Putin’den kaçan her 10 Rus’tan 1’i Türkiye’ye yerleşti
Şam muhaliflerin eline geçtiğinde Beşar Esad'ın yerinde yeller esiyordu. Esad'ın nerede olduğu belirsizdi, nereye gitmişti, uçağı kaza mı yapmıştı? En sonunda devrik liderin Moskova'ya gittiği öğrenildi. Peki bu süreç nasıl yaşandı?
Suriyeli muhalif cihatçılar başkent Şam’a doğru hızla ilerlerken ve ordusu gözleri önünde erirken Beşar Esad’ın kaderi Rusya’nın ellerindeydi. Ancak Rusya muhaliflere karşı çıkmak yerine Esad’ı Moskova’yı getirmeyi tercih etti. Bloomberg’in haberine göre bunda Libya’nın devrik diktatörü Muammer Kaddafi’nin 2011’deki iç savaşta çetelerce linç edilerek öldürüldüğü görüntülerin etkisi büyüktü.
Şam’ın muhaliflerin eline geçeceği kesinleşince Rusya Esad’ı kurtarmak için harekete geçti. Kremlin’e yakın kaynakların Bloomberg’e anlattığına göre Kremlin, Esad’ı muhaliflere karşı kazanamayacağı konusunda ikna ederek derhal ayrılırsa hem kendisine hem de ailesine sığınma hakkı tanınacağını söyledi. Kaçışı organize edenler Rus istihbarat ajanlarıydı. Esad’ı Rusya’nın Suriye’deki hava üssünden kaçırmayı başarmışlardı. Uçağın takip edilmemesi için transponderi de kapatmışlardı.
Esad’ın sürgüne zorlandığı bu müdahale 50 yılı aşkın süredir Suriye’nin başındaki Esad hanedanının iktidarının sonu oldu. Esad’ın gidişinden kısa süre sonra muhalifler hiç zorlanmadan Şam’a girdi ve 13 yıldır süregelen iç savaşı kazandıklarını ilan etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin müttefikinin başarısızlığı konusunda henüz kamuoyu önünde açıklama yapmadı, ama Suriye’nin düşüşünden en çok zarar gören İran’ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney bugün açtı ağzını yumdu gözünü.
Hamaney “Suriye’de olanların Amerika ve Siyonistlerin ortak planının sonucu olduğuna şüphe yok. Evet, Suriye’nin komşusu olan bir ülke bu planda rol oynadı ve oynamayı da sürdürüyor – herkes görüyor – ama asıl komplocu, üst akıl ve kumanda merkezi Amerika ve Siyonist rejim. Kanıtımız var. Bu kanıt şüpheye yer bırakmıyor” diyerek İsrail ve ABD’nin yanı sıra “komşu hükümet” tanımıyla üstü kapalı şekilde Türkiye’yi suçladı.
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov ise bugün günlük basın brifinginde Suriye’deki gelişmeleri yakından izlediklerini ve şu anda kontrolü elinde tutanlarla temas halinde olduklarını söyledi. “Bu gerekli çünkü üslerimiz, diplomatik misyonlarımız orada” dedi. Peskov Suriye’de kaç Rus birliği olduğunu söylemeyerek bu konunun Savunma Bakanlığı’nı ilgilendirdiğini söyledi. Peskov muhaliflerle ilişkilerinin nasıl olmadığını söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin neden Esad’ın tehlikeye girdiğinin bu kadar geç fark edildiği konusunda istihbarat servisinden bilgi istedi. Rusya Suriye’deki Tartus limanı ve Hmeymim’deki hava üssünün geleceğinden endişe ediyor. Rus medyası yenilginin sorumlusu olarak Esad’ı gösteriyor ve Moskova’nın Esad’ı terk etmeyerek sözünü tuttuğunu yazıyor.
Rusya başta muhalifleri durdurmak ve Esad güçlerini desteklemek için havadan bombardıman yapsa da Hama kentinin de muhaliflerin eline geçmesi sonucu desteğin nafile olduğuna kanaat getirdi. Çünkü Suriye ordusu yeterince direniş gösteremiyordu. Bu duruma İran da dikkat çekti. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi İdlib’teki muhaliflerin kuzeyde ayaklanmaya hazırlandığıyla ilgili ellerine istihbarat geçtiğini söyledi.
Bu istihbaratı Esad hükümetiyle paylaşmışlar. Arakçi “Bizi hazırlıksız yakalayan, Suriye ordusunun ayaklanmaya karşı koyamaması ve gelişmelerin çok hızlı yaşanması oldu” dedi. Arakçi’ye göre geçen hafta Suriye’ye gittiğinde Esad da bu durumdan yakınarak “ordunun ayaklanmaya karşı koymadaki isteksizliğinden” şikayet etmiş. Arakçi, Esad’ın durumu doğru okuyamadığını düşündüğünü de söyledi.