Korkunç: ‘Yanlış adam’ öldürmüşler, hem de sokaklarda linç ederek
Duygu Bölükbaş'ın intihar etmediği, birlikte yaşadığı erkek arkadaşı E.T. tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Olaydan iki yıl sonra tutuklanan E.T. cinayete intihar süsü vermek için planlar yapmış.
İki yıl önce yaşadığı evin banyosunda ölü bulunan Duygu Bölükbaş’ın intihar etmediği, birlikte yaşadığı erkek arkadaşı E.T. tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Ailenin delil ve tanıkları ısrarla takip etmesiyle çözülen cinayet nedeniyle iki yıl sonra tutuklanan E.T.’nin cinayete intihar süsü vermek için planlar öğranildi. Kızının intihar ettiğine inanmayan anne avukatıyla birlikte buldukları delillerle savcılığa başvurdu. Yeniden keşif yapılması sonucu incelemelerde olayın intihar değil cinayet olduğu açığa çıktı.
Duygu Bölükbaş iki yıl önce İzmir’in Bornova ilçesinde banyoda havlupana asılmış halde ölü bulundu. İki yıl sonra elde edilen yeni bulgularla 33 yaşındaki genç kadını birlikte yaşadığı erkek arkadaşının öldürdüğü ve olaya intihar süsü vererek gizlemeye çalıştığı ortaya çıktı. Tutuklanarak cezaevine götürülen şüphelinin cinayete intihar süsü vermek için yaptığı planlar da öğrenildi.
Kızının ölümünden sonra olayın peşini bırakmayan anne Nuriye Bölükbaş “Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam; adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, Kızımla ben öldüm” dedi.
Duygu Bölükbaş 3 Kasım 2022 tarihinde Bornova ilçesinde yaşadığı evin banyosunda ölü olarak bulundu. Tekstil firmasında müdür olarak çalışan Duygu Bölükbaş erkek arkadaşı E.T. ile aynı evde yaşıyordu.
Duygu Bölükbaş’ın erkek arkadaşı E.T. ve halası S.T. polise verdiği ilk ifadede genç kadını banyoda ölü halde bulduklarını iddia etti. Genç kadının erkek arkadaşı ifadesinde Duygu’nun intihara meyilli olduğunu, yaşadıkları tartışmanın ardından banyoya girdiğini, çıkmayınca da halası S.T.’den kontrol etmesini istediğini ve Duygu Bölükbaş’ın cansız bedenini bulduklarını öne sürdü. Konu daha sonra da fazla araştırılmadan “intihar” olarak kayıtlara geçti.
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğinin keşif çalışmalarında Duygu Bölükbaş’ın havluyla kendisini asmasının mümkün olmadığı, havlupanın bulunduğu duvarla bu duvara bitişik yaklaşık bir metre yüksekliğinde banyo tezgahı olduğu, Bölükbaş’ın kendisini asması için yeterli yüksekliğin bulunmadığı tespit edildi. Duygu Bölükbaş’ın tırnaklarında E.T.’ye ait DNA örnekleri de çıktı. Bu kayda boğuşma delili olarak geçti. Asıldığı iddia edilen çarşafta da boğulmaya elverişli bir düğüm olmadığı belirlendi.
Öte yandan olay gecesi genç kadın ve sevgilisi E.T.’nin sitede tartıştığı, sevgilisinin genç kadını bıçakla tehdit ettiği, genç kadının korkudan ellerini başına doğru kapattığı kameralara yansıdı. Banyoda kan izi bile bulunmayan olayda yine şüpheli E.T.’nin aşağıdan temizlik kovası aldığı kameralarca kaydedildi.
İddianamede E.T.’nin Duygu Bölükbaş’la tartışmasının ardından kadını sert bir cisimle onu kafasından yaraladığı, sonra da Bölükbaş’ın boğazını sıkarak öldürdüğü yer aldı. Cinayet şüphelisi E.T. 22 Mart 2024 günü çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.
Ailenin avukatı Levent Kahya ailenin hiçbir zaman kızlarının intiharına inanmadığını, bu şüphe üzerine yoğun bir çalışma yaptıklarını söyledi.
“Aile Duygu’nun kesinlikle intihar edebilecek bir karakterde insan olmadığını, kesinlikle bu tarz bir davranışta bulunmayacağını söyledikleri için ben aileye inandım ve araştırmalara başladık. Sitenin güvenlik müdürlerinden, güvenlik personellerinden, komşulardan, komşu esnaflardan bilgiler aldık. Bilgiler ışığında, cinayet büro amirliğinin yapmış olduğu olay yeri inceleme ve benzeri çalışmaları takip ettiğimizde olayın aşırı şüpheye uyandıran bir durum olduğunu fark ettik. Bununla ilgili başsavcılığımızla irtibata geçtik ve başvurularda bulunduk. 112 kayıtlarının getirtilmesini istedik, site kamera görüntülerinin getirtilmesini istedik. Bunlarla ilgili saat çalışmaları yaptığımızda sanık ve ailesinin gerçek dışı beyanlarda bulunduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine savcılık yeniden keşif kararı aldı. Eve gidildiğinde ve banyoda inceleme yapıldığında, kızımızın asılı olduğu iddia edilen havlupanın bu ağırlığı taşıyabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldı. Aynı zamanda metre ve mesafelerin asması için dahi olsa yeterli olmadığı anlaşıldı. Beyanların tutarsızlığı ve delil karartmaya yönelik eylemler göz önünde bulundurulduğunda, savcılık tarafından DNA incelenmesi istendi. Sanığın DNA’sı alındı. Sanığın DNA’sı maktulün; yani Duygu kızımızın tırnak içi DNA’sıyla karşılaştırıldı ve burada sanığın DNA’sı çıktı. Bununla beraber artık tüm bilimsel verilerle atılı suçun işlendiği ortaya çıktı. Çok derin bir çalışma yapmış ekipler; fakat bunun intihar olduğu önyargısıyla yaklaşılınca, şüphe duyulmayınca biraz olay kapatılmış. Haklı olarak kapatılmış; ama biz daha derinlemesine bir çalışma yaptık. Daha öncesinde atılmış olan mesajlar var, tehdit içeren mesajlar var. Bunlar bizim elimizdeydi. Adalet uzadıkça, geciktikçe ailenin acısı kat kat artıyor. Adalete olan güven sarsılıyor. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” dedi.
İzmir Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan anne Nuriye Bölükbaş da gözyaşlarına boğularak “adalet istiyorum” dedi.
Anne Bölükbaş şöyle konuştu:
“Çok zor süreçlerden geçtim; ama inandım. Kızımı çok iyi tanıdığım için böyle bir şey yapmayacağına kesinlikle emindim. Benim çabam adaletin yerini bulması, canilerin elini kolunu sallayarak ocaklara ateş düşürmesinler. Ben yanıyorum, yaşamıyorum, kızımla ben öldüm. Başka annelerin de ölmesini istemiyorum. İki senedir uğraşmaktan çok yoruldum. Şahsın bize tehdit mesajları, kızımı yalnızlaştırmaya çalışması, aileyle küstürmesi, etrafa küstürülmesi, kızımı öldürmekle tehdit etti. Bu savcılıkta da zaten var, mesajlarda var. Şahıs benim kızım öldükten sonra çok geçmeden hayatına birini daha alıp bir kurban daha seçti. Tekrar cezasını almadığı zaman, aynı kurbanlar tekrar tekrar; Duygu olacak, Ayşeler olacak, Fatmalar olacak, bitmeyecek yani. Bundan dolayı adalet yerini bulsun, hak ettiği cezayı alsın.”