Sanat ve bilim güçlerini birleştirdi: HIV’e dair önyargılar dönüştürülüyor
Özellikle Afrika'nın en büyük sağlık sorunu olan AIDS'e karşı, yılda iki doz uygulandığında HIV pozitif olmayı engelleyen bir aşı geliştirildi. Aşının 3. faz denemelerinde büyük bir başarı elde edildi. AIDS'in zaman içinde yok edilmesi artık mümkün.
Türkçe’ye ‘Edinsel Bağışıklık Eksikliği Sendromu’ olarak geçen AIDS hastalığı ilk ortaya çıktığı 1980’lerde Amerika başta Batı ülkelerinde çok can almış, neredeyse esrarengiz bir hastalıktı. Gazete manşetlerinden düşmüyor, her gece TV’lerde bu ‘esrarengiz hastalık’ konuşuluyordu, hastalıktan hareketle bu hastalıktan en çok etkilendiği görülen homoseksüellere karşı özel bir düşmanlık bile başlamıştı.
Bir süre sonra esrar perdesi aralandı. Hastalığa HIV adı verilen bir virüs neden oluyordu. Hastalık kimi bazı vücut sıvılarından ama en çok kandan bulaşıyordu. Peki bu virüs nasıl önlenecekti?
Başlangıçta bu medyanın da etkisiyle sanki sadece gelişmiş Batı ülkelerini ilgilendiren bir sorun gibi algılanıyordu ama doğru değildi. Hastalık zenginlerden çok fakirleri, hem de en fakirleri vuruyordu. Özellikle Afrika’da HIV o kadar yaygındı ki homoseksüellik veya uyuşturucu bağımlılığıyla ilgisi olmayan insanlar da HIV pozitifti. Genç kadınlar arasında çok yaygındı, milyonlarca bebek dünyaya HIV pozitif olarak geldi.
Batı ülkeleri zenginlikleriyle zaman içinde virüsü yok edemedi ama AIDS hastalığına pahalı bazı ilaç tedavileri geliştirdiler, yani HIV pozitif olunduğu halde AIDS’e yakalanmadan yaşamayı mümkün kıldılar.
Ama bu ilaçlar aynı hastalıktan muzdarip Afrika ülkeleri, Hindistan, Brezilya gibi o kadar da zengin olmayan ülkeler için çok pahalıydı. Hindistan, Güney Afrika ve Brezilya’nın başını çektiği ülkeler o pahalı ilaçları üreten ilaç firmalarıyla masaya oturdu, ‘Bize bu ilacı ucuza vermezseniz sizin patent hakkınızı ihlal edip bu ilaçları kendimiz üreteceğiz’ dedi. Belli bir indirim sağlandı ama örneğin Afrika kıtasında HIV pozitiflik de, AIDS de çok yaygın kalmaya devam etti; örneğin Amerika’da olduğu gibi gündemden düşen bir hastalık haline gelmedi.
HIV ile uzun zamandır mücadele eden araştırmacılar ve aktivistler geçen hafta heyecan verici bir haber aldı: Afrika’da yapılan büyükçe bir klinik araştırmanın sonuçları, genç kadınlara yılda iki kez enjekte edilen yeni bir antiviral ilacın onları virüsten tamamen koruduğunu göstermişti. Bu etkili ilacın adı Lenacapavir. Yani nihayet faydalı bir HIV aşısı üretilmişti.
“Purpose 1” adı verilen bu araştırma Uganda ve Güney Afrika’da yapıldı. Gilead Sciences tarafından üretilen lenacapavir’in altı ayda bir kullanıcılara enjekte edilmesinin zengin ülkelerde sık kullanılan ve günlük hap olan ilaçlara kıyasla HIV enfeksiyonlarına karşı ne kadar etkili olduğu test edildi. Purpose 1 deneyi yaşları 16 ile 25 arasında değişen katılımcılara sahipti.
Genç kadınlardan bazılarının hamile ya da emziren olması deneyi sıra dışı kılan özelliklerden biriydi. İlaç şirketlerinin genelde hamile ya da emziren kadınlarda ilaçlarını test etmeye yanaşmadığını söyleyen Mworeko, Afrika’nın özellikle cinsel olarak aktif genç kızları içermesi konusunda kararlı olduklarını belirtiyor. Lenacapavir’i özel kılan bir diğer şey de erkeklerden önce kadınlarda denenmiş ilk HIV ilacı olması. Çoğu deney, zengin ülkelerdeki eşcinsel erkekler üzerinde yapılıyordu.
Deneye katılan yaklaşık iki bin kadından hiçbirinin HIV’e yakalanmadığı görüldü. Sonuçlar öyle ikna ediciydi ki bağımsız veri inceleme komitesi aşının virüse apaçık üstün gelmesi nedeniyle deneyin erkenden tamamlanmasına karar verdi. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse 10 yılı aşkın süredir piyasadaki günlük bir hap olan Truvada’yı kullanan 1068 kadından 16’sı, Descovy kullanan 2136 kadından 39’u enfekte olmuştu.
Araştırmada yer alan Dr. Linda-Gail Bekker yeni enfeksiyonları göstermek için hazırlanan bir veri sütununda hastalığın ortaya çıkmadığı anlamına gelen sıfırları gördüğü anı “Tüylerim diken diken oldu. Özellikle de aşılar konusunda yıllarca yaşadığımız üzüntüden sonra bu gerçekten olağanüstü bir durum” diye anlattı. Güney Afrika’da HIV ve AIDS’in Önlenmesini Savunanlar grubunun lideri Yvette Raphael ise New York Times’a verdiği demeçte bunun “şimdiye kadar duydukları en iyi haber” olduğunu söyledi.
Gilead’in açıkladığı veriler henüz hakem değerlendirmesinden geçmedi. Brezilya ve ABD dahil altı ülkede aşıyla ilgili ikinci bir araştırma yapılıyor. Bu çalışmada da başka erkekler ya da transseksüellerle ilişkiye giren erkeklerde ve enjeksiyonla uyuşturucu kullanan kişilerde aşının ne kadar etkili olduğu araştırılıyor. O araştırmanın ara değerlendirmeleri de bu yıl ileri bir tarihte açıklanacak.
Aslında Truvada HIV enfeksiyonuna karşı büyük oranda koruyucu olsa da HIV’in sık görüldüğü Afrika ülkelerinde alım gücünün düşük olmaması nedeniyle daha çok zengin ülkelerde kullanılıyor. Lenacapivir yılda sadece iki kez yapıldığı için Afrika ülkelerindekiler için günlük haptan daha etkili ve pratik olabilir.
Doğu Afrika HIV ile Yaşayan Kadınlar Uluslararası Topluluğu’na öncülük eden Lillian Mworeko “Kasabadaki bir klinikte randevu alamayan, damgalanmaktan ya da şiddetle karşılaşmadan hap kullanamayan genç bir kadın için yılda sadece iki kez yapılacak bir enjeksiyon, o kadını HIV’den uzak tutacak seçenek olacaktır” dedi.
İlaç ne kadar pratik ve etkili olsa da bir sorun var: Gilead lenacapavir için ABD’de hasta başı 42 bin 250 dolar alıyor. Afrika’da zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren kadınlar bu parayı nasıl karşılayabilir? Mworeko “Afrika heyecanlı, kadınlar heyecanlı, bunun için uzun süredir bekliyoruz. Şimdi bilmemiz gereken şey bu ilacı ihtiyacı olanlara nasıl ulaştıracağımız” diye sordu.
Gilead, HIV’in görülme riskinin yüksek olduğu düşük gelirli ülkelerde ilacı mümkün olan en kısa sürede “makul fiyatlarla” piyasaya sürmeye kararlı olduğunu söyledi. Şirketin yetkililerinden Janet Dorling de çeşitli bölgelerdeki jenerik ilaç üreticileriyle ilacın fikri mülkiyetini lisans ücreti karşılığında paylaşmayı planladıklarını belirtiyor. Böylece düşük ya da orta gelirli ülkeler hiç olmazsa ilacın daha ucuz bir versiyonuna sahip olabilecek.
Yine de jenerik üreticilerin ilacı seri üretime hazır hale getirmesi yıllar alabilir. Bu nedenle Gilead ruhsat alır almaz düşük gelirli ülkelere “yetecek miktarda” lenacapavir göndermeyi hedefliyor. Bir sorun çıkmazsa ilacın gelecek yıl biterken piyasaya sürülmesi bekleniyor.