Facebook, şimdi de Twitter’a rakip uygulamasını devreye alıyor
ABD'li milyarder Elon Musk ve ABD'nin en büyük bankası JPMorgan'ın yöneticisi Jamie Dimon yapay zekanın insanlardan daha akıllı olacağını ve toplumu dönüştüreceğini söylüyor. Peki ya bu ikilinin öngörülerinin ne kadarı abartılı, ne kadarı akla uygun?
Elon Musk kendisi de xAI adında bir yapay zeka şirketine sahip olmasına rağmen sık sık felaket senaryoları üreten bir milyarder. Jamie Dimon ise ABD’nin önde gelen bankalarının başında gelen JPMorgan’ın yöneticisi. Kendi alanlarında önemli konumlarda bulunan bu iki ismin ortak noktası bu hafta yapay zeka konusunda birtakım kehanetlerde bulunmaları.
Örneğin Musk, pazartesi günü Norveç’in 1.6 trilyonluk varlık fonu ve aynı zamanda Tesla’nın da en büyük yatırımcılarından olan Norges Bank Investment Management’ın CEO’su Nicolai Tangen ile görüşmesinde, “Tahminime göre önümüzdeki yılın sonunda sıradan bir insandan daha akıllı olan yapay zekaya sahip olacağız” dedi.
Kendi sosyal medya platformu X’te yayınlanan bu görüşmede yapay zekanın şimdiye kadar gördüğü en hızlı yol kat eden teknoloji olduğunu söyleyen Musk, bu teknolojinin muhtemelen beş yıl içinde insanların kolektif zekasını geçeceğini tahmin ediyor.
Gelelim Dimon’a. Pazartesi günü yatırımcılara gönderdiği yıllık mektubunda Dimon, yapay zekanın son birkaç yüzyıldaki en büyük teknolojik icatlar kadar dönüştürücü olabileceğini söyledi. Dimon’un kast ettiği teknolojik icatlar matbaa, buhar makinesi, elektrik, bilgisayar ve internet. Yani yapay zekayı bugün bu noktaya gelebilmemizde en etkili adımlarla kıyasladı.
Dimon’un hissedarlara yazdığı mektup her yıl dört gözle bekleniyor ve finans sektöründe büyük bir kesim tarafından merakla okunuyor. Bu seferki mektupta yapay zekadan bahseden Dimon, gelecek nesillerin bu sayede haftada sadece üç buçuk gün çalışabileceğini söyledi.
Yapay zeka alanındaki çalışmalar OpenAI ile başlamadı ama OpenAI ile hız kazandı diyebiliriz. Google bu alanda çalışmalar yapıyordu elbette ancak onun çalışmalarından duyulan endişeyle yola çıkarak kendi modelini oluşturan OpenAI, ChatGPT ile Google’dan çok daha ileri bir yol kat etti. Sadece ücretli versiyonu değil, ücretsiz versiyonuyla da kullanıcılara istediğini az çok verebilmesiyle OpenAI kısa sürede en çok konuşulan şirketlerden biri haline geldi. Bu da diğer teknoloji şirketlerinin ağzını sulandırdı.
Google CEO’su Sundar Pichai, yapay zekanın ateşin ve elektriğin icadından daha güçlü bir etki yaratabileceğini söylüyor. Risk sermayesi şirketi Khosla Ventures’un kurucusu Vinod Khosla ise geçen yılki kehanetinde yapay zekanın 10 yıl içinde bugün var olan mesleklerin yüzde 80’inin yerini alacağını söyledi.
Teknolojinin olumsuz tarafına odaklananlar da var elbette. Bu haftanın başlarında Japonya’nın en büyük telekomünikasyon şirketi Nippon Telegraph and Telephone (NTT) ve yine ülkenin en büyük gazetesi Yomiuri Shimbun Group Holdings yayınladıkları manifestoda, yapay zeka dizginlenmezse “en kötü senaryoda demokrasinin ve sosyal düzenin çökebileceğini, bunun da savaşlara yol açabileceğini” belirtti. ABD merkezli şirketlerin geliştirdiği yapay zeka programlarıyla ilgili duyulan endişeye dikkat çekilen manifestoda Japon milletvekillerinden söz konusu teknolojiyi sınırlandıracak bir yasa çıkarmasını istediler.
Bu alanda şimdiye kadar ilk düzenlemeyi Avrupa yaptı ancak Avrupa kararı imzalayana kadar birtakım güncellemeler yapması gerekebilir. Zira bu alanda neredeyse her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Dünyanın geri kalanı ise henüz bir düzenleme kararı almadı. Çin ve ABD’nin bu alanda çalışmalar yaptığı biliniyor, mühendisler cenneti Hindistan da yapay zeka düzenlemesi için çalışmalara başladı ancak henüz elle tutulur bir sonuca varmış değiller.
Ancak bazı uzmanlar yapay zekanın toplumu dönüştürücü gücünün gereğinden fazla abartıldığını düşünüyor. Kendi yapay zeka girişimini 2016 yılında Uber’e satmış olan bilgisayar bilimci Gary Marcus, üretken yapay zekanın bir gün toplumu dönüştürebilecek seviyeye yaklaşacağını düşünüyor ama internet ve hatta akıllı telefonların yarattığı değişime yaklaşmak için çok büyük geliştirmeler yapılması gerektiğini vurguluyor. Marcus, üretken yapay zeka programlarının mevcut koşullarda çok fazla hata yaptığını, güvenilmez olduğunu ve dünyayı yüzeysel olarak algıladığını söylüyor.
Yani Musk’ın öngördüğü gibi yapay zekanın gelecek yılın sonuna kadar insan zekasına ulaşmasının mümkün olacağını pek düşünmüyor. Kaldı ki yapay zeka şirketlerinin önünde çok büyük bir problem var çözmeleri gereken: Kaynak ihtiyacı. Malum, bu şirketler yapay zeka modellerini dijitaldeki verilerle besliyor ancak bunun sınırına ulaşmış durumdalar ve mecburen yeni açılımlar yapmaları gerekiyor. Kimileri bu açılımları dijitaldeki görsel-işitsel içerikelrde yapıyor, kimileri de yapay zekanın ürettiği sentetik verilere güveniyor. Bu sentetik veriler yapay zekanın dijitalde beslendiği verilerle ortaya çıkardığı yeni ürün. Ancak bu ürünün her zaman doğru olduğu söylenemez. Bu da yapay zeka kendi kendini mi zehirleyecek sorusunu gündeme getiriyor.
Marcus, yapay zekanın gelecek yıl sıradan insandan daha akıllı olmayacağına o kadar emin ki Musk ile bir milyon dolarına bahse girmeye bile hazır. Daha önce Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg ile kafes dövüşüne epey hevesli olan Musk belki bu bahse de açıktır…
Yapay zeka destekli şarap tavsiyesi aracı olan BetterAI’ın kurucu ortağı ve CEO’su olan Angel Cossough ise bu teknolojinin büyük veri setlerini analiz etmede iyi olduğunu, okkalı tahminlerde bulunabildiğini ve üretkenliği artırabildiğini kabul etmekle birlikte insan zekasının büyük kısmının duygusal zekadan geldiğini belirtiyor. Bu yüzden de Cossough’a göre yapay zekanın inlar kadar zeki olması en azından şimdilik uzak bir ihtimal.