İddianame belli oldu: İmamoğlu’na 2 bin 352 yıl hapis, CHP’ye kapatma davası açılması istemi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek İBB soruşturmasının bittiğini basın toplantısıyla açıkladı. 3 bin 900 sayfa iddianame yazıldı, Ekrem İmamoğlu'na 142 ayrı eylemden 2 bin 352 yıla kadar hapis istendi. Savcılık, CHP'ye de kapatılma davası açılmasını istiyor.

Siyaset 11 Kasım 2025
Bu haber 4 hafta önce yayınlandı

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ile ilgili olarak 8 aydır beklenen iddianamenin yazımı tamamlandı. 2 bin 900 sayfalık iddianamede İmamoğlu, “Örgüt kurucusu ve yöneticisi” olarak niteleniyor. Toplam 402 sanıklı iddianamede İmamoğlu’na tam 142 ayrı eylemden 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek tarafından bir basın toplantısı ile açıklanan iddianamenin yanısıra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Cumhuriyet Halk Partisi hakkında da kapatma davasının açılmasını talep etti. Partiler hakkında kapatma davaları Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından açılabildiği için ilgili talep yazısı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, saat 14.30’da gazetecilerle bir araya geldi. Gürlek, İBB iddianamesinin tamamlandığını söyledi. 3 bin 900 sayfalık iddianamede doğrudan 4 farklı suçlama yöneltilen CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu için toplam 2 bin 352 yıla kadar hapis istendi. Gürlek, “Ekrem İmamoğlu örgüt yöneticisi olduğu için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu tutuluyor” ifadesini kullandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada ise iddianamenin detayları paylaşıldı.

İddianamede 23 Mart’tan bu yana tutuklu olan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı 142 eylemle suçlandı; İmamoğlu hakkında 828 yıldan 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede İmamoğlu, “suç örgütünün kurucusu ve lideri” olarak tanımlandı. İmamoğlu’na bunun yanı sıra doğrudan yöneltilen suçlamalar “rüşvet” (12 kez), “suç gelirlerinin aklanması” (7 kez) ve “kamu kurum ve kuruluşları zararına dolandırıcılık” (7 kez) oldu.

7 ayrı bölümden oluşan 3900 sayfalık iddianamede toplam 402 isim “şüpheli” sıfatıyla yer aldı.

İddianamede “10 yıllık süreçte 160 milyar liralık kamu zararı oluştuğu” öne sürüldü.

İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek, basın toplantısında, iddianameye ilişkin şunları söyledi:

-İddianamenin giriş bölümünde suç örgütünün yapılanmasını ve şemasını anlattık. 6 tane örgüt yöneticisi var. Dijitallerin büyük çoğunluğu çözüldü. Ekrem İmamoğlu örgüt yöneticisi olduğu için diğer kişilerin suçlarından da sorumlu tutuluyor.

-İddianamede gizli ve normal tanıklar var. 70’ten fazla etkin pişmanlıktan faydalanan var. Etkin pişmanlıktan faydalanan Adem Soytekin bize etkili bilgiler verdi. Adem Soytekin’i iddianamede örgüt yöneticisi olarak belirledik. Örgüt yöneticisi olarak verdiği bilgilerin eksik olduğunu belirledik ama verdiği bilgiler doğru. Ve kendisi ile ilgili bilgiler vermedi. Bilgiler eksik olduğu için tutuklandı.

-Hüseyin Gün bu dosyada örgüt yöneticisi olarak yargılanıyor. Şu an 2 tane belediye başkanı da yargılanacak. Beylikdüzü ve Şişli… İSKİ, İGDAŞ ve Boğaziçi tesis yönetimi ile ilgili muhtemelen ek düzenlenecek. İncelememiz bunlarla ilgili henüz tamamlanmadı.

-İhalelerin süreçleri ne şekilde dizayn edildiği çok önemli. Bunları iddianamede görebilirsiniz. Yazışmalar doğrudan dosyaya girdi. Mehmet Murat Çalık’ın WhatsApp yazışmaları var. Dosyada ikrar içeren yazışmalar var. Kamu zararı toplam suç tarihinden itibaren 160 milyar TL ve 24 milyon dolar. 95 tane taşınmaz. Bunlar güncel değerler değil. Suç tarihi 10 yıllık süreci kapsıyor.

Savcılık açıklaması

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianameye ilişkin yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında;

Cumhuriyet Başsavcılığımız Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında bugüne itibariyle tamamlanabilen 105’i tutuklu, 170’i adli kontrollü, 7’si yakalama emriyle aranan, 402 şüpheli hakkında iddianame düzenlenmiş olup, müşteki şikayet dilekçelerine toplam 143 farklı eylemle ilgili olarak “Suç Örgütü Kurma ve Yönetme, Suç Örgütüne Üye Olma, Örgütün Hiyerarşik Yapısına Dahil Olmamakla Birlikte Bilerek ve İsteyerek Yardım Etme, Rüşvet Alma, Rüşvet Verme, İrtikap, İhaleye Fesat Karıştırma, Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık, Vergi Usul Kanununa Muhalefet, Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama, Kişisel Verilerin Kaydedilmesi, Kişisel Verileri Ele Geçirme ve Yayma, Çevrenin Kasten Kirletilmesi, Orman Kanununa Muhalefet, Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma, Kamu Malına Zarar Verme, Maden Kanununa Muhalefet ve Orman Kanununa Muhalefet” suçlarından İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde kamu davası açılmıştır.

İddianamede örgütün kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında;

Doğrudan işlediği suçlar olan Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma (8 kez), Rüşvet (12 kez), Suç Gelirlerinin Aklanması (7 kez), Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık (7 kez) suçlarından,

Suç örgütünün kurucusu ve lideri olması dolayısıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/5’inci maddesi uyarınca örgütün faaliyeti çerçevesinde örgüt mensupları tarafından işlenen Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (2 kez), Kişisel Verileri Ele Geçirme ve Yayma (2 kez), Suç Delillerini Gizleme (4 kez), Haberleşmenin Engellenmesi, Kamu Malına Zarar Verme, Rüşvet Alma (47 kez), Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma, İrtikap (9 kez), Kamu Kurum ve Kuruluşları Zararına Dolandırıcılık (39 kez), Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığı Değerlerini Aklama (4 kez), İhaleye Fesat Karıştırma (70 kez), Çevre Kasten Kirletilmesi, Vergi Usul Kanununa Muhalefet, Orman Kanununa Muhalefet, Maden Kanununa Muhalefet suçlarından,

Olmak üzere toplamda iddianameye konu 142 eylemle ilgili olarak cezalandırma talep edilmiştir. Hakkında işlem yapılan bir kısım şüpheliler yönünden soruşturma devam etmektedir.”

CHP için kapatma davası talep edildi

Savcılık, ayrıca hazırlanan iddianame kapsamında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) Anayasa’nın 69. maddesi kapsamında kapatma davası açılması yönünde bildirimde bulundu.

Savcılık, ilgili bildirim yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Anayasa’nın 69. maddesi, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtmiş; suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene bağdaşmayacağını vurgulamıştır. Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.

Yukarıda açıklanan tespit ve deliller uyarınca;

Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.

Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.

Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisinin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmuştur.”

2 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi 

CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer ve CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Özgür Karabat’ın İBB dosyasında ‘şüpheli’ ve ‘örgüt üyesi’ sıfatıyla bulunduğunu söyleyen Başsavcı Akın Gürlek, bu kapsamda dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yetkisizlikle gönderildiğini kaydetti.

Ayrıca dosyanın milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması talebiyle gönderildiği de belirtildi.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.