baran ‘Terlik onundur, neredesiniz’ diye sordu, ‘Ormanın oradayız’ dedim. Sonra jandarma geldi. Dayım Arif geldi, ‘Terliği ben aldım Narin’e’ dedi” diye konuştu.
Bu sırada söz alan Anne Yüksel Güran, “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim, sonra numarası farklı çıktı” dedi.
İfadesine devam eden Muhammed Kaya “Emir Dayı diye bir işçimiz vardı. ‘Telim ve cinlerim var’ diyordu, cinciydi. O tele üfleyip, yer buluyordu. Öyle kayıp şeyleri bulduğunu söylüyordu. Dicle Üniversitesi’nin oradaydı, biz de kalktık oraya gittik” diye konuştu.
Narin’in abisi M.E.G. “Evde ben, Enes abim, kardeşim E. vardı. Saat 15.00 gibi Hediye yengem geldi. Narin gittikten sonra benle Enes abim telefonda oyun oynuyorduk. Ben annemin telefonuyla oynuyordum. İki oyun oynadıktan sonra oyundan çıktık. 16.30-17.00 gibi aşağı indim. Enes Abim, Tahir Kaya oradaydı. Hediye geldiğinde hatırlamıyorum ama E. bana ‘Hediye yenge geldi, elbiseleri bırakıp gitti’ dedi. Sonra bakkala gittim, ağabeyimin yanına. Onlar oturmuştu, bir şey almadık. Tahir Kaya saman çekmek için çocukları topladı. Abim gitmedi. Ben ve kuzenim K.G. çeşmeye gittik. Sonra abim o sırada geldi. O kadar. Sonra annem ‘Kardeşini çağır, gel yemek yiyeceğiz’ dedi. Ben de ‘Tamam’ dedim. Sonra aradım, bulamadım. Annem, yengem Maşallah’a sordu ‘Narin orda mı’ diye, ‘Yok’ dediler. Sonra Hediye yengemi aradı, o da ‘Burada değil’ dedi.
Daha sonra kuzeni A.K. ifade verdi. Olay gününü anlatan A.K. “Narin’i camide gördüm. Eve geldik. Z. ile birlikte çorap dağıttık. Sonra Melek ablanın evine gittik” dedi.
Salim Güran’ın kızı G.G. de “Çarşıya gittik. Hepimiz sadece ağabeyim yoktu. 14.45’te eve geldik. Babam uzandı, sonra babam kalktı ve çıktı. 15.30 gibi çıktı, tarlaya gitti. Tarladan dönüşte eve gelmedi. Zaten Narin’in kaybolduğunu ben babama haber verdim. O zaman karanlıktı 19.45 gibiydi babamı aradığım zaman. O da tarladaydı” dedi.
Mahkeme Başkanının “HTS kayıtlarında Enes’in 15.57’de salimin evine gitmiş ve 8 dakika kalmış. Enes sizin eve geldi mi?” sorusuna G.G., “Hayır hiç gelmedi, ben de evden çıkmadım hiç” yanıtını verdi.
Tanıklardan biri de Salim Güran’ın eşi Melek Güran’dı. Yüksel Güran ile Salim Güran arasındaki cinsel ilişki iddiası nedeniyle onun ifadesinde ne anlatacağı merak ediliyordu.
Salim Güran’ın eşi Melek Güran ifade verdi:
“Eşim geldi, ‘Açım’ dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları ‘Çok güzel olmuş,’ dedi.”
Mahkeme Başkanı: “Eşiniz ne yedi?”
Melek Güran: “Kahvaltılık hazırlamıştım.”
Mahkeme Başkanı: “Kaç gibi çıktı?”
Melek Güran: “Hatırlamıyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Evinize başka biri geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Enes geldi mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Siz dışarı çıktınız mı?”
Melek Güran: “Çıkmadım.”
Mahkeme Başkanı: “Kızlarınız çıktı mı?”
Melek Güran: “Hayır, onlar da evdeydi.”
Mahkeme Başkanı: “Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?”
Melek Güran: “Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.”
Mahkeme Başkanı: “Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?”
Melek Güran: “Nasıl?”
Mahkeme Başkanı: “Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?”
Melek Güran: “Hayır.”
Mahkeme Başkanı: “Dosyada şöyle bir iddia var: Kızınızın telefonu 15.39’da aranmış.”
Melek Güran: “Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.”
Savcı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Savcı: “15:39’da neredeydiniz?”
Melek Güran: “Evdeydik.”
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Nahit Eren: “Olay günü için demiyorum. Sen Hediye’yi 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?”
Melek Güran: “Hatırlamıyorum.”
Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor:
Avukat: “Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?”
Melek Güran: “Eşim beni aldatmaz.”
Mahkeme Başkanı: “Tanığın haklarına saygı duyalım.”
Avukat: “Kocanız size altın hediye alır mıydı?”
Melek Güran: “Hayır.”
Avukat: “Size 600 bin liralık altın almadı mı?”
Melek Güran: “Hayır.”
Salim Güran’ın avukatı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a sordu:
Avukat: “Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?”
Melek Güran: “Evet, hep kapıda oynarlardı.”
Avukat: “Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?”
Melek Güran: “Olabilir.”
Avukat: “Eşiniz Narin’i öldürmüş olabilir mi?”
Melek Güran: “Hayır.”
Sanık avukatlarından biri mikrofon aldı ve “Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor” dedi.