Kuzeydoğu Fransa turumuz yılın bu zamanı bir harikalar diyarına dönüşen köylerle devam ediyor. Bu hafta sonu Alsace Haut-Rhin bölümünün masal atmosferine sahip Orta Çağ köylerinden Eguisheim’dayız.
Şöhretini Alsace bölgesinin diğer köylerinde olduğu gibi akıllıca muhafaza edilmiş mimari yapısından alan Eguisheim, daracık sokakları, yarı ahşap evleri, çeşmeleri ve şirin meydanlarıyla bir harikalar diyarı.
2013 yılında Prefere des Français yani Favori Fransız Köyü seçilen ve özellikle yılın bu zamanı Alsace bölgesinin diğer harika köyleri gibi turist akınına uğrayan bir yer Egusheim. Köy aynı zamanda Les Plus Beaux Villages de France’ın (Fransa’nın En Güzel Köyleri Derneği) üyesi.
Rengarenk ahşap kirişli ufacık evlerin sizi karşıladığı Eguisheim tıpkı Alsace Şarap Rotası’nın diğer köyleri gibi Arnavut kaldırımlı dar sokakları, üzüm bağları ve şarap imalathaneleriyle eski zamanlarda geçen bir film setine girmişsiniz hissi yaratıyor hemen ve Noel zamanı çok ama çok güzel.
Noel zamanı yolunuz buralara düşerse köyün masal atmosferine hayran kalacağınıza garanti veririm. Sadece büyümeyi reddedenleri değil, içindeki çocuğu yeniden keşfetme cesaretine sahip gezginleri de kendine aşık etmeyi başaran bir atmosfer var burada.
Evet, Colmar sosyal medyada çok ünlü olabilir ki bu ününü sonuna kadar hak ettiğine şüphe yok ama Eguisheim da tıpkı Kayserberg, Riquewihr, Ribeauville, Obernai ve Selastat gibi aynı ruha sahip masal diyarlar arasında.
Üç kale ve üzüm bağlarının çevrelediği Eguisheim üç dairesel caddeden oluşuyor. Biri şehir merkezinin dışında, ikisi ise şehir merkezinde. Her biri son derece ilginç ve fotojenik. Dışarıdaki en büyük daire, şarap kültürünü hatırlatılacak şekilde adlandırılmış sokaklardan oluşuyor: Rue du Muscat, Rue du Riesling ve Rue du Traminer. Köyün karakteristik özelliği sarmal bir yapıya sahip olması yani turunuzu tamamladığınız zaman başlangıç noktasına geliyorsunuz.
Otoparktan ana yola doğru yürüyüp sola dönünce güzel, küçük bir meydana geliyorsunuz. Turizm Ofisi’nden köyün haritasını alın, nasıl bir güzergah izlemeniz gerektiğini hemen öğreneceksiniz.
Bu güzel köyü Saint Leon IX Şapeli’nin bulunduğu Eski Kent’in merkez meydanı Place du Chateau’dan (Şato Meydanı) başlayarak keşfedebilirsiniz. Meydan, ortasındaki çeşmeden dolayı Saint-Leon Meydanı olarak da biliniyor. Burada Papa IX. Leon’un heykelini göreceksiniz. Meydandaki bu çeşme 1834-1836 yılları arasında inşa edilmiş ve Alsace’ın en büyüklerinden biri.
Ücretsiz olarak gezebileceğiniz Saint-Leon IX Şapeli 19’ncu yüzyılın sonlarında inşa edilmiş, küçük ama çok hoş. Şapelin hemen dışında, büyüleyici bir meydan olan Place du Marche aux Saules’’ye mutlaka uğrayın, köyün en popüler buluşma noktalarından biri. Saint-Pierre-et-Paul Kilisesi ise 13’ncü yüzyıldan kalma.
Vierge Çeşmesi, Porte Basse Çeşmesi ve Saint-Leon Çeşmesi adeta sanat harikaları olarak önünüzde uzanıyor.
Noel zamanını yakaladıysanız değmeyin keyfinize, çünkü köy meydanları el sanatları pazarlarıyla dolu. Her biri rengarenk, ışıl ışıl, çok eğlenceli ve kesinlikle otantik bir cazibe merkezi.
Rue du Rempart, karakteristik yapıdaki binalara ve tarihi bir çeşmeye ev sahipliği yapıyor. Evler 16’ncı yüzyılın başlarında eski şehir surlarına inşa edilmiş ve Alsace’ın hamisi Saint-Odile’in yeğeni Kont Eberhard tarafından 720 yılında kurulan kalenin etrafında şekillenmiş. Muhteşem bir renk ve mimari manzara sunan yarı ahşap evler bunlar.
Kapıların üst pervazları bazen fayanslar, bazen de yazılar ya da desenlerle süslü. Birçok ev balkonlar, cumbalar, çatılar ve yerel stile özgü diğer mimari detaylarla dekore edilmiş. Bu keyifli sokağı sakin sakin gezin ve büyülü atmosferin tadını çıkarın.
Sosyal medya sayesinde neredeyse İstanbul’daki bir evmiş gibi kanıksadığımız, bir Walt Disney yapımından fırlamış gibi duran ve sevimli bir kutuya benzeyen bu ev Le Pigeonnier yani Güvercinlik ismini almış. Evin üst kısmı muhtemelen domuzlar, kümes hayvanları ve güvercinlerin üreme alanı olarak kullanılmış. Rue du Rempart’ın hemen başındaki ev önünde fotoğraf çektirmek isteyenler tarafından resmen işgal ediliyor. Siz de fotoğraf çektirmek isterseniz sabah saatlerinde burada olmaya dikkat edin.
Zamanında Galyalılar’ın yerleştiği bu masal köyde günümüzün en önemli gelir kaynağı olan şarap üretimi Romalılar tarafından geliştirilmiş. Yüzyıllar boyunca Eguisheim şaraplarının itibar kazanması köyün ünlü olmasının en büyük nedenlerinden biri.
Sayıları 30’u bulan bağ sahibiyle Eguisheim şu anda Fransa’nın En Güzel Köyleri arasında en çok bağcıya sahip olan köy. Temmuz ayında Eguisheim Şarap Festivali ve Nuit des Grands Crus heyecanla bekleniyor.
Her yıl ağustos ayının sonlarında düzenlenen Fete des Vignerons (Şarap Yetiştiricileri Festivali) 60 yılı aşkın bir süredir şarap tutkunlarını cezbediyor. Geleneksel kostümlerle yapılan geçit törenleri, tadım turları, konserler, geleneksel müzik, dans gösterileri ve yerel lezzetler turistlerin göz bebeği. Eylül ayının sonunda yapılan Yeni Şarap Festivali ise şarap festivalleri sezonunu kapatıyor.
Eguisheim üzüm bağları arasında yürüyüş yapmak isterseniz Sentier Viticole’u (Üzüm Yolu) takip edebilirsiniz. 3,5 km’lik hafif bir yürüyüş yaklaşık 45 dakika sürüyor. Bu patikaya başlamak için Rue du Rempart’taki Le Pigeonnier evinden 200 metre sonra ilk sola dönerseniz üzüm bağlarına giden bir patikaya ulaşıyorsunuz. Yukarıdaki tepede üç taş kuleden oluşan Eguisheim’ın üç şatosunu görebilirsiniz. Burası köyün en güzel manzarasını sunuyor.
Grand Rue’daki çok sevimli sarı bir binada bulunan Freudenreich Joseph et Fils Winery samimi bir şarap imalathanesi. Alsace Grand Cru şaraplarıyla ünlü. Burada tadım yapabilir, rehberli turlara katılabilir, leziz şaraplardan satın alabilirsiniz. Riesling, Pinot Gris, Pinot Blanc, Pinot Noir ve Grand Cru şarapları kelimenin tam anlamıyla nefis.
Eguisheim Colmar Tren İstasyonu’na (Gare de Colmar) 7 km uzaklıkta. Colmar’dan otobüsler her iki saatte bir hareket ediyor.
Arabayla gelecekseniz Alsace Şarap Rotası’nı takip etmek çok kolay ve bu güzel rotayı keşfetmenin en keyifli yolu.
EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg’dan ya da Strazburg’dan araba kiralayarak hem bu masal kahramanı gibi duran köyleri hem de Almanya’nın Strazburg’a yakın ve aynı ruhu taşıyan şirin kasabalarını kolayca gezebilirsiniz. Köylerin tamamı Strazburg’tan en fazla 1 saat uzaklıkta.