Masal kitaplarından fırlamış gibi duran, şeker tadında bir şehir: Idstein

Almanya’nın Hessen eyaletindeki şirin mi şirin Idstein, Orta Çağ’dan kalma bozulmamış dokusunu oluşturan renkli mimarisiyle sizi unutamayacağınız bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Gezi 19 Ocak 2025

Tarihi 12’nci yüzyıla kadar uzanan Idstein, Taunus Dağları’nın eteklerinde kurulmuş, kontların ikametgahı olmuş küçük bir Orta Çağ şehri. Gezdik, sevdik ve güzel anılarla ayrıldık kendisinden.

‘Eski Kent’ otantikliğini korumayı başarmış

Idstein kesinlikle otantikliğini korumayı başarmış bir şehir. Tur otobüslerine ya da sokakları işgal eden hediyelik eşya dükkanlarına rastlamıyorsunuz. Bunların yerini yerel fırınlar, restoranlar ve kafeler almış.

Yarı ahşap evlerle çevrili ana meydan König-Adolf-Platz’ın olduğu Eski Kent (Altstadt), size sıcacık bir “hoşgeldin” karşılaması yapıyor. Eski Kent, kasabanın içinden geçen iki derenin; doğuda Wolfsbach, batıda Wörsbach’ın arasında yer alıyor. Eski Kent’in kuzey ucunda ise kale ve saray kayalıkları var.

Şehrin en dikkat çekici yapılarından biri olarak karşınızda duran eğik ev Schiefes Haus, 1698 yılından kalma belediye binası Rathaus, Turizm Ofisi Killingerhaus ve 13’ncü yüzyılda yapılan ve Aziz Martin’e adanan Birlik Kilisesi (Unionskirche Idstein) bu güzel şehrin başlıca görülmesi gereken değerleri arasında.

Idstein, 18’nci yüzyılın sonlarından 20’nci yüzyılın ortalarına kadar deri endüstrisinin önemli bir parçası olmuş. İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok kadın tabakhanelerde zorunlu işçi olarak çalışmış. Bu tabakhanelerden tarihi Gerberhaus ise bugün kültürel bir mekan olarak sergilere ve kabarelere ev sahipliği yapıyor.

Yarı ahşap evler 17’nci yüzyıldan günümüze uzanıyor

Frankfurt Merkez Tren İstasyonu’ndan (Hauptbahnhof) yarım saatte ulaşabileceğiniz bu güzel şehir, Arnavut kaldırımlı kıvrımlı sokakları ve panjurlu, rengarenk yarı ahşap karkas evleriyle sizi hemen yakalamayı başarıyor.

Idstein’ın yarı ahşap mimarisinin en iyi manzaralarını sunan üç sokak var: Rengarenk tarihi evleri ile Kreuzgasse, Orta Çağ binalarının sıralandığı Weiherwiese ve Eski Kent’in panoramik manzaralarını sunan Obergasse.

16’ncı yüzyıldan kalma bir sanat harikası: Killingerhaus

Bugün hem Turizm Ofisi hem de 1’nci ve 2’nci katlarında ücretsiz olarak gezebileceğiniz şehir müzesi olarak hizmet veren, muhteşem bir üçgen cepheye sahip olan üç katlı Killingerhaus 1615 yılında inşa edilmiş. Süslü ahşap oymaları ve cumbalı pencereleriyle gerçekten muhteşem bir güzellikte. Şehirdeki en zengin ahşap oymalara sahip bina.

Çok sayıda tipik Rönesans dekoratif motifini birleştiren zengin oymalarla dekore edilen Killingerhaus, sanat tarihi açısından Almanya’nın en önemli ahşap çerçeveli evlerinden biri.

Yerel bir söylentiye göre, ev bir zamanlar Strasburg’da bulunuyordu ve orada sökülerek Idstein’a getirildi ama bunun pek doğru olmadığı düşünülüyor. Killingerhaus, 1981 ile 1984 yılları arasında kapsamlı bir şekilde yenilenmiş ve çatı katı genişletilmiş.

En eski ev 1410 tarihli

Hardal sarısı, yeşil, mavi, bordo, kırmızı, hangi rengi ararsanız var bu güzel evlerin dış cephelerinde. Bakımlı, şık ve kesinlikle göz kamaştıran bir güzellikte hepsi. İnsan, şehrin kültürel mirasının bir parçası olan evlerin tarihlerinin 15’nci yüzyıla kadar uzandığını öğrenince gerçekten şaşırıyor. Kasabanın en eski evi ise 1410 yılında inşa edilmiş. İnsanların hala bu evlerde yaşadığını ya da çalıştığını görmek ise ayrı bir merak konusu tabii…

Biraz sonra yıkılacakmış hissi uyandıran ev: Schiefes Haus

1527 yılında inşa edilen Schiefes Haus (Çarpık Ev), tuhaf bir şekilde durmasının yanı sıra renkleriyle de gerçekten göz kamaştırıyor. Belediye Binası’nın yanındaki evin cephesinde 1527 yılına ait bir kesicinin ticari markası bulunuyor. Bu işareti kimin yaptığı bilinmiyor ancak heykeltıraş ve sıvacı Ferdinand Abt’ın 1925’teki yenileme kapsamında yaptığı varsayılıyor.

Şehrin simgesi Cadı Kulesi

Eski Kent’teki (Altstadt) Idstein Kalesi (Burg Idstein) 1497-1588 yılları arasında inşa edilmiş. Kalenin bir parçası olan Cadı Kulesi (Hexenturm) ise bugün şehrin en önemli simgesi. Idstein, 1676 yılında kurulan cadı mahkemeleriyle ün salmış ve bu dönemde 43 kişi idam edilmiş. Cadı Kulesi bu olaylarla bağlantılı değilmiş ama şehrin tarihindeki bu kapkaranlık dönemi öğrenince insanın tüyleri diken diken oluyor doğal olarak. 12’nci yüzyıldan kalan Cadı Kulesi işte bu dönemin izlerini taşıyor.

Kalenin duvarına cadılıkla suçlandıktan sonra öldürülenlerin anısına bir plaket yerleştirilmiş. Kuleyi gezmek isterseniz Turizm Ofisi’nden anahtarını almanız gerekiyor. 42 metre yüksekliğindeki Cadı Kulesi’nin kıvrımlı, dar merdivenlerden çıkmayı başarırsanız ödülünüz muhteşem şehir manzarası olacak.

Nefis tatlılarla mükemmel lezzet deneyimi

Çikolatayla kaplanmış el yapımı fındıklar insanı baştan çıkaracak güzellikte. Confiserie süss&bitter’de hem bu geleneksel lezzeti hem de İtalyan kahvesi eşliğinde tuzlu atıştırmalıkları deneyebilirsiniz. Ohlers Kaffeewelt bir kahve molası için harika bir alternatif. Tabii nefis bir espresso ile insanın kendini şımartmasının değeri neyle ölçülebilir ki? Belediye Binası’nın karşısındaki Cafe Ungrad’da ise harika hamur işlerini tatmayı unutmayın! Pek çok Michelin yıldızlı restoran olduğunu da not düşeyim.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.