Stephen Hawking yanılıyordu: Bu tuhaf kara deliklerin varlığı mümkün olabilir
Kara deliğin içine düştüğünüzde ne olacağını hiç merak etmiş miydiniz? Şimdi NASA süper bilgiysayarında üretilen yeni bir simülasyonu izleyerek bunun nasıl bir his olduğunu bir nebze anlayabilirsiniz.
Kara delikleri keşfettiğinden beri insanlığın kafasını kurcalayan bir soru var: Geri dönüşü olmayan o deliğin içine doğru çekilmek nasıl bir his olurdu? Bu konuda hâlâ bir cevaba sahip değiliz, gerçek hissiyatı yakalamak için bir kara deliğin içine çekilmemiz gerekirdi. Bunun da insanlığın isteyeceği bir şey olacağını sanmıyoruz. Ama yeni bir süper bilgisayar simülasyonu mevcut verilere dayanarak elimizdeki en iyi tahmini gözler önüne seriyor.
Kara deliklerin olay ufku geri dönüşü olmayan noktadır. Daha doğrusu geri dönüşü olmayan yüzey. Bu bölge kara deliği evrenin geri kalanından ayırır. Bir şey bu eşiği geçtiğinde ışık dahil hiçbir şey kara deliğin çekim gücünden kaçamaz. NASA bir süper bilgisayardan faydalanarak kara deliğin etrafında süzülmenin ve hatta içine çekilmenin nasıl bir şey olacağının modelini çıkardı.
Görselleri hazırlayan NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden astrofizikçi Jeremy Schnittman “İnsanlar bunu sık sık soruyor. Hayal etmesi zor olan bu süreçleri simüle etmek görelilik matematiğini gerçek evrendeki gerçek sonuçlarla ilişkilendirmeme yardımcı oluyor” dedi.
Schnittman böylece iki farklı senaryoyu simüle etti. İlki gözü pek bir astronot niyetine kullanılan kameranın olay ufkunu ıskalayıp geri döndüğü, ikincisi ise sınırı geçerek kaderini belirlediği bir senaryoydu. Beş gün boyunca çalıştıktan sonra program 10 terabaytlık veri üretti ve bilim insanları bu verileri süper kütleli bir kara deliğe düşmenin nasıl bir his olabileceğine dair videolar oluşturmak için kullandı. Süper kütleli bilgisayarın kullanılması önemli, sıradan bir dizüstü bilgisayarda bu işlem 10 yıl sürerdi.
Simülasyonda kullanılan kara delik Samanyolu’nun merkezindeki süper kütleli kara delik Sagittarius A*ya benziyor; Güneş’in kütlesinin 4.3 milyon katı ağırlığında ve 25 milyon kilometre genişliğinde bir olay ufkuna sahip. Simülasyonda kara deliğe yaklaşmadan 640 milyon kilometre önce ışıktan daha hızlı hareket etmeye başlanıyor. İşin iyi tarafı düşülen kara deliğin süper kütleli olması. Neden mi?
Schnittman bunun sebebini “Yaklaşık 30 Güneş kütlesine sahip yıldız kütleli kara delikler çok daha küçük olay ufuklarına ve yaklaşan nesneleri ufka ulaşmadan parçalayabilen çok daha güçlü çekim kuvvetine sahipler” diye açıklıyor.
Eğer gerçekten kara deliğin etrafında uçuyor olsaydınız zaman algınız da değişirdi. Kara deliklerin çekim gücü ve bizim kendi hızımız nedeniyle zaman yavaşlayacağından yaşlanma hızımız da yavaşlar. Yani daha genç kalırız. Uzaktan uzaktan sizi gözlemleyen bir kişiyse ufku geçmiş olmanıza rağmen daha geçmemişsiniz gibi görür. Şöyle bir yörünge yolculuğu yapıp Dünya’ya geri dönecek olsanız daha genç görünürdünüz. Örneğin simülasyonda kara deliğin içine çekilmeye başladığınız noktada sizi gözlemleyen birinden 36 dakika daha genç olurdunuz.