10’ca bilim arasından: Yeni fizik yasası, simülasyonda yaşadığımızı destekliyor mu?
ABD'de uzmanlardan oluşan bir panel, orak hücreli anemi hastaları için "umut olacağı" düşünülen yeni bir gen tedavisinin güvenli olduğuna karar verdi. Şimdiyse gözler nihai kararı açıklaması için FDA'da.
45 yaşındaki Dr. Lekiea Bailey, şimdiye kadar bildiği en yaşlı orak hücreli anemiye sahip kişinin kendisi olduğunu söylüyor. Çünkü bu hastalığa sahip kişilerin ortalama yaşama süresi 45 yıl. Kâr amacı gütmeyen ve hasta savunuculuğu yapan Orak Hücre Konsorsiyumu’nun yöneticisi olan Bailey’ye 3 yaşındayken orak hücreli anemi teşhisi konmuş. Bu nedenle kalp sorunları da yaşamış, kalça protezi ameliyatı da olmuş ve hayatı boyunca ciddi ağrılar da çekmiş.
Bailey dün ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) danışma komitesine şu anda değerlendirilme aşamasında olan son teknoloji bir tedavinin orak hücreli anemiye sahip topluluklarına daha önce sahip olmadıkları bir şey sunacağını söyledi: Umut. Komiteye konuşan Bailey, “Umut ufukta görünüyor ve dayanılmaz acılar içinde yaşadığımız hayatlarımızı değiştirmek için biz de bu umuda sığınıyoruz” dedi.
Bailey’nin “umut ışığı” olarak gördüğü bu tedavi exa-cel. Exa-cel, CRISPR denen ve DNA’da birtakım değişiklikler yapılmasını amaçlayan bir teknolojiden faydalanıyor. Daha önce FDA hiç CRISPR teknolojisi kullanan bir tedaviye onay vermemişti. Bailey’nin komiteyi ikna etmek için sarf ettiği sözler de esasında exa-cel’in onaylanıp onaylanmaması konusunda devam eden tartışmayı olumlu tarafa çekmek için.
Orak hücreli anemiye yakalanan bir kişinin kırmızı kan hücreleri gerektiği gibi çalışmıyor. Kırmızı kan hücreleri akciğerden vücudun diğer dokularına oksijen taşıması bakımından olmazsa olmazımız. Ne var ki orak hücreli anemide kırmızı kan hücreleri, küçük kan damarlarını tıkayabilen, ileri düzeyde organ hasarına ve hatta organ yetmezliğine yol açabilen orak şeklini alıyor. Ayrıca bu hücreler olması gerekenden çok daha erken ölüyor, bu da kişinin daima kansızlık çekmesine neden oluyor.
Nadir görülen bu hastalık ABD’de yaklaşık 100 bin kişiyi etkiliyor, 20 bini ise ağır hasta olarak kabul ediliyor. Şimdiye kadar bu hastalara uygulanan tek etkili tedavi kök hücre ya da kemik iliği nakliydi. FDA, kök hücre bakımından hastaların yüzde 20’sinden daha azının uygun bir donöre sahip olduğunu, nakillerin riskli olduğunu ve işe yaramayabileceğini kabul ediyor. Hatta bazen yapılan bir nakil hastanın ölümüne bile sebep olabiliyor.
FDA’nın değerlendirdiği exa-cel’de ise hastanın kendi kök hücresi kullanılabiliyor. Doktorlar, orak hücreye neden olan genetik sorunları düzeltmek için CRISPR teknolojisinden faydalanacak ve değiştirdikleri kök hücreleri tek seferlik infüzyonla hastaya geri veriliyor. İlacın geliştiricilerinden biri olan Vartex Pharmaceuticals Incorporated’ın uluslararası ruhsat işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Dr. Stephanie Krogmeier, panele açıklamasında “tedavinin güvenli olduğunu” ve “hastalığı ağır seyreden kişiler için fayda ya da zararının epey olumlu yönde olduğunu” söyledi.
Tedavinin denendiği 40 kişiden 39’u, kırmızı kan hücrelerinin normal dolaşımı engellemek ve orta ya da ağır şiddette ağrıyla eşdeğer vazo-oklüzif kriz geçirmemiş. Bu kriz öyle şiddetli ağrılara varabiliyor ki hastalar hastaneye yatırılabiliyor ve en az iki haftayı hastanede geçirebiliyorlar.
FDA tedaviye onay ya da ret verme konusunda pekâlâ kararı tek başına alabilirdi ancak bağımsız bir panelden yardım almayı uygun gördü çünkü ilk kez CRISPR teknolojisinden faydalanan bir tedavinin akıbetine karar verecek. California Üniversitesi Moleküler ve Hücre Biyolojisi Bölümü’nde profesör Dr. Fyodor Urnov, komiteye CRISPR’in 30 yıldır piyasada olduğunu ve bu süre zarfında bilim insanlarının söz konusu teknolojinin nasıl güvenli kullanılacağı konusunda çok fazla şey öğrendiğini söyledi.
FDA neden tereddüt ediyor diye soracak olursanız bir hastanın genetiğinde yapılacak yanlış bir değişiklik, istenmeyen sonuçlar doğurabilir. İşte bu yüzden ajans, tedaviyi değerlendirmek için hangi kriterleri baz alacağını anlamak ve uzun vadeli güvenlik sorunlarını nasıl değerlendireceğini belirlemek için uzmanlara danıştı. Ayrıca exa-cel’in denendiği kişi sayısının az olması da FDA’nın endişeleri arasında. Şirket ise buna karşılık, tedavilerini kullanacak hastaları 15 yıl boyunca izleme sözü verdi. Böylelikle ileride herhangi bir sorun olup olmadığını tespit edebilecekler.
Panel, hem hastaları hem de tedavinin geliştiricilerini dinledikten sonra tedavinin yeterince güvenli olduğuna karar verdi. FDA ise nihai kararını 8 Aralık’a kadar açıklamış olacak. Bu arada belirtelim, bu tedavi geçen hafta Birleşik Krallık’tan yeşil ışık aldı.