Artık vicdan azabı çekmenize gerek yok: Dedikodu bazen faydalı da olabilir

Herkes hayatında en az bir kez dedikodu yapmıştır. Çoğunlukla "aman neyse" diye sonlanan bu konuşmalar daima zararlı mıdır? Bilim insanlarına göre bu sorunun cevabı hayır. Üstelik bunun için kanıtları da var.

Bilim Teknoloji 9 Eylül 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı
Fotoğraf: Freepik

Bilim insanları yıllardır dedikodu üstüne çalışıyor. Eh, dünyanın neresinde olursanız olun insanların büyük ya da küçük gruplar halinde birbirinin arkasından konuştuğunu düşünürseniz bu çok da şaşırtıcı değil. Bir araştırmaya göre modern toplumlarda insanlar günde yaklaşık bir saatlerini bu türden faaliyetlere ayırıyor. Araştırmacılar sosyal yaşamın ayrılmaz parçası olan bu konuya şimdi farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor.

Rice Üniversitesi’nden psikolog Tianjun Sun geçmiş yıllarda araştırmacıların dedikodunun yol açtığı zararlara odaklandığını ve dedikoduyu yapan ya da dedikodunun hedefindeki kişiye odaklandığını söylüyor. Ama artık araştırmacılar dedikodunun faydalarına odaklanmış durumda. Bir diğer farklılık da şu; dedikoduyu yapan ve dedikodunun hedefinde olanın yanı sıra dedikoduyu dinleyen de dikkate alınıyor. Bu araştırma temel bilgi, ego gelişimi ve grup içindeki sosyal ayrışmalar gibi unsurları ele alarak dedikodunun benliğimizin ve başkalarına bakışımızın şekillenmesindeki karmaşık rolünü ortaya koyuyor.

Peki dedikodunun iyi tarafı ne olabilir? Biri size tanıdığınız biri hakkında iyi, kötü ya da nötr herhangi bir şey anlattığında bu ikinizi yakınlaştırır ve aranızdaki sosyal bağı oluşturur ya da güçlendirir. Bir araştırmaya göre dedikoduyu yayan kişiye duyduğunuz sevgi bile artabilir. Kime güveneceğinizi, kimden sakınmanız gerektiğini öğrenmenize yardımcı olur. Grup normlarını güçlendirir. Nasıl mı? Diyelim ki çay içtiği bardağı bulaşık makinesine koymak yerine ofis mutfağının lavabosuna bırakan bir iş arkadaşınız, dedikodu dönüp dolaşıp da kendi kulağına çalındıktan sonra belki bardağını artık bulaşık makinesinin içine koymaya başlayabilir.

İki ucu keskin kılıç

Ancak dedikodu bu eşkenar üçgenin her bir tarafı için iki ucu keskin bir kılıç aynı zamanda. Bu kılıcın faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu, dedikoducu, dinleyici ve hedef arasındaki ilişkilere, her birinin motivasyonuna ve aktarılan bilginin güvenilirliğine göre değişir.

Dedikoducu bu oyunun başrolü olduğu için bugüne kadar dedikoduyla ilgili sosyal bilim araştırmalarının çoğu dedikodunun neden yapıldığı, dedikodudan ne elde edildiği ve varsa dedikodu yapmanın tehlikeleri üstüne odaklanmıştı. Sun dedikoducu iyi niyetli olduğunda dedikodunun bağlılık ve aidiyet duygusunu artırdığını söylüyor. Öte yandan paylaşılan şey hedefe zarar veren kötü niyetli bir şeyse kendinizi suçlu hissedebilir, karşıdan da benzer bir hamle gelebileceğinden endişelenebilirsiniz. Ayrıca dinleyicinin dedikoducu hakkında olumsuz izlenim edinme riski var.

Dedikodular genelde doğru çıkar

Araştırmalar, dedikoducuların eski zamanlardan beri hep söylenti çıkardığını ve hor görüldüğünü göstermekle birlikte, anlatılanların çoğunun aslında doğru olduğunu da ortaya koyuyor. Hollanda’daki Groningen Üniversitesi’ndeki araştırmacılar public goods game denen bir oyunda öğrencilerin tam da buna örnek olabilecek bir davranışta bulunduğunu tespit etti.

Bu tür oyunlarda oyuncular ancak fedakar davrandıkları sürece ortak havuza yaptıkları parasal katkılardan fayda sağlayabilir. Ama bencil oyuncular bunun yerine kendi çıkarları doğrultusunda hareket ederek kazançlarını en üst düzeyde tutmayı da seçebilir. Bu çalışmada dört oyuncu oynayış şekillerine bağlı olarak deneyi yapanlardan 21 euro kadar kazanma şansına sahipti. Kendi çıkarlarına oynarlarsa hem koydukları parayı hem de ortak havuzdaki paylarını alabiliyorlardı. Herkes ortak havuza katkıda bulunursa daha fazla kazanç elde ediyordu, çünkü ortak havuzdaki para 1,5 ile çarpılıyordu.

Birkaç oyun sonra katılımcılar birbirlerinin davranışlarını fark etti ve ortak havuza katkıda bulunmayan oyuncu hakkında birbirlerini uyarabildi. Deneyi yapanlar dedikoduyu aktarma konusunda en hevesli oyuncuların ortak havuza en çok katkıda bulunanlar olduğunu fark etti.

Doğruluğu çıkar çatışması etkileyebilir

O sıralar Vrije Universiteit Amsterdam’da başka bir deney yapan sosyal psikolog Terence Dores dedikoducuların dedikodunun hedefiyle çıkar çatışması yaşamadığı müddetçe doğru bilgileri aktardığını gördü. Ancak ortada bir çıkar çatışması varsa paylaşılan bilgi ya yanlış ya da manipüle edilmiş bilgi oluyordu.

Araştırmacılar dedikodu üçgenindeki herhangi birinin diğeriyle arkadaş olmasının bile aktarılan bilginin doğruluğunu etkileyebildiğini söylüyor.

Bununla birlikte insanlar etkileşimde bulundukları kişilerin niyetini anlamakta o kadar da kötü değil. Mesela bir çalışma insanların dedikoduyu nasıl yorumladığını belirleyenin amacın dinleyiciye yardım etmek mi yoksa kendisine fayda sağlamak mı olduğuna bakmak olduğunu gösteriyor.

Dedikodusu yapılan kişiye sempati bile duyabilirsiniz

Dedikodunun hedefi olmanın kötü bir şey olduğuna dair yaygın bir kanı olsa da bu her zaman geçerli de değil. Groningen Üniversitesi’nden araştırmacılar dedikodunun konusu olumluysa hedefin gurur gibi olumlu duygular yaşayabileceği, olumsuzsa bile kişide sorunlu davranışı onarma çabasını tetikleyebileceği için faydalı olduğunu tespit etti.

Dedikodunun en faydalı sonuçlarından biri de insanların bir şeyi neden yaptığını daha iyi anlamak olabilir. Mesela bir iş arkadaşınız her gün geç kalıyorsa bu gözünüze batabilir ama dedikodu sayesinde o kişinin boşanmak üzere olduğunu ya da ailesinden birinin ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenirseniz bu göze batma azalabilir. Hatta bu durumda özel hayatında büyük bir kriz yaşayan iş arkadaşınıza sempati bile duyabilirsiniz.

Uzun lafın kısası, dedikodunun adı çıkmış bir kere, ama bilim bunun daima kötü bir şey olmadığını gözler önüne seriyor.

Anket: Dedikodu, küfür ve fazla kişisel paylaşım ofisten soğutuyorAnket: Dedikodu, küfür ve fazla kişisel paylaşım ofisten soğutuyor

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.

İlgili Haberler