Karanlık maddenin gizemine bir yanıtımız olabilir, hem de yancısıyla birlikte
Sizi Gaia-BH3 ile tanıştıralım; kendisi gökbilimcilerin Samanyolu'nda şimdiye kadar keşfettiği en büyük yıldız kütleli kara delik. Bizim güneşimizin tam 33 katı büyüklükte kütleye sahip. Kendi türünün bugüne kadar bulunan en büyüğü.
Gökbilimciler Samanyolu’nda şimdiye kadarki en büyük yıldız kütleli kara deliği keşfetti. Yıldız kütleli olmasının sebebi de vadesi dolmuş bir yıldızdan doğmuş olması. Güneş’in 33 katı kütleye sahip olan bu kara delik süper kütleli kara delikler ya da diğer kara deliklerle birleşerek büyüyen kara deliklerin yanında cüce kalıyor tabii ama kendi liginde kayda değer büyüklükte olduğunu söyleyebiliriz.
Astronomy & Astrophysics’de yayınlanan çalışmaya göre yaklaşık 2000 ışık yılı uzağımızdaki Gaia-BH3, şimdiye kadar keşfedilen kara delikler arasında dünyaya en yakın ikinci kara delik. University College London’dan George Seabroke ve meslektaşları vadesini doldurmuş bir yıldızdan doğan bu kara deliği Gaia uzay teleskobunu kullanarak buldu.
Şimdi gelelim Gaia-BH3’ün tuhaflıklarına. Biz biliyoruz ki bir ışık demeti bile kara delikten kaçamaz. Zaten bu sayede çoğu yörüngesine çekilen sıcak maddenin parıltısı sayesinde tespit ederek bulunuyor. Ama BH-3 uykuda, yani hiçbir maddeyi yutmuyor. Araştırmacılar boş bir alanda dönüyormuş gibi görünen bir yıldızın tuhaf hareketlerinden işkillenince onun kara delik olduğunu anladılar.
Bir diğer ilginç tarafı ise neredeyse tamamen hidrojen ve helyumdan oluşması. Bunda ne var diye düşünebilirsiniz ama kara deliklerin oluşum şekillerini hatırlayalım: Evrenin ilk zamanlarında element çeşitliliği yoktu. Yani hidrojen ve helyumdan oluşmuş kara delikler vardı, zaman içinde çok daha ağır elementler ortaya çıktı.
Gaia-BH3’ün yapısına bakılacak olursa ilkel yapılardan biri olduğunu ve bugünkü büyük yıldızlardan farklı şekilde evrimleşmiş olduğunu düşünebiliriz. Bu da kara deliğin nasıl bu kadar büyük olduğunu açıklayabilir. Normal yıldızlar gibi evrimleşmiş olsaydı boyutunu açıklamak zor olurdu.
Büyük kütlesi elbette bilim insanlarını şaşırtmıştı, peki ya kara delik bulunması sürpriz miydi diye soracak olursanız yerçekimi dalgalarının ölçümleri zaten Samanyolu’nda da bu türden kara delikler olduğuna işaret ediyordu. Sadece biz şimdiye kadar onlara rastlayamamıştık. Araştırmacılar bunun daha başlangıç olduğunu söylüyor: “Bulduğumuz kara delik çok parlak ve eğer ki parlak bir şey bulursanız daha sönükleri de vardır demektir.”
Samanyolu’nda 100 milyon yıldız kütleli kara delik olabilir ama büyük kütlelerine ve ürettikleri güçlü enerjiye rağmen tespit edilmeleri oldukça zor olabiliyor çünkü çoğunun etrafında dönen bir yıldız yok. Bu da neredeyse görünmez oldukları anlamına geliyor.