Assos antik çağların önemli bir merkeziydi. Aristo’nun Atina’dan kaçıp sığındığı bu yerleşim Osmanlı için de çok önemliydi. 1. Murat devrinde, yani bundan 700 yıl önce Osmanlı buraya gelmiş yerleşmişti. Bu yerleşimin önemli kanıtlarından biri bulundu
Bugün Assos, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesi sınırlarında ama Antik çağlarda sadece Ayvacık değil bütün Biga yarımadası “Troas” adıyla bilinirdi. Bu bölgedeki Troya şehrine atıfla.
Behramkale Köyü, klasik dönem Assos şehrinin üzerine kurulmuş çok eski bir yerleşim. Burası, Edremit Körfezi’ne hakim, elinizi uzatsanız Midilli adasını turtacakmış gibi hissettiğiniz müthiş bir yer.
Assos ile Midilli arasında kalan denize denizciler “Müsellim Boğazı” diyorlar. ‘Müsellim’ Osmanlı döneminde eyalet yöneticilerine verilen isim. Herhalde Midilli ile Ana kara arasında bu sakin sularıyla meşhur boğazdan geçerek gidip geldiği için.
Evet buradaki sakin denizi hem Doğuda ve Kuzeyde Anadolu tarafındaki dağlar, hem de Güneyde ve Batıda yer alan Midilli adası sağlıyor. O yüzden bu boğazın kıyısında Assos’un limanı ticaret için son derece uygun bir limandı.
Sadece Osmanlı zamanında değil, ondan çok önce Antik çağlardan beri burası önemli bir ticari liman. O yüzden de Assos Antik kenti çok gelişmiş, zenginleşmiş bir kentti. Hatta ünlü düşünür Aristo, Atina’dan kaçmak zorunda kalınca buraya Assos’a sığınmış, daha sonra Midilli’ye geçmezden önce burada ders vermişti. Zaten o yüzden her yıl Assos’da önemli bir uluslararası felsefe toplantısı yapılıyor.
Assos Antik kenti ilk olarak Amerikalı bazı “arkeologlar” tarafından 1800’lü yıllarda kazılmış. Ama esas ciddi kazılar 1981’de başlamış ve 44 yıldır Türk bilim insanları burayı kazıyor, toprağın altından katman katman uygarlıkları çıkarıyor.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve İÇDAŞ’ın ana sponsorluğunda kazıya devam ettiklerini söyledi.
2024 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının başlatmış olduğu Geleceğe Miras Projesi kapsamında Assos’ta en uzun kazı sezonunu tamamladıklarını belirten Arslan, kazıları aralık ayının sonuna kadar devam ettirdiklerini ifade etti.
Bu süreçte Assos’taki kazı çalışmalarının kentin farklı noktalarında yürütüldüğüne ve önemli buluntulara ulaşıldığına işaret eden Prof. Dr. Arslan, “Bunların ilki Athena tapınağında bulundu. Akropoliste bu alanın kullanımına ilişkin araştırmalar yapıldı ve bu araştırmalar sırasında da caminin hemen arkasında erken Osmanlı dönemine ait küçük bir hamam bulundu. Bu hamamın özelliği, gerek ‘cehennem’ dediğimiz alttan ısıtma sistemleri, gerekse suyun kullanılması gibi bütün bu teknik konuların çok iyi anlaşılmasına imkan veren bir örnek. Ortaya çıkarılan hamamın, özellikle erken dönem Osmanlı mimarisi örnekleri için küçük ama oldukça iyi korunmuş bir örnek olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.
Nurettin Arslan, hamamda özellikle soyunma bölümü denilen bölümdeki zeminde kullanılan bir mermer parçasının bilim dünyası için ayrı bir önem taşıdığına işaret etti. Bu mimari parçada bir yazıtın yer aldığını anlatan Prof. Dr. Arslan, şöyle devam etti:
“Bu yazıt milattan sonra 480 yılına tarihleniyor ve İmparator Zeno iktidarına denk geliyor. Yazıtta anlatılanlar arasında vergilendirme ve mali yönetim, adli uygulamalar, kentsel ve kırsal düzenlemeler, arazi mülkiyeti ve yönetimi konularında çok fazla bilgi içeriyor ve bu yazıtın çözümleme süreci devam ediyor. Bittiği zaman da burada anlatılanlar bilim dünyasına tanıtılacaktır.”
Arslan, hamamdaki buluntuların da çok önemli olduğunu hatırlatarak, “Bunlar birkaç tane 1. Murat dönemine ait sikke ve birkaç seramik parçası. Aynı zamanda da bu hamamın yapım tekniği planı tipik olarak erken Osmanlı dönemi hamamını yansıtıyor. Bu hamamın, tahminimize göre cami ve köprüyle birlikte 1. Murat dönemi olduğu için 14’üncü yüzyıla ait bir örnek olduğunu söyleyebiliriz” dedi.